1995 yılında yaşanan olay, Pertek İlçesi'ne bağlı Akdemir Jandarma Komutanlığı'nın yakınında yaşandı. Çobanlık yapan Erkan Erol, otlattığı koyunlar daha önce mayın döşenen, çevresi de bel hizasına kadar demir tellerle çevrilen bir askeri alana girince, yaşları 7 ila 13 arasında değişen diğer çocuklarla birlikte bu alana girdi. 11 Mayıs 1995'te yaşanan olayda, yerden metal bir parçayı almak isteyen Erkan Erol, mayının patlamasıyla yaralandı.
Danıştay: Devletin kusuru yok
Askeri bir operasyonla mayınlı bölgede bulunan diğer yaralı çocuklar da kurtarıldı. Elazığ Hastanesi'ne kaldırılan çocuğun sol bacağı diz hizasından kesildi. Mart 1995'te dönemin köy muhtarı da olan Erkan Erol'un babası Paşa Erol'a askerler, bölgeye mayın döşeneceğini önceden bildirmişlerdi.
Askeri bölgede yeterince güvenlik önlemi alınmadığı iddiasıyla Nisan 1996'da İçişleri Bakanlığı aleyhinde dava açan Paşa Erol'un talebini değerlendiren Malatya İdare Mahkemesi, mayınlı bölgenin çevresinde yeterli önlem alındığını, bölge insanına gerekli uyarının yapıldığını ve gerekli levhaların da yerleştirildiğini açıkladı.
İdare Mahkemesi, çocuğun yasak bir bölgeye girdiğini, bu nedenle devletin bir kusuru bulunmadığına karar verdi. Danıştay, söz konusu kararı 24 Kasım 1998 tarihinde onadı. Bunun üzerine de 7 Eylül 1999'da AİHM'ye başvuruldu, başvuru da 28 Şubat 2006'da kabul edildi.
AİHM: Türkiye Ottawa Sözleşmesi'ni imzaladı
İdari ve velilik görevini yerine getirmediği gerekçesiyle Paşa Erol'un mağduriyetini reddeden AİHM, hayatını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan Erkan'ın mağduriyetini kabul etti.
Antipersonel mayınların, özellikle çocuklar açısından oluşturduğu tehlike nedeniyle uluslararası toplumca kınandığını ve bu sürecin bu tür mayınların kullanımı yasaklayan ve Türkiye'nin de 2003 yılında imzaladığı Ottawa Sözleşmesi'nin kabul edilmesine kadar vardığını bildirdi.
Köylülerin hayvanlarını otlattıkları bir alan olması nedeniyle güvenlik önlemlerinin artırılması gerektiğini açıklayan AİHM, masum sivillerin bölgeye girişinin engellenmesi için iki sıra ancak çok aralıklı demir tel örgüleri dışında başkaca önlem alınmadığını bildirdi.
"Çocuklar, yetişkin gibi davranamaz, ek önlemler gerekli"
Ayrıca AİHM, bölge insanı mayınların varlığından haberdar edilse bile, çocukların çobanlık gibi işlerde çalışarak etkin şekilde katıldıkları köy yaşantısında yetişkinler gibi davranmalarının beklenemeyeceğini açıkladı.
İdare mahkemesindeki yargı sürecinin etkin şekilde yürütüldüğüne hükmeden AİHM, Sözleşmenin "adil yargılama hakkı" (6/1 maddesi) ve "mahkemeye etkin başvuru hakkı"na (13. madde) ilişkin şikayetleri yerinde görmedi. (EÖ)