"Sanayi üretimi ekonomiler için çok can alıcı bir gösterge. Hem milli gelirin omurgasını oluşturuyor hem de maddi hayata dair en önemli veri sanayi üretimi oranları. Sanayi üretiminin düşüş halinde olması çok belirgin olarak krizin etkilerinin Türkiye'de iyice görülmeye başlandığına işaret ediyor."
Türk İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı Şubat ayı sanayi üretiminin geçtiğimiz yılın rakamlarına göre yüzde 23.7 oranında gerilemesini bianet'e yorumlayan iktisatçı Musfata Sönmez, "Bu düşüşün yurtdışında önemli bir iyileşme olmaması taktirde önümüzdeki aylarda devam edeceğini" söyledi.
Hükümetin krizle ilgili tavrını eleştiren Sönmez, "Yaratılmaya çalışılan olumlu havanın gerçek hayatta karşılığı yok" dedi.
"İç ve dış talep yok, sanayici sıkıntıda"
Sanayi üretiminin büyük ölçüde dışarıdan gelen talebe bağlı olduğunu vurgulayan Sönmez, "Özellikle Avrupa Birliği'nden ihracat talebi gelmediği taktirde kapasitenin büyük bir kısmının kullanılamadığını" belirtti.
"İnsanların giderek işsiz kalmaları, ücretlerini arttıramamaları ve borçlanma sınırına gelmiş olmalarından dolayı iç talep yeterince yok. Dolayısıyla hem iç talep hem dış talep eksikliği sanayiinin önünü açamıyor. Hükümetin yarattığı iyimser havanın gerçek olmadığını bilen sanayiciler de yaşanan talep daralması nedeniyle giderek sıkıntıya giriyorlar."
"Krizin dibi bulunmazsa yukarıya sıçrayamayız"
Ekonomik krizin Türkiye'ye olan etkisini dış dünyanın belirlediğini ifade eden Sönmez'e göre dışarıda krizin dibinin bulunamamasıyla ilgili bir sorun var.
"Dış dünya eğer devrilen lokomotifi yeniden rayına koyamazsa bir düzelmeden bahsetmek zor ve şu anki manzaraya baktığımızda böyle bir ihtimal zor görünüyor. Orada da bütün alınan önlemlere, devletin kurtarma operasyonlarına, İMF'ye yeni misyon yüklenmesine rağmen krizin dibi görünebilmiş değil. Bu dip bulunmadıkça yukarıya sıçramak mümkün olamayacak."
Krizin dibinin bulunabileceğine dair de herhangi bir belirti olmadığını kaydeden Sönmez, "Zehirli kağıt ya da toksit kağıt denen bonoların miktarının kocaman bir soru işareti olduğunu" belirtti.
"Bu miktar ne kadar belli değil? Bazıları üç trilyon diyor, bazıları dört trilyon... Bütün pompalanan kaynaklara rağmen zehirli kağıtların yaratmış olduğu tahribat halledilemiyor. Dolayısıyla batıda bu finans sistemiyle reel sistem arasındaki güven bunalımı, kaynak akışı henüz kurulabilmiş değil. Kayışın dikişi koptu. Bu kayışı şimdi devlet ve İMF yeniden kurmaya çalışıyor ama o kayışı yeniden bağlayamadıkları sürece batıda çarklar dönmez."
Sönmez'e göre çarklar dönmedikçe de batıya sanayii sanayicisi olarak eklemlenen Türkiye gibi ülkelerin yeniden ayağa kalkmaları çok zor.(BÇ)