Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 15 yıldır kayıp olan Nazım Gülmez'le ilgili başvuruyu kabul etti; "davanın esasının görüşülmesi için koşulların hazır olduğu"na karar verdi.
Türkiye, mahkemenin sorduğu soruları 22 Eylül'e kadar yanıtlamak zorunda.
Gülmez, 61 yaşındayken, Hozat ilçesi Taşıtlı (Torut) köyünde yapılan aramada askerler tarafından üç köylüyle birlikte gözaltına alınmış, daha sonra üç köylü serbest bırakılmış, ama Gülmez'den bir daha haber alınamamıştı. Devlet yetkilileri Gülmez'i soranlara "Bizde yok" demişti.
AİHM: Etkili soruşturma yürüttünüz mü?
AİHM'nin Türkiye'ye sorduğu sorular şöyle:
1. Gülmez 1994 yılında gözaltına alındığı halde ve başvurucuların Strasbourg Mahkemesi'ne 11 yıl aradan sonra müracaat etmeleri karşısında, bu, devlet otoritelerine devam eden bir eylem olarak bu bireyin akıbetini açıklamak için sürekli bir zorunluluk doğurmaz mı?
2. Gülmez'in askerlerce alınması sözleşmenin 2. maddesinin [yaşam hakkı] ihlali midir?
3. Gülmez'in kaybedilmesiyle ilgili etkili bir soruşturma yürütüldü mü?
4. Yakınlarının bulunması için başvuruculara yardım edilmiş midir, eğer edilmediyse bundan ötürü sözleşmenin 3. maddesinin [işkence yasağı] ihlali söz konusu mudur?
5. Gülmez'i evinden alan askeri görevliler kayıt tutmuş mudur? 5. maddenin [özgürlük ve güvenlik hakkı] ihlali var mıdır?
Aygün: Mahkeme kaybetmelerde "zaman aşımı yok" diyor
Başvurucuların avukatı Hüseyin Aygün, AİHM'nin kararını "büyük önemi var" diye değerlendiriyor, "Mahkeme bu kararla kayıp eylemini çok ağır bir suç olarak görmüş ve devam eden bir ihlal olarak zaman aşımının söz konusu olamayacağını ortaya koymuştur" diyor.
Aygün "1994'te Dersim'de kaybedilenlerin akıbetlerinin açıklanması zorunlu. 15 yıl sonra da olsa halk ve kamuoyu bunu bekliyor. AİHM'nin kararı bu gerçeğe dikkat çekiyor" diye konuuşyor.
Türkiye, Birleşmiş Milletler'in (BM) zorla kaybedilmeleri yasaklayan ve ailelerinin kaybedilenle ilgili gerçeği öğrenmesine olanak sağlayan Kayıplar Sözleşmesi'ni hâlâ imzalamış değil. (TK)