İklim alanında çalışan 16 sivil toplum kuruluşundan oluşan İklim Ağı, 12 maddede Türkiye’nin “2025 İklim Karnesi”ni hazırladı.
Karnede, Türkiye’nin 2025’te kömürden çıkmak yerine kömürlü termik santral şirketlerine teşviklerini devam ettiren politikaları ve sera gazı emisyonlarını artıran yeni iklim hedefiyle bu sene de geçer not alamadığı belirtildi.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 30. Taraflar Konferansı (COP31) ev sahipliğinde gerçek iklim liderliği için Türkiye’nin iddialı iklim hedefleri belirlemesi gerektiği vurgulandı.
Karnenin 12 maddede özeti şöyle:
- İklim Kanunu: Kanun sürecinde sivil toplum dışlandı; çıkan kanun doğayı ve toplumu koruyacak şekilde uygulanmalı.
- Yeni İklim Hedefi: Emisyonları artırıyor; fosil çıkış planı ve uyum politikaları eksik. Temiz bir ekonomi ve müreffeh bir toplum fırsatı kaçırılıyor.
- Maden Yasası: Doğal alanları madenciliğe açıyor; Akbelen örneği kaygıları doğruladı; yasa iptal edilmeli.
- Kömür Teşvikleri: 133 milyon dolarlık yeni teşvik halkın cebinden çıkıyor; sağlık etkileri artıyor, adil dönüşüm gecikiyor.
- ETS Taslağı: Kirliliği azaltmayı garanti etmiyor, caydırıcı değil, adil dönüşümü merkeze almıyor.
- Yönetişim: İklim alanında uzman STK’lar karar mekanizmalarından dışlanıyor.
- Yenilenebilir Enerji: Yatırımlar artıyor; çevresel etkileri dikkate almayan ve çevresel demokrasiyi sağlamayan düzenlemeler ciddi risk yaratıyor.
- İklim Etkileri: Rekor kuraklık, artan sel ve yangın kayıpları; iklim krizine karşı hazırlıksızlık can yakıyor.
- Adil Geçiş: İlke olarak var; fosil yakıtlardan çıkış takvimi, işçiler ve yerel halk için somut mekanizmalar yok.
- Afşin-Elbistan A Termik Santrali : Yeni üniteye verilen ÇED onayı kamu yararı taşımıyor.
- Nükleer Enerji: Pahalı, riskli ve atık sorununu çözemeyen nükleer enerji projelerinden vazgeçilmeli.
- COP31: Büyük fırsat; gerçek liderlik için iddialı hedefler, kömürden çıkış ve katılımcılık şart.
COP 31 ev sahipliği: Önemli bir fırsat
İklim Ağı Üyeleri’ne göre, Türkiye her ne kadar 2025 yılındaki iklim politikaları ile geçer not alamasa da 2026’da COP31’e ev sahipliği yapacak olması karbonsuz ve adil bir ekonomi inşa etme yolunda önemli bir fırsat.
Ancak gerçek liderliği yalnızca ev sahipliğinden değil, emisyonları azaltan iddialı iklim hedeflerinden, kömürden çıkış stratejisinden, doğayla uyumlu yenilenebilir enerji yatırımlarından, güçlü adaptasyon politikalarından, katılımcı ve insan haklarını gözeten bir yönetim anlayışından geçiyor: Türkiye’den COP31 müzakerelerinde küresel fosil yakıtlardan çıkış konusunda kararlı ve hakkaniyetli bir duruş bekliyoruz.
(TY)


