İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü’nün (IstanPol) "Türkiye'nin Değişen Seçmen Haritası" adlı raporunun sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. Enstitüsü, 2018-2023 genel ve 2019-2024 yerel olmak üzere son dört seçim sonrası yaşanan sosyokonomik ve siyasi dönüşümü ilçeler düzeyinde analiz etti.

CHP'NİN 76. MİTİNGİ
Özgür Özel: AK Parti'nin seçim kazandığı, bizim kaybettiğimiz günler bitti
Araştırma sonucunda, Türkiye’de uzun süredir devam eden ekonomik eşitsizliklerin artık siyasal rekabetin önemli bir belirleyicisi haline geldiğini, parti tabanlarının sınıfsal hatlar boyunca yeniden hizalandığını ve özellikle 2023-2024 döneminde yeni bir siyasal merkezileşme eğilimi gösterdiği kaydedildi.

IstanPol Eş Direktörü ve Siyaset Bilimci Edgar Şar, siyasetin hızlı gündeminden daha yavaş ilerleyen, fakat çok daha derin bir yeniden hizalanmaya işaret eden bu dönüşümün sonuçlarını bianet'e yorumladı.
AKP'nin iktidara geldiği yıllardan itibaren Türkiye'de seçmen davranışı ve siyasi tercihlerin 'kimliksel faydalara' dayalı olduğunu ifade eden Şar, bu konuda yaşanan dönüşümü şöyle anlattı:
Sosyoekonomik dönüşüm
"Çok sık seçim yapan bir ülke olarak Türkiye'nin her seçimini bir bakıma 'kimlik sayımı'na dönüştürdü. Batı demokrasisinde hükümetleri çok kolayca değiştirebilecek büyüklükte ve vehamette olayların bizde görece daha sık gerçekleşmesine rağmen, bunların iktidar ya da muhalefet partilerinin oy oranlarına etkisinin çok sınırlı olduğunu gördük. Bu da hem kutuplaşmanın, hem de siyasi tercihlerde kimliklerin çok daha belirleyici olmasından kaynaklanıyordu."
Şar, son 15 yıllık süreçte kimliklerden ziyade, sosyoekonomik durumun toplumun siyasi tercihlerini daha yavaş ve daha derinden etkilediğini belirterek; "Sosyoekonomik dönüşüm yaşanıyor toplumda ve bu dönüşüm siyasi tercihleri de belirliyor. Daha derinden ve daha temelden şekillendiriyor. Bu aslında genel olarak bir hipotez" dedi.
"Artık değişim belirleyici"
Şar, araştırmalarında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 2017 ve 2022 yıllarında yayınladığı Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırmaları (SEGE) verilerinden yola çıktıklarını söyledi. İki yerel iki de genel seçimde siyasal tercihlere bakarak yaşanan dönüşümü anlamaya çalıştıklarını belirtiyor:
"Tabii ki burada 2010'lardan bu yana siyasal tercihlerde etkisi olan kimliklerin komple etkisini kaybettiğini söylemek mümkün değil. Ama artık, partilerin siyasi stratejilerindeki değişimlerin, kimliksel hayatlarının ötesine geçecek değişimleri yaratabildiğini görüyoruz. Bu değişimlerin en önemli şeylerinden bir tanesi.
2024'te harita nasıl değişti?
"2018 ve 2019'a geldiğimizde ilçeler seviyesinde, artık iktidarın yüksek kademeli sosyoekonomik seviyede olan ilçelerde iyice gücünü kaybettiği ve muhalefetin buradaki gücünü iyice konsolide ettiğini görüyoruz. 2020'lerle birlikte ise özellikle 2024 seçimlerinde bunu artık çok net bir şekilde görebiliyoruz. İktidar sadece en alt kademelerde dominant olurken, muhalefet orta kademelerde de etkili olmaya başlamadı."
2024 seçimlerinde CHP'nin yerellerde elde ettiği başarıyı hatırlatan Şar, "2024 seçimlerinde haritadaki değişime bakmak lazım. Sadece siyasi konjonktür ya da kimliksel açılardan değil; toplumun yaşadığı bir sosyoekonomik değişim de söz konusu" tespitini yaptı.
2028 seçimlerini ne belirleyecek?
Şar, gelecek seçimlerde belirleyici olacak noktanın partilerin izlediği stratejilerde saklı olduğunu söyledi ve başarının ya da başarısızlığın iki soruda saklı olduğunu belirtti:
"Birincisi, orta ve yüksek kademeli sosyoekonomik seviyeye sahip yerlerde zaten muhalefetin artık çok büyük bir dominasyonu var ve bu kolay kolay ters dönmez. Sosyoekonomik seviyesi en düşük yerlerde ise iktidar dominasyonu var. Burada iktidarın hala kaybedebileceği bir takım şeyler var. 'Muhalefet dolayısıyla buraya nasıl odaklanacak?' sorulardan bir tanesi bu.
"Muhalefet kendini nasıl anlatacak?"
"Muhalefetin, hangi ekonomik ve sosyal politikalar kimliksel ayrımları tam anlamıyla aşmasına yardımcı olacak buna bakmak. Orta kademede artık iktidar ve muhalefet açısından kıyasıya bir yarış var. CHP, orta kademeye nasıl bir söylem üretecek? Ekonomik ve sosyal değişim programını bu kademelere nasıl anlatacak? Bunu anlatabilmesi, ikna edebilmesi önemli.
"Kürt seçmenin desteği sürer mi?"
"İkinci soru, kimliksel faydaları ve kimliksel özelliklerin siyasete, siyasi tercihlere etkisi tabii ki ortadan kalkmış değil. CHP'nin Kürt seçmen nezninde tercih edilebilirliğinin artması; Kürt seçmeninin ya da genel olarak Türkiye'deki seçmenin sadece kimliklere bakarak oy vermediğinin bir göstergesi. Özellikle Türkiye'de ilerleyen çözüm süreci göz önünde bulundurulduğunda, CHP bu seçmen desteğini nereye kadar götürebilir? Bu da oldukça belirleyici sorulardan biri."
Rapor özeti
IstanPol'dan Ozancan Özdemir, Seren Selvin Korkmaz ve Edgar Şar'ın birlikte hazırladığı raporun sonuçları özetle şöyle:
Kritik kırılma
2024 Yerel Seçimleri, Türkiye’de sosyoekonomik kademeler boyunca siyasal hizalanmada belirgin bir kırılma yarattı. CHP ittifaksız girdiği seçimlerde, yüksek kademelerde güçlü bir sıçrama yaparak kademe 1’de yüzde 47,9’a ulaştı ve yalnızca üst gelir gruplarında değil, kademe 3 ve 4’te de kayda değer bir genişleme gösterdi. Bu başarıda ekonomik krizin yarattığı birikmiş memnuniyetsizlik, yerel seçimlerin seçmen açısından iktidara düşük maliyetli bir "uyarı" işlevi görmesi, CHP’nin 2019 sonrası büyükşehirlerde sergilediği yüksek performans ve doğru aday tercihlerinin birleşimi etkili oldu.
DEM Parti aynı dönemde düşük kademelerdeki tabanında daralma yaşamış, büyükşehirlerde ise stratejik oy kullanımı nedeniyle görünürlüğü azalmıştır. Buna karşılık Yeniden Refah Partisi (YRP), özellikle kademe 4-6 arasında yüzde 7-13 bandındaki oy oranlarıyla düşük sosyoekonomik gruplarda dikkat çekici bir yükseliş göstermiş hem Cumhur İttifakı’nın hem DEM Parti’nin çözülme yaşadığı alanlarda yeni bir adres hâline geldi.
Genel olarak 2024 sonuçları, muhalif enerjinin büyükşehirlerde ve orta gelişmişlikteki ilçelerde CHP etrafında konsolide olduğunu ve alt kademelerde YRP’nin yükselen bir alternatif yarattığını göstermekte.
Seçmen davranışı
Kademesi değişen ilçelerdeki seçmen davranışı değişikliği de raporda incelenerek dikkat çekici dinamikler şöyle aktarıldı:
- Kademesi yükselen 119 ilçenin 49'unda ittifak/parti tercihi en az bir kez değişmekte.
- 13 ilçede 2018'den itibaren kesintisiz Cumhur İttifakı'na oy veren seçmenler 2024'te CHP'ye yönelmiş.
- Kademesi düşen 183 ilçenin 80'inde tercih değişimi yaşanmış, 19 ilçede Cumhur İttifakı'ndan CHP'ye kayma görülmüştür.
Stratejik çıkarımlar
Cumhur İttifakı: Alt sosyoekonomik kademelere sıkışarak "düşük gelirli ve kırılgan seçmen bloğuna hapsolma" riski taşımaktadır. Orta kademelerdeki tabanı CHP'ye kayma eğilimindedir.
CHP: Artık yalnızca yüksek kademelerdeki kıyı metropollerinden ibaret olmayıp, orta sınıf ve kent çeperi seçmenine doğru genişleyen bir "merkez parti" konumuna yaklaşmaktadır. Ancak kademe 5-6'da hâlâ sınırlı varlık göstermekte.
DEM Parti: Bölgesel tabanını korurken, metropollerdeki stratejik oy davranışı nedeniyle kimlik temelli mobilizasyonda zorlanmakta.
İYİ Parti: CHP'nin orta kademelerde güçlenmesi ve YRP'nin alt kademelerde yükselişi, partinin tabanını iki yönde zayıflatmaktadır.
YRP: Düşük gelirli, muhafazakâr memnuniyetsiz seçmen için alternatif adres işlevi görmektedir.
TIKLAYINIZ: IstanPol'un "Türkiye'nin Değişen Seçmen Haritası" adlı raporunun tamamı
(AB)







