*Fotoğraf: Anadolu Ajansı
İltica ve Göç Araştırma Merkezi (İGAM) Başkanı Metin Çorabatır, Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'ye aktarılacak mültecilerle ilgili 3 milyar Euro'luk fon kararını değerlendirdi.
Açıklamasında "AB Zirvesi'nde üye ülkelerin, Türkiye'ye mülteciler için 2024'e kadar 3 milyar Euro kaynak aktarılması konusundaki anlaşmalarını genel olarak olumlu karşılıyorum" diyen Çorabatır, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin gösterdiği fedakarlığa bakıldığında 3 milyar Euro çok fazla bir miktar değil. Ama şu andaki konjonktüre baktığımızda, birçok AB üyesi ülke için mülteci olayı önemini yitirdi.
"Sadece Almanya gibi ülkeler bu konunun öneminin farkında. Sanıyorum, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ikna çabalarıyla anlaşmanın yenilenmesi konusunda uzlaşıldı" ifadelerini kullandı.
Kaynak neye ayrılacak?
Çorabatır, geçmişte verilen toplam 6 milyar Euro'luk fonun, birçok önemli ve iyi işlerin yapılmasına neden olduğunu ve 1,7 milyon insan için bir gelir kaynağı oluşturduğunu belirtti.
Bu paranın ne için kullanılacağının detaylarını henüz bilmediklerini söyleyen Çorabatır, "Dış basına göre, bu paranın bir kısmı geçmişte olduğu gibi sınır yönetimine, doğu sınırlarının kontrolüne ve mültecilerin refahına ayrılacak. Mültecilerin kalkınması ve istihdamına yönelik projeler uygulanacak. 3 milyar Euro'luk kaynağın sadece Suriyelileri değil, diğer mültecileri de kapsayacağını tahmin ediyorum" dedi.
Çorabatır, "Türkiye sığınma sistemi, bugüne kadar önemli gelişmeler sağladı ancak bu sistemin artık bir reforma ihtiyacı var. 2013'teki Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor" dedi ve ekledi:
"Tecrübeler şunu gösteriyor ki, bugüne kadar birçok insana eğitim verildi, mesleki eğitim kursları verildi ama sonuçta mezun olanlar, yeterince beceri elde eden kişiler, doğru düzgün çalışamadılar. Mevzuat yetersiz kaldı.
"Sistem entegrasyon odaklı olmalı"
"AB'nin yardımlarıyla birlikte Türkiye'deki sığınma sisteminin biraz daha entegrasyon odaklı hale getirilmesine ihtiyaç var. Bir mülteci genç makine mühendisi olarak mezun oluyor ancak garsonluk yapmak zorunda kalabiliyor.
"Aslında coğrafi kısıtlamanın kaldırılması ve geçici koruma altındakilere 'mülteci' statüsünün verilmesi lazım ama bunun şu andaki konjonktürde olamayacağını biliyoruz.
"O zaman, mevzuatın revize edilerek, çalışma izinlerinin alınmasının kolaylaştırılması ve çalışma izinleri konusundaki engellerin kaldırılması gerekiyor. Uluslararası koruma altındakilerin sağlık sigortaları kesildi. Bu konuda AB fonlarından yararlanılabilir.
"Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun çok önemli bir hükmü var. 89. Madde'nin 4'üncü fıkrasına göre, mülteci veya şartlı mülteci olarak tanınmayan ama ikincil koruma altındaki Afganlılar gibi toplulukların çalışma hakları var.
"Bu kişilere verilecek kimlik belgelerinin çalışma izni yerine geçeceği hükme bağlanmış durumda. Ancak bu madde uygulanmıyor. Oysa bu maddenin uygulanması hayati önem taşıyor.
"Sığınma sistemi reforma tabi tutulurken, uygulamadan kaynaklanan engellerin de kaldırılmasının hedeflenmesi gerekiyor."
(DŞ)