Son zamanlarda Türkiye’nin Suriye’ye askeri operasyon düzenlemesine ilişkin senaryoları Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden Yard. Doç. Dr. Behlül Özkan’la konuştuk.
Özkan’a Türkiye’nin neden böyle bir savaş atmosferine sokulduğunu, Türkiye’nin Suriye’ye herhangi bir müdahalesi durumunda bölgede ne gibi gelişmeler yaşanabileceğini ve harekatın Türkiye’ye olası yansımalarını sorduk.
Türkiye’nin herhangi bir askeri harekata girişmesinin kolay olmadığını düşünen Özkan, Süleyman Şah’taki askerleri bile PYD desteği ile Türkiye’ye getirebilen bir ülkenin Suriye’ye girmesinin “cinnet hali” olarak açıklanabileceği görüşünde.
Türkiye’nin bölgede Esad’la, PYD’yle, IŞİD’le, Rusya’yla ve İran’la karşı karşıya olduğunu hatırlatan Özkan, “Suriye’ye girip hangi tabanla ortak harekat edecekler; ne olduğu belli olmayan Özgür Suriye Ordusu’yla mı?” diyor.
“AKP köşeye sıkıştı”
Askeri müdahaleden, savaştan söz ediliyor. Türkiye neden bir müdahaleye ihtiyaç duyuyor? Sınırda IŞİD varken müdahale gündemde değildi; Türkiye'nin "askeri müdahale" derken esas derdi IŞİD mi, yoksa sınırında Kürt bölgesi olmasını mı istemiyor?
Türkiye'yi ayrı, AKP ve Erdoğan'ı ayrı düşünmek gerekiyor. Türkiye'nin ulusal çıkarları, devlet politikasından bahsedersek müdahaleyi istememesi lazım. Çünkü Suriye'de ne olduğu belli değil, müdahale olursa nereye müdahale edecekler, IŞİD bölgesine mi, PYD bölgesine mi müdahale edilecek belli değil.
Kaldı ki, Türkiye Süleyman Şah türbesindeki askerleri ancak PYD'nin yardımıyla alabildi. Dolayısıyla Türkiye'nin askeri anlamda böyle bir operasyon yapma gücü yok. Çünkü sahaya inince, Esad'la düşmansın, PYD'yle düşmansın, IŞİD'le düşmansın. Bir tek ÖSO var, onun da ne olduğu belirsiz. Dahası bölgedeki en önemli aktör olan İran'la da aran iyi değil.
Böyle bir askeri operasyonu ancak cinnet geçiren biri yapabilir.
Cinnet lafını özellikle kullanıyorum. Bunun benzeri bir durum AKP ve Erdoğan tarafından yaşanıyor zaten. Hakim parti olma iddiasıyla seçimlere girdiler ve iktidardan düştüler. 7 Haziran sonrasındaki siyaset çok yeni sonuçlara gebe olacak. Dolayısıyla Erdoğan ve AKP köşeye sıkışmış durumda ve belki de buradan çıkış yolu olarak Suriye'ye askeri harekat düşünüyorlar.
“Geçici hükümet savaş kararı alamaz”
30 Ağustos'ta Genelkurmay Başkanı da dahil bazı kuvvet komutanlarının görev süresi dolacak. Onun dışında geçici bir hükümet savaş senaryolarını gündeme sürüyor…
Türkiye buna benzer bir süreci Körfez Savaşı sırasında yaşamıştı. Özal o dönemde "bir koyup üç alacağız" mantığıyla ordunun Irak'a askeri müdahale yapmasını istemişti. Dönemin Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay bu karara uymadığını belirterek istifa etmişti.
O dönemde tek parti hükümeti var, başta Özal var, böyle bir geçici hükümet yoktu.
Geçici hükümet ülkeyi savaşa sokmak gibi bir karar alamaz. Geçici hükümet sadece önünde gelen dosyaların devamını sağlayabilir. Çünkü sorumlu değil şu anda. Teamüller böyle.
Yine de MGK gündeminde diretebilirler. O zaman Genelkurmay bunu yapmak istemezse Genelkurmay Başkanı'na düşen görev istifa etmektir.
Savaş kararını normal koşullarda siyasi güç belirler ve asker de uymak zorundadır ama dediğim gibi siyasi gücün şu an böyle bir sorumluluğu yok. Şu an son derece abes bir durumla karşı karşıyayız.
“Suriye, Türkiye’nin Vietnam’ı olur”
Türkiye hangi şartlarda Suriye'ye müdahale edebilir? Uluslararası hukuk ne diyor? Geçen yılki tezkereyi devreye sokarak müdahale edebilirler mi?
Uluslararası hukuk benim alanım değil ama şunu söyleyebilirim; var olan şartlarda Suriye'den Türkiye'ye bir saldırı olmadığı takdirde Türkiye Suriye'ye müdahale edemez. Mesela Türkiye "Biz Suriye'nin kuzeyinde devlet oluşumuna karşıyız" deyip müdahale edemez.
Türkiye çok daha güçlü olduğu bir dönemde 1974'te Kıbrıs'a askeri harekatta bulundu. Uluslararası hukuk açısından o harekatın dayanakları vardı fakat 40 yıldır hala oradaki mevcudiyeti tartışmalı. 40 yıldır Türkiye'nin dış politikasının en önemli sorunu Kıbrıs. Hukuki olarak çok daha güçlü olduğu bir dönemde bile ne kadar büyük sorunlar yaşadı, şimdi Suriye'de böyle bir durum da yok.
Dolayısıyla ordunun çekincesini anlıyorum. Suriye Türkiye'nin Vietnam'ı olur. Oradan hiç bir pozitif sonuç çıkmaz.
Benim kişisel görüşüm Türkiye'nin böyle bir işe kalkışmayacağı yönünde.
“Türkiye, IŞİD’e karşı nasıl savaşacak?”
Türkiye'nin Suriye'ye müdahalesinin Türkiye ve bölge açısından olası sonuçları ne olur?
Suriye'ye müdahale etmek demek, sadece orada herhangi bir bölgeye müdahale etmek demek değildir. Bunun İran ayağı var, Rusya ayağı var, çok farklı bölgesel denklemleri var.
Dolayısıyla sen Türkiye olarak böyle bir müdahaleye kalktığın zaman, Rusya'yla, İran'la çok ciddi sorunlar yaşayacaksın. Bu iki ülke de Türkiye'nin en büyük iki doğalgaz tedarikçisi. Yani Türkiye, Rusya ve İran'a rağmen böyle bir harekata girişirse enerji açısından da çok büyük sıkıntılar yaşayabilir.
Sadece Rusya ve İran'dan değil, batıdan da çok ciddi tepki görebileceğini düşünüyorum.
Dahası böyle bir harekatın hangi amacı gerçekleştirebileceği söylenmiyor. Türkiye Suriye'nin kuzeyine girecek deniyor. Peki, ne yapacak?
IŞİD'e karşı savaşacağız diyorlar...
IŞİD dediğiniz örgüt Suriye'de ve Irak'ta yaklaşık Ürdün kadar bir bölgeyi kontrol ediyor. IŞİD'e karşı nasıl savaşacak Türkiye? Böyle bir şey yapabilmesi mümkün değil. Türkiye'yi bırakın, bunu hiç bir ülke yapamaz.
“Türkiye istihbarat açısından da çok zayıf”
İktidara yakın yayın organları "Türkiye IŞİD'le savaşmak istiyor ama AKP karşıtları IŞİD'e karşı savaşılmasını istemiyor" yönünde mesajlar veriyor...
Çok önemli değil. Mesela bir tanesi de "IŞİD'le Esad anlaştı" diye haber yapmış.
Haberde Esad'a bağlı bir albayın IŞİD'le görüştüğü söyleniyor. Ama o albayı araştırınca ÖSO komutanı olduğu görünüyor. Bundan üç yıl önce ÖSO'ya katılmış. Üstelik bu haberi MİT'e dayandırarak yapmışlar.
Bir basit haberde bile çok vahim istihbarat yanlışları çıkabiliyor. Dolayısıyla Türkiye istihbarat anlamında da çok zayıf. Türkiye'nin Musul'da konsolosluğu basıldı. Hangi istihbarata dayanarak IŞİD'le savaşmaya gidecekler? Açıkçası trajikomik günler yaşıyoruz.
“Türkiye’nin PYD’yi neden karşısına aldığını anlamıyorum”
Bölgede IŞİD’e karşı ABD, PYD işbirliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şu anda IŞİD'e karşı en başarılı şekilde savaşan silahlı güç PYD. Ciddi olarak bir taban desteği var. ÖSO gibi ne olduğu, ne istediği belirsiz bir yapılanma değil. Seküler bir güç, bölgede IŞİD'e karşı başarıyla savaşıyor ve diyaloga açıklar. ABD, böyle bir örgütü neden karşısına alsın?
Kaldı ki Türkiye'nin neden karşısına aldığını da anlamıyorum.
Siz bu örgütün lideri Öcalan'la yıllardır müzakere ediyorsunuz, muhatap olarak kabul ediyorsunuz ama bunun Suriye kolunu terörist örgüt olarak nitelendirip en büyük tehdit olarak kabul ediyorsunuz. Bu son derece çelişkili bir dış politika.
Yani Türkiye IŞİD'le mücadele etmek istiyorsa bir şekilde PYD'yle de ortak hareket etmelidir…
Zaten Süleyman Şah'ta PYD ile birlikte hareket ettiler. Bölgede de birlikte çalışabileceği başka bir örgüt yok.
Suriye'de statükonun devrilmesini istiyorsun ama Esad'a karşısın, PYD'ye karşısın, IŞİD'e karşısın, Rusya'ya karşısın, İran'a karşısın.
Şimdi sahadaki tüm aktörleri karşına alıp hangi tabana dayanacaksın dediğin zaman karşılığı yok. Ilımlı muhalifler diyorlar. Kim o ılımlı muhalifler, neredeler, kim onları destekliyor? Bu politikanın başarılı olma ihtimali yok. (EKN)