Toplantının konuşmacılarından ILO Türkiye temsilcisi Gülay Aslantepe, Türkiye'nin Haziran ayında gerçekleştirilecek 2006 ILO toplantısında, sendika özgürlüğü, örgütlenme hakkı ve toplu iş sözleşmesi hakkının kullanımını düzenleyen yasalar nedeniyle tartışma konusu olma olasılığının yüksek olduğunu belirtiyor.
Aslantepe, bu hakları düzenleyen 2821 ve 2822 sayılı yasaların ILO'nun 87 ve 98 sayılı sözleşmelerine aykırılığı nedeniyle ILO toplantılarında defalarca eleştirildiğine, ancak bu eleştirilerin, bir yaptırım uygulaması olmaması nedeniyle yıllardır göz ardı edildiğine dikkat çekiyor.
"AB normlarının kökeninde ILO sözleşmeleri var"
ILO'nun eleştirilerinin bir yaptırım getirmediği için Türkiye'nin sözleşmeyi imzaladığı 1983'ten beri sosyal ortaklar tarafından yeterince ciddiye alınmadığını söyleyen Aslantepe, "Avrupa Birliği (AB) normlarının sosyal kökeninde ILO sözleşmeleri var. AB raporlarında ekonomik ve sosyal haklarla ilgili bölümde yer alan eleştirilerin ILO'nun eleştirileriyle aynı olduğunun görülmesiyle AB ile bütünleşme sürecinde işleyiş biraz hızlandı" diyor.
Ancak 2821 ve 2822 ile ilgili henüz ellerine geçmiş bir yasa değişikliği önerisi olmadığını belirtiyor.
"Biz bu yasalarla nasıl yaşayacağız?"
ILO toplantılarında Türkiye'nin bu olumsuzluklarla her sene gündeme geliyor olmasından öte "Biz bu yasalarla nasıl yaşayacağız? Çalışma barışını nasıl sağlayacağız?" sorularının yanıtlarının önemli olduğunu ifade ediyor.
Aslantepe, ayrıca AB sürecinin daha keskin ve ağır yaptırımlarıyla bu değişimler için bir itici güç oluşturabileceğini ifade ediyor.
Çokuluslu şirketler de hak ihlalcisi
Aslantepe'nin konuşmasında çok uluslu şirketlerin de Türkiye'de yaşanan hak ihlallerinden sorumlu olduklarına dikkat çekti.
"Çokuluslu şirketler demokrat ülkelerden gelseler de bu şirketlerde de aynı oyunlar oynanıyor. Hiçbir çok uluslu şirket bu hakkı savunan bir tutum izlemiyor."
Uluslararası ve ulusal güç birliği gerekli
Aslantepe, işsizlik oranının en iyimser tahlillerle yüzde 11, kayıt dışı işçi çalıştırmanın yüzde 50 oranında olduğu Türkiye'nin sendikalaşmanın, kayıtlı iş gücünün ve sosyal güvencelerin savunulması önünde zorluklar doğurduğuna işaret ediyor.
"Uluslararası bir güç birliğine ve bunun yanı sıra ulusal çapta da sendikal bir işbirliğine gidilmesine ihtiyaç var."
Toplantıya ayrıca AB Komisyonu Ankara Büyükelçiliği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, DİSK, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası MESS, akademisyenler, basın temsilcilerinin yanı sıra ; Uluslararası Metal İşçileri Federasyonu (IMF)'den Ronald Blum, Avrupa Metal İşçileri Federasyonu (EMF)'den Hardy Koch, Almanya IG Metall'den Klaus Priegnitz, İtalya FİOM'dan Alessandra Mecozzi, Fransa CGT/FİM'den Vincent Neveu ve Belçika CCMB'den Luc Triangle da katıldı. (AGS/KÖ)