Uluslararası Çalışma Örgütü'nün verilerine göre dünyada göçmen işçi ve aile sayısı 120 milyona ulaştı. Önümüzdeki 25 yıl içinde bu rakamın ikiye katlanacağı tahmin ediliyor. Türkiye de, 2000-2003 yılları arasında gelen ve yakalanan yaklaşık 300 bin göçmen sayısıyla bu sorunla karşılaşan ülkeler arasında en ön sıralarda yer alıyor.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) son yıllarda giderek artan göç ve yabancı işçi istihdamının boyutlarını, nedenlerini mercek altına aldı. Koç Üniversitesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Ahmet İçduygu tarafından işverenler ve farklı ülkelerden gelen 40 göçmen işçi ile görüşülerek hazırlanan "Kaçak Göç Raporu", ilginç sonuçlar ortaya çıkardı.
Tahminen Türkiye'ye her yıl 200-300 bin arasında göçmen giriyor ve bunların yarısı diğer bir ülkeye geçmeden Türkiye'de yasadışı çalışıyor. Polisin Türkiye'ye gelen ve yasal göç boyutlarını zorlayan bu göçmenlerin ancak yarısını yakalayabildiği tahmin ediliyor. Her ne kadar göç akımlarının büyük bir kısmı Irak, Afganistan, Pakistan ve İran'dan gelse de, son sekiz yılda Romanya, Ukrayna, Rus Federasyonu, Bangladeş ve Gürcistan'dan da önemli ölçüde göçmen geldi.
Kayıtdışılık besliyor
Raporun ortaya çıkardığı sonuçlardan en önemlisi göç olgusunun kayıtdışı ekonomiden beslendiği gerçeği. İşverenler; ucuza ve esnek çalışan, çok fazla isteği olmayan, uzun saatler boyu çalışabilecek, temel işçi haklarını aramayacak, disiplinli, çalışkan becerikli bu işgücünü istihdam etmeyi tercih ediyor.
Araştırmadan çıkan ikinci önemli sonuç ise göçün küreselleşme ile ilgili bir olgu olduğu. Nasıl yaklaşık 25 yıl önce İspanya, Portekiz ve Yunanistan göç veren ülke konumundan göç alan ülke konumuna geldiyse Türkiye'nin bu küresel olgudan kaçması mümkün değil.
Bununla bağlantılı olarak dikkat edilmesi gereken bir başka olgu ise iki büyük ekonomik krize rağmen Türk ekonomisinin yüksek büyüme temposu ve coğrafi konumuyla göç için bir cazibe merkezi haline gelmiş olması. Türkiye'de işsizlik giderek artarken özellikle tekstil, inşaat, gıda, eğlence ve fuhuş sektöründe çalışan göçmen sayısının giderek artması da bunu gösteriyor. Göçmen sayısının 1 milyonu bulduğu ifade edilirken bu sektörlerde 163 farklı ülkeden gelip de çalışanların sayısı günden güne artıyor.
Yabancı kaçak işçiler, genellikle farklı uyruk ve etnik kökenden gelen, temel eğitim ve becerileri olan, genç erkek ve kadınlardan oluşuyor.
3 ayrı grup
Türkiye'ye gelen göçmenleri, izledikleri güzergah ve tercihleri açısından üç ana gurupta toplamak mümkün:
Yasal girenler: Birinci grup eski Sovyetler Birliği ya da Doğu Avrupa ülkelerinden iş aramak için gelen göçmenler. Moldovalı kadınlar ev işlerinde, Moldova, Ukrayna, Romanya ve Rusya'dan gelen kadınlar fuhuş ve eğlence sektöründe, Moldova ve Romanyalı kadınlar tekstil sektöründe, İran, Irak, Moldova ve Romanya'dan gelen erkekler inşaat, değişik ülkelerden gelen kadın ve erkek göçmenler ise lokanta ve gıda sektöründe iş buluyor. Bu göçmenlerin çoğu Türkiye'ye yasal olarak giriyor, ancak vizelerinin bitiminde yenilemiyor.
Transit geçenler: İkinci grup çoğunlukla İran ve Irak olmak üzere Ortadoğu'dan, Afganistan, Pakistan, Bangladeş, Hindistan gibi değişik Asya ve Fas, Nijerya, Cezayir, Mısır ve Somali gibi Afrika ülkelerinden gelen transit göçmenlerden oluşuyor.
Reddedilenler: Üçüncü grup, evlerine geri dönmek istemeyen, bu yüzden, ya yasadışı çalışmak isteyen ya da başka ülkelere yasadışı giriş yolları arayan reddedilmiş sığınmacılardan oluşuyor. (BB)