Türkiyeyi Kurduk, Sorunları Çözeriz

"1996'da 1 kilogram üzüme 1 Samsun sigarası alan çiftçi, bugün 4 kilogram üzüme 1 Samsun sigarası alabiliyor. Her köyde icralık Ziraat Bankası kredi borçlusu çiftçi var. Çiftçi yeni senede tarlasının hepsini ekememekten bahsediyor. Bakkallar, köy kahvelerinde veresiye defteri tutuyor. Çan-Çanakkale karayolunda kamyonlar durmuş, kamyonlar işsizlikten yatıyor."

Cumhuriyet Halk Partisi Çanakkale Milletvekili Aday Adayı, Çanakkale'nin eski Belediye Başkanlarından İsmail Özay, Çanakkale yöresindeki köylülerin sorunlarını böyle sıraladı, bu sorunların üstesinden CHP'nin gelebileceğini söyledi:

"Ülkeyi kuran CHP nasıl savaş koşullarından Türkiye'yi çıkardıysa, bugünkü koşullar 1922 koşullarından daha kötü değil. Bu nedenle sorunların üstesinden ancak CHP gelebilir."

Herhangi bir çözüm programı açıklamayan Özay, parti lokalindeki basın toplantısında şu ifadelere yer verdi:

* Seçim çalışmaları kapsamında 18 Ağustos'tan bu yana 9 ilçe, 4 belde ve 37 köy dolaştım. Bu yörelerdeki parti yöneticileri ve üyeleri ile demokratik sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, belediye başkanları, muhtarlar ve yurttaşlarla görüştüm.

* Çiftçinin sorunları giderek büyüyor, çiftçi siyasetçiye öfkeli.

* Üretici buğdayını 165 bin liradan elden çıkarmış. Şu anda buğday 275 - 300 bin liradan satılıyor.

* Yeterli süne mücadelesi yapılmamış, verim düşük. Geçen sene kasasını 4 milyondan satan üreticinin tarlada çürüyen domatesini kaldırabilmesi daha pahalıya mal oluyor.

* Üzümün çiftçiye maliyeti 240 liradan, Tekel 165 liradan alıyor. Çiftçi bankaların kredi faizlerinin yüksekliğinden şikayetçi. Her köyde icralık Ziraat Bankası kredi borçlusu mağdur çiftçi var.

* İlçelerin çarşıları bomboş, sokağa çıkma yasağının uygulandığı kentler gibi. Esnaf sattığı malın yerine mal koyamıyor. Alacağını tahsil edemiyor.

* İnsanlar 1999 yılında verdikleri oyu hala sorguluyor. Geç başlayıp hızla yol almaya çalışan siyasetçilere önerilerim var. Köylü siyasetle yakından ilgili ve siyasetçiye öfkeliler. Siyasetçiyi sorguluyorlar. Çanakkale'de tablo bu, ülkemizde ise hiç de iç açıcı değil.

* Bu sorunları, ülkeyi soyup soğana çevirenler, 'ben verdiysem ne olmuş' diyenler, Susurluk çeteleriyle devleti yönetmeye kalkanlar, parlamentoda birbirini aklayarak yargıdan kaçanlar, demokrasiyi amaç değil araç gören, Cumhuriyetin temel değerleri ile kavgalı olanlar, yüzüne maske takarak 'değiştim' diyen 28 Mart sürecinin mimarları, servetinin hesabını veremeyenler, İstanbul Belediyesi'ndeki trilyonluk soruşturmaları devam edenler çözemez. (BB)