TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, ASF kapsamında "Su Haktır, Ticarileştirilemez" başlıklı bir panel düzenledi.
İnşaat Mühendisleri Odasından Murat Gökdemir konuşmasında suyun ticarileştirilmesi sürecini anlattı ve "varolan su potansiyelinin gereksinim duyulan miktar gözetilerek değerlendirilmesi, su kaynakları yönetiminin kamu yararına göre düzenlenmesi, suyun kamu mülkiyetinde ve yönetiminde kalmasını sağlayacak yasal hükümler konulması gerekmektedir ve bunun için suyun tüm canlılar için bir hak olduğu göz önünde bulundurulmalıdır" diye konuştu.
Çevre ve Orman Bakanı kınandı
Ziraat Mühendisleri Odasından Ahmet Atalık, suyun ticarileştirilmesinin tarım ve çiftçi üzerindeki etkilerinden bahsetti. Akarsuların üzerine HES kurulmasıyla etraftaki tarım alanlarının verimsizleştiğini, hayvanların su içecek yerleri kalmadığını, su canlılarının yaşam hakkının elinden alındığını ve tüm bunların çitfçilerin göç etmesine de neden olduğunu anlatan Atalık, "akarsular için '7 miyar boşa akıyor' diyen Çevre ve Tarım Bakanını, ve ona Çevre Özel Ödülü veren Akdeniz Üniversitesi'ni şiddetle kınıyoruz" diye konuştu.
Gıda Mühendisleri Odası Marmara Bölge Şube Başkanı Bilge Ölmez'in yerine sunum yapan Murat Aydın, suyun ambalajlanması konusuna değindi. "Endüstriyel gereksinimler için kullanılan su oranınıın geçtiğimiz yüzyıla göre yüzde 40 arttığını" belirten Aydın, "Bir kilogram pet şişe üretmek için 17,5 kilogram su kullanılıyor ve bu şişelerin doğada yok olması için 1000 yılı aşkın bir süre gerekiyor. Yani suyun ambalajlanıp satılması için bile suya ihtiyaç var" dedi.
"Su bir mal değil, bir haktır"
Çevre Mühendisleri Odasından Murat Taşdemir, Türkiye'de su politikalarının çevreye etkilerini ele aldı. Konuşmasına "su kimin malıdır?" sorusuyla başlayan Taşdemir, "suyun bir mal değil, bir hak olduğunu ve bu hakkın doğaya, toprağa ve onun parçası olan tüm canlılara ait olduğunun" altını çizdi ve ekledi: "İhtiyaçlar ve haklar birbirine karıştırılırken, ihtiyaçlar hakların önüne geçiyor. Türkiye'nin kamu yararı gözeten su politikalarına ihtiyaç var."
Mimarlar Odası Genel Sekreteri Redife Kolçak, küresel su politikalarının Türkiye'deki yansımalarını değerlendirdi. Dünya Su Forumu'nun 2009'da Türkiye'de yapılmasının nedeninin, küresel aktörlerin Türkiye'deki yüzde 65 kullanılmayan su potansiyelini farketmeleri olduğunu söyleyen Kolçak, DSİ'nin Çevre ve Orman Bakanlığı bünyesine alınmasıyla birlikte işi yapan ve onu kontrol eden kurumların aynı çatı altında toplandığını ve dolayısıyla HES'leri şikayet edecek bir kurum kalmadığının altını çizdi.
Prof. Dr. Beyza Üstün, Türkiye'de su mücadelelerinden bahsetti. Üstün, "tüm uygulamalara rağmen, derelerimizi özgürce akıtmayı başaracağız" diye konuştu. (ÇT)