Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) 2003 yılı verilerine göre sokağa terk edilerek kuruma alınan ve kurumda kalan 180 çocuk bulunuyor. Sokakta hizmet götürülen bin 700 çocuk var.
Ancak bir başka veri de şöyle: Ülke genelinde SHÇEK kurumlarında bakılan çocuk sayısı 0-12 yaş arasında 7 bin 388 çocuk var. Bunlar toplam 83 yuvada bakılan çocuk sayısıdır. En son Çocuktan Sorumlu Devlet Bakanı da 40 bin çocuğun sokakta yaşadığını ifade etti.
Kriz ve göç
Ekonomik kriz, işsizlik olarak tüm evlerde kendini hissettiriyor. Bu da sonuçta göç ve metropollerde gecekondulaşmayı getiriyor. Bunun yanı sıra evde yaşanan aile içi şiddet, çocuğa yönelik şiddet, üvey anne-baba veya ebeveynlerden birinin ölmesi gibi olaylar da çocukları sokağa iten tetikleyici faktörler.
Türkiye'de son 30 yılda ekonomik kriz, göç olayları yaşanıyor ve gecekondulaşma da çok yüksek görülmektedir. Aile içi şiddet ve çocuğa yönelik istismar her geçen gün artıyor.
Ekonomik kriz bu tip olayları yaşayan tüm ülkelerde temel neden olarak rol oynamaktadır. Özellikle babanın işsiz kalmasıyla eğitimi bırakarak informel sektörde iş arayan ve mendil satma, tartıcılık, cam silme işleri yaparak para toplayan çocuklar görülüyor.
Bunlar bir süre sonra eve para getiren ve ekonomik sorumluluğu alan kişiler haline geldiklerinden sadece bunu yapmakta ve bir süre sonra da sokağa alışarak sadece sokakta yaşamaya başlamaktalar. Bu da uyuşturucu, suç çeteleri ve diğer sorunları beraber getiriyor.
Latin ülkeleri bu sorunu daha erken yaşamaya başlayan ülkeler olarak dikkati çekiyor. Bu ülkelerdeki ekonomik sıkıntıya paralel olarak nüfus planlaması olmamasına bağlı çocuk nüfusunun artışı söz konusu. Aynı sorunları birebir yaşayan ülkemizde de bu problem eşdeğer şekilde yaşanıyor.
Suç çetelerinin artışı, uyuşturucu probleminin gündeme oturması hep bu nedenlere bağlıdır. Ancak bizde Brezilya'da yaşanan çocuk avlama çetelerinin yaşanmamış olmasının bizim için pozitif bir durum olarak değerlendirilmesi gerektiği düşüncesindeyim.
Sokak çocukları yutuyor
Çocuk Hakları Sözleşmesi çocukların 18 yaşına gelene kadar korunması, geliştirilmesi, yaşatılması ve katılım hakkından devleti ve çocuğa bakmakla yükümlü olanları sorumlu kılmıştır.
Sokağa terk edilen çocuğun bu standartları yitirdiği ve eğer sokakta yaşamaya devam ederse sokağın yaşamına uyarak topluma uyumsuz, madde kullanan, kanun dışı işlerde yer alan, şiddet gösteren çocuklar olduğu görülüyor.
Çocuklar, topluma entegre etmenin çok zor olduğu, yaşama kazandırma girişimlerinin çok zor olduğu bireyler haline geliyor. Sağlık sorunları; başta AIDS, uyuşturucu kullanımı, Tbc ve diğer bulaşıcı hastalıkların hijyen koşullarının yetersizliğine bağlı olarak ortaya çıktığı görülüyor.
AIDS olgularının dünya literatürüne göre en sık rastlandığı popülasyonlardan birisi "sokak çocukları" olmasına karşın ülkemizde bugüne kadar gün yüzüne çıkan dikkat çekici bir rastlanma sıklığının görülmediği tespit edildi. Ancak bunun da her an ortaya çıkabilecek potansiyel bir tehlike olduğunu belirtmek gerekli.
Organ ticareti, çocuk fuhuşu ve çocuk kaçırma uluslararası boyutta yapılan bir olgudur. Diğer ülkelerde olduğu gibi sokağa terk edilen çocuklar da ilk hedef gruptur.
Günü kurtarmaya çalışmak
Kısacası, Türkiye'nin en büyük problemi bir çocuk politikası geliştirmemiş olması, sadece günlük tedbirlerle durumu idare etmeye çalışmasıdır. Çocuk politikasının oluşturularak en azından kısa ve orta dönemli stratejilerin oluşturulması gerekmektedir.
Çocuk politikasının olmaması en büyük handikaplardan birisi olarak dikkati çekmektedir.(OP/EÜ)