Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) eski başkanı Kemal Türkler'in öldürülmesiyle ilgili yargılamada dün üçüncü kez beraat ettirilen katil zanlısı Ünal Osmanağaoğlu'nu, MİT'çilerin himayesi altındayken bir tesadüf eseri durumdan haberdar olan Türkler Ailesi avukatı Rasim Öz'ün yakalattığı ortaya çıktı.
Öz, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Osmanağaoğlu ile ilgili dün (30 Temmuz) verdiği beraat kararını ise temyiz etti.
Osmanağaoğlu'nun "delil yetersizliği"nden beraat ettirildiği duruşmanın hemen ardından temyiz dilekçesini sunan Öz, duruşma çıkışında yaptığı açıklamada, "Anında yazdığımız temyiz dilekçesini davanın Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu'na götürülmesi için verdik. Burada beraat da olsaydı, mahkumiyet de olsaydı, hakkaniyetli yargılama ortadan kalkmıştı. 30 yıldır devam eden davada zamanaşımına oynuyorlardı. Buna fırsat vermeyeceğiz," dedi.
"Osmanağaoğlu'nu devlet değil ben yakalattım"
Davada birçok hukuksuzluk yaşandığını ifade eden Öz, Osmanağaoğlu'nun yakalanmsının dahi cinayetten 19 yıl sonra yine kendi çabalarıyla gerekleştiğini bianet'e açıkladı:
"Gazeteci Halil Nebiler, Topkapı'daki Eresin Oteli'nde bir MİT elemanıyla konuşurken önlerinden bir kişi geçiyor. MİTçi Ünal Osmanaoğlu 'gelsene' diyor. Nebiler 'kim o?' diye sorunca Osmanağaoğlu'nun kim olduğunu ve Kuşadası'nda yaşadığını öğreniyor. Osmanağaoğlu Nebiler'e dönüp, 'Ne sen beni gördün ne de ben seni. Sonun onun gibi olur!' diyor. Bana haber verilince durumu tanıdığım savcı ve Emniyet görevlilerine bildirdim. Sanığı devlet aramadı, ben bu şekilde yakalattım."
Öz'den başkana: Sizi kutluyorum, bizi mahcup etmediniz
Duruşma öncesinde beklentilerinin "sanığın ve cinayetin arkasındaki karanlık odakların ortaya çıkarılması ve 12 Eylül'e giden tüm karanlık tertiplerin aydınlatılması" olduğunu açıklayan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi de dava sonunda kızgındı:
"Biz 12 Eylül gününü Kemal Türkler in katillerinin ortaya çıkma günü olarak ilan edeceğiz, ve bunun peşine gideceğiz."
Öz, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi başkanı Ali Asker Kazak'ın kararı açıklamasıyla tepkisini gizlemedi: "Sizi kutluyorum beni mahcup etmediniz ama Ankara'da yargıçlar var" dedi. Salonu boşaltan Kazak tutanak tutturdu.
Türkler için adalet isteğiyle duruşma salonunda bulunanlar, "Kemal Türkler ölümsüzdür", "satılmış yargı istemiyoruz" şeklinde sloganlar attılar. Türkler'in kızı Nilgün Soydan'ın tepkisi de "Satılmış yargının kararına saygı duymuyorum" sözleri oldu.
Eşi Sebahat Türkler de, adalet arayışında sonuç almamaları halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurmaya çekinmeyeceklerini ifade etti.
Hakim Tanrıvermiş: Ceza gerekirdi
Öz, cinayetin işlenmesi için aracı gasp edilen ve Osmanaoğlu'nun teşhis edilmesine yarayacak robot resmi çizdiren Hüsamettin Bektaş'ın duruşmaya çağırılarak yüzleştirme yapılması taleplerinin karşılanmadığını, Türkler'in kızının ifadelerinin dikkate alınmadığını söyledi.
Osmanağaoğlu'nun beraat ettirilmesi kararına şerh koyan hakim üye Atilla Tanrıvermiş, "mahkumiyet gerekirdi" şeklinde görüş bildirdi.
Öz, mahkeme başkanının tutanaklara "heyet değişikliği nedeniyle bütün zabıtlar okundu" şeklinde "yalan yanlış ifadeler" geçirdiğini de öne sürdü. Öz'ün verdiği bilgiye göre üç üyeli heyette, yargıç Elife Selma Sözen davaya ilk kez katılıyordu. Heyet değişikliği nedeniyle geçmiş zabıtların okunması gerekiyordu. Ancak duruşmada bu işlemin yerine getirlmediğine işaret eden Öz, tutanaklara "okundu" şeklnde kayır düşülmesi için "bu suçtur, sahtekarlıktır" dedi. Öz Cumhuriyet savcısı Yalçın Ezerce'nin iki celse önce okuduğu sanığın beraatini isteyen esas hakkında mütalaasını da "çarpık" olarak nitelendirdi. (EÖ)