Önceki gün Fatih'te konakladıkları otelden mide bulantısı ve kusma şikayetleri üzerine hastaneye kaldırılan Servet ve Çiğdem B. ve çocukları 6 yaşındaki Kadir Muhammet B. ve 3 yaşındaki Masal B.'den çocuklar Kadir ve Masal B. yapılan müdahalelere karşın öldü. Baba Servet B. solunum cihazına bağlı (entübe), anne Çiğdem B. yoğun bakımda tedavi altında.
Ntv'nin haberine göre, 9 Kasım'da Almanya'dan İstanbul'a tatile gelen aile 11 Kasım'da Ortaköy'de bir seyyar satıcıda midye, sonrasında da bir restoranda tavuk, tantuni ve sucuk yediler.
Aile üyeleri aynı gün rahatsızlanarak hastaneye başvurdular. Daha sonra taburcu edilerek Fatih'te kaldıkları otele döndüler.
Anne Çiğdem B.'nin oteldeki odalarında kızı Masal B.'nin hareketsiz yattığını fark etmesi üzerine çağrılan sağlık ekipleri görgü tanıklarının verdiği bilgiye göre tüm aile bireylerinin hastaneye kaldırılmasını sağladı. Ancak çocuklar hastanede öldü.
Polis ekipleri otelin kamera kayıtlarına el koyarak 4 tanığın ifadesine başvurdu. Otel odasının yanı sıra ailenin yemek yediği yerler de soruşturma kapsamına alındı. Alınan numuneler tahlile gönderildi.
İki kardeşin kesin ölüm nedeni henüz bir tıbbi rapora bağlanmadı. Çocukların gıda zehirlenmesi nedeniyle ölüp ölmedikleri otopsi raporu çıktığında netleşecek.
Soruşturma
İstanbul İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Abdullah Emre Güner, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, Fatih’te bir otelde konaklayan aile fertlerinin gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastaneye kaldırıldığını belirterek, iki çocuklarının hayatını kaybetmesinin kendilerini derinden üzdüğünü söyledi.
Ailenin 6 ve 3 yaşındaki çocuklarının yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığını aktaran Güner, "Anne ve babanın yoğun bakımdaki tedavileri sürmektedir. Olayla ilgili İl Sağlık Müdürlüğümüz tarafından soruşturma başlatılmıştır. Hayatını kaybeden yavrularımıza Allah'tan rahmet, ailesine sabır diliyor, tedavileri süren anne ve babanın sağlıklarına kavuşmaları için tüm imkanlarımızla yanlarında olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyururuz." dedi.
Olağan şüpheli: Seyyar/açıkta gıda satışı
• Türkiye’de açıkta ve seyyar satılan gıdalar, özellikle sıcaklık, saklama koşulları ve izlenebilirlik açısından önemli riskler taşıyor.
• Uzman değerlendirmelerine göre, açıkta satılan tezgâhlarda ürünler genellikle çevresel kirlenmeye, toz-egzoz partiküllerine ve zararlı canlılara maruz kalabiliyor.
• Açıkta satılan çabuk bozulan ürünlerden (et, tavuk, deniz ürünü gibi) kaynaklanan zehirlenme riski, saklama ve servis koşulları iyileştirilmediğinde gözle görülür biçimde artıyor.
• Türkiye’de gıda kaynaklı hastalıkların resmi bildirim oranı düşük; bu da seyyar satışların sonuçlarının tam olarak görünür olmamasına yol açıyor.
• Bu bağlamda; bir turist ailesinin seyyar satıcılardan midye almaları, ardından tavuk-tantuni ve sucuk tüketmeleri sonrası zehirlenme kuşkusuyla ağır tabloların gelişmesi, “olağan şüpheli” olarak açıkta/seyyar satış zincirinin bir risk alanı olduğuna işaret ediyor.
• Özellikle turistlerin yoğun bulunduğu bir semt olan Ortaköy gibi bir bölgede, seyyar/tezgâh satışlarının denetimsizlik ve kayıt dışılığı olasılığının görece yüksekliği dikkatleri bu noktaya çekiyor.
• Olayda; seyyar satıcılık + açıkta satış + çabuk bozulan gıda türleri + turist müşteri kitlesi + potansiyel izlenebilirlik/denetim zayıflığından oluşan bir “risk kombinasyonu” söz konusu.
• Bu tür vaka araştırmalarında “kaynağı belli olmayan satış”, “soğuk zincirsiz taşıma”, “kayıt dışı satıcı” gibi göstergeler risk derecesinin yükseldiğine işaret eder.
• Ancak sonucu otopsi, numune analizleri ve hukuki soruşturma süreci ortaya koyabilir.
(AEK)



