Düşünce Özgürlüğü için 9. İstanbul Buluşması, uluslararası ifade özgürlüğü örgüt temsilcilerinin ve Noam Chomsky’nin sunumları ve online Düşünce Suçları Müzesi’nin açılışıyla son buldu.
Şanar Yurdatapan’ın sözcüsü olduğu Düşünce Suçu (!?)na Karşı Girişimin, İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Şeffaflık Derneği’nin desteğiyle düzenlediği iki günlük buluşmanın dünkü (25 Mayıs) bölümünde, Türkiye’yi yarı özgür kategoriden "özgür olmayan" ülkeler kategorisine gerileten ABD merkezli Freedom House örgütünden Dr. Karin Deutsch Karlekar, 1 Mayıs’ta yayımladıkları raporuna ve sonuçlarına açıklık getirdi.
Rapora saldıran medya yoktu
Rapor çıktıktan sonra hükümete yakın gazetelerden kimsenin görüş almak için aramadığını, ancak rapora ve Freedom House’a saldırdığını belirten Karin Karlekar’ı, raporu anlatmak için geldiği İstanbul’da aynı medya çevresinden hiç bir gazeteci yoktu.
CNN Türk haber sunucusu Nevşin Mengü’nün kolaylaştırdığı oturumda Karlekar, geçmişte George Soros’tan küçük çalışmalar nedeniyle kaynak aldıklarını ancak 1 Mayıs’ta yayınladıkları rapor için böyle bir şeyin söz konusu olmadığını, Yeni Şafak gazetesinin bir yazısında da iddia edildiği gibi CIA ile de hiç bir ilgilerinin bulunmadığını ifade etti
Nygaard: Demokraside çürüme var
İkinci günde, Norveç PEN temsilcisi William Nygaard, Article 19 yetkilisi Nathalie Losekoot ve Uluslararası PEN temsilcisi Eugene Schoulgin, Türkiye’nin demokrasi ve şeffaf toplum değerlerinden uzaklaşmaya dönüş işaretlerden endişe ettiklerini belirttiler.
Nyggard, Türkiye’de yaşanmakta olanı "demokraside çürüme" ve "dini rekabet altında demokratik değerlerin ihlali" olduğunu savundu.
Lesekkot: Karar mekanizmaları saydam olmalı
Lesekkot da, Türkiye siyasetinin medya üzerinde bir gaspının söz konusu olduğunu, şiddete dair yoğun suçlamalarla karşılaşan güvenlik kuvvetlerine dair soruşturmaların da şeffaf yürütülmediğini savundu.
"Gezi sonrası soruşturma süreçleri tam bir saydamlık için yürütülseydi, bugünkü sonuç olur muydu ? Kamusal karar mekanizmaları net ve saydam olmalı. Bilgiye ve adalete erişim hakkı sağlanmalı".
Schoulgin: Geleceğin çözümü geçmişte olmaz
20 yıla yakın bir süredir Türkiye’de yaşadığını ve canlı bir muhalefetin sadece Türkiye için değil tüm ülkeler için elzem olduğunu ifade ederek başlayan Schoulgin ise, Türkiye’de tam bir karmaşanın hüküm sürdüğünü, adalet ve yargıyla dalga geçildiğini ifade etti ; "Yanlışları nerede olursa olsun eleştiriyoruz. Eleştiri büyümeyi sağlar. Bütün muhalefetler birleşerek meselenin özüne bakmalı" dedi.
Schoulgin’in yetkililere yönelik değerlendirmesi de, "Osmanlı tarihini bilmelisiniz ama geleceğin çözümünü tarihten aramak yanlışlık olur" dedi. (EÖ/EA).