UAÖ Türkiye Mülteci Hakları Koordinatörü Taner Kılıç, resmi olarak mültecilik başvurusu halen tamamlanmamış bir kişinin sınır dışı edilmesinin, hiçbir hukuk teamülüne uymadığını söyledi.
"Ahmet Muhammed İbrahim'in Suriye'ye gönderilmesiyle uluslararası kabul görmüş "non-refoulement" (geri gönderilmeme) ilkesi çiğnenmiştir. İbrahim'in Suriye'de adil yargılanmama, kötü muamele, işkence görme ve hatta belki idam edilme riski bulunmaktadır."Geçen sene Kamışlı'da yaşanan olayların ardından Kürt asıllı olması sebebiyle baskı gördüğü ve zulüm göreceği endişesiyle askerden firar ederek, Ağustos 2004'te yasadışı yollardan Türkiye'ye giriş yapan İbrahim, korucuların ihbarı üzerine PKK üyesi olduğu şüphesiyle yakalanarak gözaltına alınmıştı.
Savcı ve hakim önündeki ifadelerinde, cezaevinden mahkemeye gönderdiği dilekçelerde gözaltında işkence gördüğünü, sahte ifade imzalamak zorunda bırakıldığını ve amacının siyasi iltica talebinde bulunmak olduğunu belirtmişti.
Türkçe konuşamayan İbrahim, daha sonra tayin edebildiği avukatı aracılığıyla 23 Mart 2005'te Ankara Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüğü'ne ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne faksla başvurabilmişti.
İbrahim, 24 Mart 2005'te beraat kararının ardından tahliye edildi ve bundan bir gün sonra da Suriye'ye sınır dışı edildi.
"İltica prosedürü işletilmedi"
UAÖ, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler gereği, değerlendirilmesi gerekirken, İbrahim'in, sığınma başvurusu hiçbir işleme konmadan sınır dışı edildiğini söylüyor. Örgüt, bu konuya ilişkin mektuplarına da yanıt alabilmiş değil.
UAÖ'nün açıklamasına göre, Ahmet Muhammed İbrahim'in sınır dışı edileceğine dair karar avukatına elden tebliğ edildikten 5 dakika sonra sınır dışı işleminin gerçekleştirilmesi için Diyarbakır'dan Nusaybin'e hareketi sağlandı.
Taner Kılıç "Bu haliyle bir idari tasarruf olan sınır dışı kararına karşı yargı yolu işletilmesine fiilen imkan tanınmaksızın kişinin sınır dışı işleminin tamamlanması bir hak ihlalidir" diyor.
Örgüt, açıklamada şöyle dedi:
"UAÖ'nün Suriye Devletine ilişkin yayınladığı insan hakları raporları dikkate alındığında, söz konusu sınır dışı işleminin geleneksel hukuk ve Türkiye'nin taraf olduğu 1951 sözleşmesinin çok önemli bir hükmü olan non-refoulement (geri gönderilmeme) ilkesinin ihlali anlamına geldiği açıktır.Bu sınır dışı işlemi aynı zamanda Türkiye'nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 3. ve 13. maddesine ve İşkenceye Karşı BM Sözleşmesinin 3. maddesine aykırılık teşkil etmektedir". (TK/EÜ)