50'ye yakın çevre ve sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Nükleer Karşıtı Platform bir basın açıklaması ve eylem yapmaya hazırlanırken, konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Başkanı Kemal Ulusaler, Avrupa ülkelerinin yenilenebilir enerjiye geçerken, eski, çevreye ve insana zararlı nükleer enerji teknolojisini Türkiye gibi ülkelere satmaya çalıştığına dikkat çekiyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca hazırlanan Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun Tasarısı Eylül'de meclis genel kurulunda tekrar görüşülerek karara bağlanacak.
Tasarıda, hidrolik, rüzgar, güneş ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının, doğal kaynakları yok etmediği, iklimi etkilemediği, çevre ve insan sağlığına zararlı olmadığı belirtiliyor.
Petrol, kömür ve doğalgaz gibi fosil enerjilerin, sera gazı etkisi yaratması gibi tehlikeleri vurgulanarak, Türkiye'nin yenilenebilir enerji konusunda gerekli kaynakları olduğu söyleniyor.
Geçtiğimiz aylarda da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Türkiye'de nükleer santrallerin kurulmasına ilişkin çalışmalara başladıklarını duyurmuştu.
Bülent Ecevit hükümeti döneminde, Mersin Akkuyu'ya yapılması planlanan Nükleer Santral projesi çevreye ve insanlara yapacağı olası etkiler göz önüne alınarak ertelenmişti.
Mecliste görüşülmeyi bekleyen yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına ilişkin yasa tasarısının hazırlanma gerekçelerinde, Türkiye'nin imza koyduğu Birleşmiş Milletler "İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi" ile Kyoto Protokolü ve Ulusal Programdaki kısa vadeli öncelikler yer alıyor.
Bunlara göre, imzacı devletlere sera gazı emülsiyonlarını 1990 yılı düzeylerine indirme yükümlülüğü getiriliyor.
EMO Başkanı Ulusaler ise, hükümetin bir yandan bu tasarıyı kanunlaştırmaya hazırlanırken, diğer yandan çevre ve insan sağlığına zararları Çernobil santralinin patlamasıyla da kanıtlanmış olan nükleer enerji kullanımına geçmesini eleştiriyor.
Ulusaler: Türkiye nükleer enerji pazarı
Ulusaler, bianet'e şöyle söylüyor:
* Nükleer santral kurulmasına ilişkin projeler bir önceki hükümet döneminde de gündeme gelmişti. Ancak Türkiye'nin enerji profiline baktığımızda, hidroelektrik, jeotermal, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını etkin bir şekilde kullandığınız zaman 2020 yılına kadar Türkiye'nin enerji sorunu yok.
* Doğalgaz ve kömür gibi kaynakların yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına geçtiğinizde dışa bağımlılıktan da kurtulmuş oluyorsunuz. Türkiye'nin nükleer santrallere ihtiyacı olduğu gerçek bir saptama değildir.
* Nükleer santrallere yüksek maliyetli olmaları, deprem riski altında bulunan Türkiye'de bu santrallerin tehlikesinin daha da artması ve nükleer atıkların çok uzun yıllar yok edilememesi açısından karşı çıkıyoruz.
* Çevre ve insan sağlığına tehlikeleri açısından bakarsak, hem sızıntı ve patlama durumlarında hem santralin çevresindekilerin ölmesi ve kalıcı sakatlık ve rahatsızlıklar, hem de çok geniş bir alanın etkilenmesi söz konusu.
* Avrupa ülkeleri atıkların yok edilmesinin çok zor ve maliyetli olması nedeniyle nükleer santral kurmaktan vazgeçiyorlar. Ancak elerindeki nükleer enerji teknolojisini Türkiye gibi, zaten Avrupa'nın kimyasal ve nükleer çöplüğü haline gelmiş ülkelere satmaya çalışıyorlar. ABD'nin Irak'ta kullandığı nükleer silahların başlıkları hala İskenderun'da.
* Hidroelektrik santral ve rüzgar enerjisinin çevreye etkileri çok az. Türkiye'nin bu alanlardaki potansiyeli geniş. Ancak bu enerjilerin kullanılmasına ilişkin bir devlet politikası olmadığı için, Avrupa ülkelerinden gelen baskılarla Türkiye nükleer enerji piyasasının pazarı haline geliyor.
* Nükleer santral yapımı, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve Enerji Bakanlığı'nın yakın dönem projeleri arasında yer alıyor.
* Nükleer enerji mühendisleri, kendilerine iş alanı açmak için, yabancı şirketler ise sağlayacakları rantları düşünerek, nükleer enerjinin tehlikesiz olduğunu açıklıyorlar.Hükümet bir yandan Avrupa Birliği'ne (AB) uyum için yenilenebilir enerjiye geçecek, bir yandan da bu ülkelerdeki şirketleri memnun etmek için santral kuracak. Bu, enerji konusunda kendi kaynaklarına yönelen, çevre ve insana zararı göz önüne alan bir politikanızın olmadığını gösterir.
* Ancak, yenilenebilir enerji kaynaklarının ucuz maliyetli olması, nükleer enerjinin ise kısa ve uzun vadede çevre ve insan sağlığına olası etkilerini ve tehlikelerini dikkate aldığımızda, bu açıklamaların gerçeği yansıtmadığını söyleyebiliriz.(ÖG/BB)