Mor Çatı, namus cinayetlerinde devletin sorumluluğunu yerine getirmediği üzerinde durarak, "Medyada, düzenlediği tüm kampanyalarda kadın hareketinin birikimini dikkate almalı" diyor. Yürürlüğe giren yasaya rağmen, hala sığınak sorununun çözümlenmemesi, devletin "ataerkil" yapısının bir direnci olarak açıklıyor
Diyarbakır Barosu "Kadın bireydir, toplumun namusu değil" diyerek, TCK Kadın Platformunun aldığı kararlara destek verirken, son yedi yılda 30 davayı takibe alan İstanbul Valiliği KHK Başkanı Av. Yirmibeşoğlu, savcıların takdir yetkisinin önemine değiniyor.
Yirmibeşoğlu: TCK'ye erken sevinmemek gerek
TCK'deki iyileştirmenin takipçisi olan, Gaziantep, Şanlıurfa, Van ve Kilis'te son yedi yılda otuz kadar dosyayı inceleyen İstanbul Valiliği Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Vildan Yirmibeşoğlu'ysa erken sevinmemek gerektiğine işaret ediyor.
Yirmibeşoğlu, kendisinin izlemeye aldığı dosyaların ortak noktasının TCK'nin 462. maddesindeki özel tahrik hükümleri olduğunu söylüyor:
"Yeni TCK'de hala tahrik var. Nitelikli adam öldürmeye töre eklendi. Sanık, töre nedeniyle öldürmedim, namus saikiyle öldürdüm diyerek, ağır haksız tahrikten indirim isteyebilir. Ancak AB uyum yasaları ve Kopenhag Kriterleri artık bizi bağlıyor ve hakimlerin takdir yetkisi bu yasalar çerçevesinde olacaktır."
Akay: TCK'deki iyileştirmeler için, devlet sorumluluğunu yerine getirmeli
Şırnak'taki "namus cinayeti" ve son haftalardaki "kadın programları" cinayetlerine de dikkat çeken Mor Çatı, TCK'deki iyileştirmenin, devletin de sorumluluğunu yerine getirmesiyle hayata geçebileceğinin üzerinde duruyor.
Mor Çatı gönüllüsü Birgül Akay "Namus cinayetleri konusunda öncelikle sorumluluğunu yerine getirmeyen devlettir. Kadınların can güvenlikleri sağlanamıyor. Korunmaları gerektiği açıkça bilinen kadınlar bile hastanede, otobüs durağında vurulabiliyorlar, öldürülebiliyorlar. Yetkililerden herhangi bir kınama mesajı bile yok" diyor.
Yasanın sığınak açılmasını öngörmesine karşın, bir çok beldenin bundan kaçındığına işaret ederek "Namus cinayetlerini kınamayan yetkililer mi bunu uygulayacak?" diyor.
Medyanın reyting kaygısıyla hareket ettiğini belirten Akay, kadınların kimlikleri konusunda özenli davranılmadığına işaret ederek şunları şöyledi:
"Kadınlar çaresizlik içinde bu programlara katılıp sorunlarını dile getiriyorlar, seslerini herkes duysun istiyorlar. Ancak devletin sorumluluğunu yerine getirmediği bir ortamda medyaya düşen, kadınların yargılandığı, kendilerini güçlenmiş hissetmedikleri bu tür programlar yerine daha yaratıcı biçimler bulmak. Medya, kadın hareketinin birikimini dikkate almalı, hatta aile içi şiddetle ilgili kampanya açmaya soyunacaksa, sığınak talebini yükseltmelidir."
STK'ler: Koşullar sağlanmazsa, TCK'deki önlemler etkili olmaz
Diyarbakır Barosu ve kadın kuruluşlarının ortaklaşa yayınladığı bildiride de "namus cinayetleri"ne dikkat çekiliyor: "Kadın bireydir, toplumun namusu değildir" denildi. Örgütler, yapılan düzenlemelerin yeterli olmadığına işaret ederek, yeni kazanımlar için mücadelenin sürdürüleceğine işaret etti.
Birleşmiş Milletler (BM) Dünya nüfusu raporuna göre, dünyada, yılda 5000 civarında kız çocuğu ve kadın öldürülüyor. Aralarında Pakistan, Ürdün ve Türkiye'nin de olduğu 14 ülkede, namus cinayetlerine rastlanıyor.
Bu konuda geniş bir araştırma yapan kadın kuruluşu Terre des Femmes'a göre namus için suç işleme, dini bir dayatma olmamakla birlikte, sadece İslam ülkelerinde değil, aynı zamanda Brezilya, Ekvador ve İtalya gibi ülkelerle, Avrupa'da göçmen aileler arasında görülüyor.
Tüm araştırmalara katılan ve "Namus ve töre" üzerine konuşan sivil toplum örgütlerinin ortak kanısı, TCK'de yapılan değişikliklerin caydırıcı olabileceği yönünde.
Örgütlere göre, gerekli toplumsal ve ekonomik önlemler alınmaz, işsizlik azalmaz, yaşam koşulları iyileşmez, insanlar arasında bir güven ortamı yaratılmaz, kadınlara toplumsal ve psikolojik destek veren kuruluşlar geliştirilmez, tehdit altında ve şiddete uğramış kadınlar için güvenli barınma koşulları sağlanmaz, eğitim ve sosyal hizmet alanında çalışanlar için toplumsal cinsiyet konularını da içeren özel eğitimler düzenlenmezse, alınan önlemlerin etkili olmayacak. (AD/TK)