Tuhaf, bir biçimde Amerikalar Avrupalıların Türk ziyaretçilerine vizelerini vermeyi, sınırlarını işçilere ve Türk ailelerine sonuna kadar açmayı dayatıyor. Problem ise Türklerin hiçbir zaman Avrupalı olmaması. Her kim ki Erzurum'da, Ankara'da veya İstanbul'da yaşıyor, bulunuyor, Türk toplumunun dürüstlüğü ve misafirperverliğini beğense bile hiçbir zaman Avrupa şehirlerinde yaşadığı duygusuna kapılmıyor.
Yalnız M.Kemal liderliğinde, geçmişte tutkuyla Avrupa uygarlığına bağlılıkla Avrupa ülkesi olunmaz Avrupa Hıristiyanlığın ve Aydınlanmanın ikili mirası üzerine kurulu. Türkiye ise değil.
Bugün, bu büyük ülke İslam'a ve moderniteye olan tutkusunu birlikte ilan ediyor. Deneme ilginç ama bizi birinci derecede ilgilendirmiyor. Müslüman dünyasını reforma uğratmak Avrupalıların işi değil, ayni şekilde Hint ve Çin dünyasının dönüşümü de Avrupalıların işi değil. İslam uygarlığı bir gün reforma uğraması gerekiyorsa, bu Müslümanların eseri olmalı, bizim (Avrupalılar) değil.
İyi duygularla ifade ederek, Avrupa'daki ılımlı İslamcıların doğulu ulusların aşırı İslam tarzına karşı onları siper yaparak, özümlenmeleri, bütünleşmeleri gerekli. Sürünün güvenliğini kurda teslim etme teorisi...
Avrupa Birliği'nin coşkulu taraftarı olduğunu kamuoyuna açıklayan Anglo-Saksonlar çıkarlarının ve ne yaptığının bilincinde. Amerikalılar, bir gün dünya liderliğini elinden alır diye gerçekte güçlü bir Avrupa istemiyorlar. İngilizler, her zaman geniş serbest ticaret bölgelerini, hem egemenliğinin korunmasını hem de denizaşırı (Atlantik ötesi) yerlerde vazgeçilmez merkezi rolünü hayal ediyor. General De Gaulle zamanında bunu iyi anladı.
Anglo-Saksonların baskısıyla Avrupa çılgın bir büyüme, genişleme hamlesi başlattı, ki yakında 25 ülke olmak üzere; oysa 6 ülke için oluşmuş kurumlar şimdiki 15 üye ile bile paralize olmuş durumda. Derinleşmeden önce genişlemeyi gerçekleştirmek istemek Avrupa kurumlaşması için tarihsel bir hata olur; belki de ölümcül bir hata. Türkiye'yi kabul etmek sadece ve basitçe onu bağışlamak, ödüllendirmektir.(RG/SZ/NM)
* Le Figaro'nun 27 Kasım 2002'deki başyazısını Fransızca'dan S. ZUBA çevirdi.
* * Le Figaro, Fransa-Paris'te her gün yayınlanan 2001 yılı itibari ile günlük ortalama tirajı 352 651 olan (ciddi ve Bulvar tarzı olmayan) merkez-sağ bir gazete.