Türkiye bir 17 Mart’ı daha parti kapatma tartışmaları ile geride bıraktı.
Dün (17 Mart 2021 Çarşamba), Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde (AYM) dava açtı.
Bu, “parti kapatma istemi” geçmiş dönemlerdeki parti kapatma girişimlerini akıllara getirdi. Türkiye’de 3 kez gerçekleşen parti kapatma girişimlerinin üçünün de 17 Mart’ta olduğu gerçekleşti.
AKP’nin kapatılması istemi – 17 Mart 2008
Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) kapatılmasını istediği iddianamede partinin "takiye" ve "toplumsal mutabakat" yöntemiyle hareket ettiğini, önce ılımlı İslam'ı, sonra da şeriatı amaçladığını söyledi. Bugün HDP yöneticileri ve bazı partililer için istenen “siyasi yasak” kararının bir benzeri o dönemde AKP’liler için istendi.
“Cumhuriyetin hiç olmadığı kadar büyük tehlike içinde" olduğunu iddia eden Yalçınkaya'nın 162 sayfalık iddianamesinde AKP'ye yönelik suçlamalar 11 ayrı başlıkta yer aldı.
16 Haziran’da AKP esas hakkındaki savunmasını verdi ve 30 Temmuz’da kamuoyuna yapılan açıklamada, partinin temelli kapatılmaması, fakat hazine yardımının belirli bir oranda kesilmesi kararına varıldığı açıklandı.
Şimdilerin Cumhurbaşkanı dönemin Başbakanı Erdoğan "Bizim yürüyüşümüzü hâlâ anlamayanlar var. Ama er ya da geç anlayacaklar. Benim milletim bunu anlamayanlara hep sandıkta anlattı, yine anlatacak" dedi.
DEP kapatıldı
Leyla Zana, Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Orhan Doğan, Zübeyir Aydar ve Ahmet Türk 1994 Mart'ında Meclis'ten zorla çıkarılarak tutuklanıp cezaevine gönderildi.
1991 yılında seçimlere Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) listesinden giren DEP'li Leyla Zana, Hatip Dicle, Mahmut Alınak ve Selim Sadak SHP milletvekili seçildi.
Seçilmelerinin hemen ardından Leyla Zana'nın yemin töreninde protestolar arasında Kürtçe yemin etmesi soruşturmaya konu olmuştu.
Zana, Dicle ve Doğan, "milletvekili dokunulmazlığı" nedeniyle haklarında işlem yapılamayacağını savunarak TBMM'de ayrılmamaya karar verdi. Ancak polis, Meclis'e girip DEP'lileri zor kullanarak gözaltına aldı. Sadak ise, 1 Temmuz 1994'te gözaltına alındı ve 12 Temmuz 1994'te tutuklandı.
Milletvekili dokunulmazlığı kaldırılan DEP'liler, bundan 13 gün sonra tutuklanarak Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'ne konuldular. Bu sırada Anayasa Mahkemesi de, DEP'i kapattı.
8 Aralık 1994 tarihinde Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), "PKK talimatları doğrultusunda bölücü faaliyet yürüttükleri" iddiasıyla Zana ve diğer DEP'lileri eski Ceza Kanunu'nun (TCK) 125. maddesi uyarınca 15'er yıl ağır hapis cezasına mahkum etti. Kararlar, 26 Ekim 1995'te Yargıtay'ca onandı.
TIKLAYIN - 1990'dan Bugüne, HEP'ten DTP'ye Kürtlerin Zorlu Siyaset Mücadelesi
AİHM yargılamayı adil bulmadı
Dokuz yılı aşkın süre cezaevinde kalan Zana, Dicle, Doğan ve Sadak'ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yaptığı başvuruda Türkiye, toplam 140 bin dolar manevi tazminat ödemeye mahkum edildi.
17 Temmuz 2001 tarihli kararında AİHM, DGM'nin tarafsız ve bağımsız olmadığı, karar duruşmasında suçun niteliğinin değiştirilmesine karşın, suçlamanın nitelik ve nedenlerinin sanıklara açık biçimde bildirilmediği ve kendilerine savunma hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylık tanınmadığı, ayrıca ifadeleri karara esas alınan iddia şahitlerini duruşmada sorguya çekme ve dinleme imkanı verilmediğini tespit ederek, 'adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine" hükmetti.
Dokuz yıl hapis ve vekil olamama cezası
DEP'lilerin yeniden yargılanma talepleri bir şey değiştirmedi. Aynı mahkeme, 21 Nisan 2004'te ilk kararında direndi. Ancak itiraz üzerine dosyayı görüşen Yargıtay, sanıklar hakkında yürütülen infazın durdurulmasına ve salıverilmelerine karar verdi. DEP'liler dokuz yılı aşkın bir süre cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildi.
Gergerlioğlu'nun vekilliği düşürüldü, HDP'nin kapatılması istendi
Dün (17 Mart 2021 Çarşamba) gündüz saatlerinde önce HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun Yargıtay’ca onanarak kesinleşen 2 yıl 6 aylık hapis cezasına yönelik yargı kararı Meclis’te okundu ve milletvekilliği düşürüldü.
Ardından akşam saatlerinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in yazılı açıklamsaı düştü haber merkezlerine. Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde (AYM) dava açtı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Şahin, yazılı açıklamasında, Anayasa'nın 68/3. fıkrasında ve Siyasi Partiler Yasası'nın 90. maddesinde, siyasi partilerin faaliyetlerini Anayasa ve kanun hükümleri çerçevesinde sürdürmeleri gerektiğinin düzenlendiğini belirtti.
Anayasa'nın 14. maddesinde, temel hak ve hürriyetlerden hiçbirinin, "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlayan" faaliyetler biçiminde kullanılamayacağının öngörüldüğünü söyledi.
Orhan Doğan…
Demokrasi Partisi’nden milletvekili olan Orhan Doğan, 10 yıl hapishanede kaldı ve 9 Haziran 2004’te tahliye edildi.
Doğan, Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) desteklediği bağımsız adaylardan biri olarak Şırnak’tan aday oldu ancak Yüksek Seçim Kurulu (YSK) “seçilmeye engel mahkumiyetleri bulunduğu için aday olamayacaklarına” karar verdi.
Doğan, 25 Haziran 2007’de Ağrı Doğubeyazıt’ta bir toplantıda halka hitap ederken kalp krizi geçirdi.
Orhan Doğan kalp rahatsızlığı nedeniyle kaldırıldığı Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesi’nde 29 Haziran 2007’de hayatını kaybetti.
Orhan Doğan’ın kızı gazeteci Ayşegül Doğan Twitter hesabından Ulucanlar Cezaevi’nde çektikleri bir fotoğrafı paylaşmış ve şöyle demişti:
"Nasıl mutluyuz burada, her şeye rağmen..Sene 2002, Ankara Ulucanlar Hapishanesi, yıllardan sonra ilk açık görüş ve ilk fotoğraf imkanıydı, meğer son olacakmış... Daha kaç aile, kaç eş, kaç çocuk gerekiyor “bir daha asla” demek için...#OrhanDoğan"
(EMK)
*Bu haberi bianet, Evrensel, Gazete Karınca ve Wkipedi'dan yararlanıp derledik.