İzmir’de İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Adalet İçin Hukukçular ve Çağdaş Avukatlar Grubu, mahpuslara para yatırmanın kovuşturmaya uğramasına dair İzmir, Bayraklı Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.
MA’nın haberine göre, basın açıklamasına Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda avukat katıldı.
CİSST’TEN BERİVAN KORKUT ANLATTI
Adli mahpuslar derin yoksulluk yaşıyor
“Cezaevi kasa hesabı, idarenin kontrolünde”
Basın metnini okuyan Avukat Erdoğan Akdoğdu, “Terörün Finansmanı Yasası” kapsamında uzun süredir mahpuslara para yatıran ailelere, vasilere ve yakınlarına yapılan baskıların sürdüğünü söyledi.
Bu kapsamda şu ana kadar İzmir’de 60 kişinin gözaltına alındığını ve 20 kişinin tutuklandığını ifade eden Aydoğdu, sözlerine şöyle devam etti:
“Her ne kadar suçlama konusu ‘teröre finansman sağlamak’ olarak addedilse de dosya kapsamında tutuklanan ve adli kontrol tedbiri adı altında esasında cezalandırılan kişilerin dosya kapsamında suç olarak nitelendirilen tek davranışları, hapishanede bulunan ve mahpusların kendi kullanımlarında olmayan cezaevi kasa hesabına para yatırmalarıdır.
Bizler bu yaşanılan sürecin açık bir hak ihlali yarattığını, tutsakların yalnızlaştırılması için yapıldığını ve tüm kamuoyuna hukuk adı altında gözdağı verilmeye çalışıldığını biliyoruz ve bunu kabul etmediğimizi belirtiyoruz.”
“Mahpuslar hiçbir parasal sürece müdahil değil”
Tutuklamaların tek sebebinin, mahpusların temel ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için zorunlu olan parayı cezaevi yönetimine yatırmaları olduğunu hatırlatan Akdoğdu, “Yaşlı, hasta, çocuklu olmasına bakılmadan bu suçlamalar çerçevesinde komik denilecek rakamlarda para yatırıldığından ve özellikle mahpusların kendi kullanımında olmayan cezaevi idaresinin yönetimi ve kontrolünde kullanılan bu hesaba para yatırıldığından bahisle yurttaşlar tutuklandılar. Yani mahpuslar hiçbir parasal sürece doğrudan müdahil değildir. Bütün harcamalar ve akış cezaevi yönetimi ve Adalet Bakanlığının denetimi ve kontrolü altında gerçekleşmektedir” diye konuştu.
“Mahpuslar ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geldi”
Mahpusların aileleri ve yakınları üzerinde oluşturulan yargı baskısı ile “para yatırmanın” suç olarak değerlendirilmesi sonucunda mahpusların hiçbir ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geldiğini ifade eden Akdoğdu, bu durumun hem fiziksel hem de ruhsal sorunları, ihlalleri beraberinde getireceğini vurguladı:
“Yargı baskısına uğrayan kişilerin de gözaltına alınması, davalar açılması ve tutuklanması da ayrıca yakınları üzerinde telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açıyor, işlerinden oluyorlar, özgürlüklerinden mahrum bırakılıyorlar ve sosyal olarak da zarara uğruyorlar.”
“Haksızlıklara boyun eğmemiz isteniyor”
Mahpusların hesabına para yatırılmasının suç olmadığını hatırlatan Akdoğdu, yaşanılan sürecin tutukluları yalnızlaştırılması için yapıldığını ifade etti:
“Bizlere dayatılan suçlamalarla, tüm değerlerimizden ödün vermemiz, haksızlıklara boyun eğmemiz istenmekte. Ama bizler bugüne kadar hiç bir haksızlığa susmadık boyun eğmedik ve bu gelenek bizim sahip olduğumuz en onurlu en hakiki insani değerimizdir. Bugün de yaratılan bu yargı baskısına karşı makul addedilenlerden olmayacağımızı, mahpuslarla dayanışmaktan bir an olsun vazgeçmeyeceğimizi müvekkillerimize yapılan haksızlıklara karşı her zaman yanlarında olacağımızı ve yapılan hukuksuzluklara karşı sesimizi yükselteceğimizi bildiriyoruz.”
(AS)