Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e bir mektup gönderen EFJ Başkanı Arne König, "Türk gazeteciler, AB ülkelerindeki meslektaşlarına göre sosyal ve profesyonel olarak düşük standartlarda çalışmayı sürdürüyorlar" dedi.
Paris merkezli RSF ise, yeni Türk Ceza Kanunu'ndaki (TCK) 305. maddenin kaldırılmasını, basına "eleştiri" nedeniyle hapis ve ağır para cezası verilmemesini, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) sansürünün son bulmasını ve suça karışan polislerin cezasız bırakılmamasını istedi.
EFJ: Sendikal örgütlenmenin önü açılmıyor
Uluslar arası Gazeteciler Federasyonu'nun (FİJ) 200 bin üyeli birimi olan EFJ, Terörle Mücadele Yasası dahil, gazetecilik ve sivil özgürlükler alanında kayda değer ilerlemelerin yaşandığı Türkiye'de, "hâlâ yapılacak çok şeyin bulunduğunu" bildirdi.
Türkiye'nin AB üyeliği konusunda kesin bir tutum almayı benimsemeyen EFJ, Türkiye'nin uluslar arası düzeyde tanınan sendikal haklar konusunda medya sahiplerine baskı yapmaması ve sendikal örgütlenmesi açısından gazetecilerin önünü açmamasını da eleştirdi.
Bunun sosyal diyalog ihtimalini zayıflattığını ve AB içerisinde önemli olan kültürel ve sosyal partnerliğe zarar verdiğini savunan örgüt, Sendika Yasası Tasarısı'nın Türkiyeli gazetecileri iletişim sektöründe faaliyet gösteren başka bir sendika ile birleşmeye zorlayabileceğini ve örgütlenme hakkından mahrum bırakabileceğini savundu.
Yeni TCK'da habercilik ve yayıncılığa engel düzenlemelerin bulunduğuna işaret eden örgüt, Kıbrıs sorununu izleyen habercilerin izlemeye alındığını ifade etti.
RSF: Hala hapis ve ağır para cezaları veriliyor
Avrupalı parlamenterlerin, Ankara ile müzakerelere gecikmeksizin başlatılmasını önerdikleri kararda TCK'nın 305. maddesinin kaldırılması gibi bazı koşulların da bulunduğunu hatırlatan RSF, bu maddenin ifade özgürlüğüne zarar vereceğine dikkat çekti.
RSF, "Türkiye'nin inkar edilemez ilerlemeleri, eleştirel gazetecilerin içinde bulundukları zor koşulları gizleyemez" açıklaması yaptı.
Yargının basına hapis ve ağır para cezası vermeye devam ettiğini bildiren RSF, bu durumun genel bir oto-sansüre yol açtığına, medyanın RTÜK'ün sansürüne maruz kaldığını ve Kürt yanlısı basının çok çeşitli baskılar yaşadığını açıkladı.
Parlamenterler 305. maddenin iptalini istedi
Basın Kanunu'nda hapis cezasının kaldırılması, haber kaynağı güvencesi gibi iyileştirmelere değinen RSF, TCK'nın 159. maddesinde ceza alt ve üst sınırının düşürülmesini ve suç tanımına netlik kazandırılmasını olumlu karşıladı.
Yapılan reformlarla uygulama arasında fark bulunduğunu savunan RSF, "Gerçek bir basın özgürlüğünün koşulları henüz oluşmadı" diye belirtti.
"Temel Milli Çıkarlar" başlıklı TCK'nın 305. maddesinin Kıbrıs ile Ermenistan sorunlarının tartışılmasını engelleyeceğini savunan örgüt, 15 Aralık'ta Avrupalı parlamenterlerin, 1950 tarihli İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Koruyan Sözleşmeye aykırı olduğu gerekçesiyle 305. maddenin kaldırılmasını isteyen bir kararı kabul ettiklerini bildirdi.
RSF, "hakaret" fiiline 3 aydan 3 yıla kadar hapis öngören 127. maddenin de Avrupa düzenlemelerine ters olduğunu açıkladı.
"Eleştiri"ye cezalar sürüyor
Mahkemelerin "eleştiri"yi yorumlamasında sorunlar yaşandığına dikkat çeken açıklamada, 2003'te, hükümetin Irak politikasını eleştiren "Yeniden Özgür Gündem" gazetesinin dört yazarının yargılandığını, "Ordu'yu tahkir" iddiasıyla yargılanan gazeteci Erol Özkoray'ın İstanbul'da gözaltına alındığını, Adana "Radyo Dünya" eski yöneticisi Sabri Ejder Öziç'in "Meclise hakaret ettiği" gerekçesiyle 1 yıl hapse mahkum edildiğini hatırlattı.
2004 yaşananlara da yer veren örgüt, "Milli Gazete" eski yazarı Hakan Albayrak'ın 1951 tarihli Atatürk'e karşı Suçlara İlişkin Kanun uyarınca 20 Mayıs'ta tutuklandığını, Kongra-Gel yöneticisi Murat Karayılan ile röportaj yapan "Hürriyet" gazetesi muhabiri Sebati Karakurt'un 15 Ekim'de gözaltına alınarak 12 saat tutulduğunu, "İşçi Köylü" dergisi Genel Yayın Yönetmeni Memik Horuz'un hala hapiste bulunduğunu bildirdi.
RTÜK ve "basına reva görülen muamele"
Ulusal yayın kuruluşlarına Kürtçe gibi dillerde yayın izni verildiğine işaret eden açıklamada, Kürt yanlısı radyo ve televizyonlara orantısız cezalar verildiği belirtildi.
RSF, bu cezalara İstanbul "Özgür Radyo" ve Malatya "Güneş TV"ya verilen birer aylık yayın durdurma cezaları gösterildi.
Örgüt, 28 ve 29 Haziran günlerinde İstanbul'da düzenlenen NATO Zirvesi öncesinde gazetecilerin gözaltına alınmasını "basına reva görülen muamele"ye örnek verdi. Örgüt, son olarak 28 Mart seçimlerinde Diyarbakır'da dokuz haberciyi döven polis memurlarının cezalandırılmadığını duyurdu. (EÖ/BB)