30 Kasım-11 Aralık 2015'te Paris'te toplanacak BM İklim Değişikliği Sözleşmesi Taraflar Konferansı (COP21) kapsamında gezegenin yeni iklim politikası belirlenecek. Bu toplantı öncesinde ise gözler Türkiye’de, 15- 16 Kasım 2015’te düzenlenecek G20 Zirvesinde. Çünkü iklim değişikliğine neden olan küresel emisyonların yüzde 74’ünden sorumlu G20 temsilcileri, Antalya’da iklim değişikliğinin ekonomik boyutlarına dair konuları tartışıyor olacaklar. |
İklim değişikliğine karşı Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanından sosyal hareketleri bir araya getiren "İklim İçin Kampanya” kapsamında bugün ve yarın İklim Forumu düzenleniyor.
Forumda, iklim değişikliğinin de konuşulacağı G20 Zirvesi ve yeni bir iklim politikasının belirleneceği Paris İklim Zirvesi öncesinde iklim değişikliğinin tüm boyutları ele alınacak.
Forumun açılışında konuşan Uluslaraası iklim kampanyası 350.org'un kurucularından Bill McKibben, Uluslararası Oil Change'dan Stephan Kretzmann ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı Başkanı Prof. Jeffrey Sachs, Türkiye'nin giderek artan kömür odaklı enerji politikasını değiştirerek bir an önce yenilenebilir enerjiye yönelmesi gerektiğini belirtti.
McKibben: Türkiye yenilenebilir enerjiye yönelmeli
Uluslararası iklim kampanyası 350.org’un kurucularından Bill McKibben, tüm dünya kömürden vazgeçerek Türkiye’nin bunun aksine büyük bir kömür arsızlığı yaşadığını, santral sayısını ve kömür teşvikini sürekli arttırdığını belirtti.
“Türkiye Avrupa ve Asya arasında ancak etrafında yenilenebilir enerjiye dair olan gelişmeleri umursamıyor. İklim her türlü mücadelenin parçası. İnsanlığın bugüne kadarki en büyük krizi. Bunu anlamak için çok uzağa bakmaya gerek yok. Suriye’ye bakın, kuraklık nedeniyle 1 milyon çiftçi topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Bu da istikrarsızlaşmaya neden oldu, işte Suriye krizinin nedenlerinden biri de iklimdir. Aynı şey Afrika’da da oluyor, çölleşme ve kuraklık insanları topraklarında uzaklaştırıyor. Yemen’de bir günde yedi sekiz yıllık yağmur yağıyor, çölde hortum oluşuyor.
"Dünya artık iklim değişikliğinin etkilerini anladı. ABD’de kömürü azaltmaya başladı, Avusturalya’da kömür santrali engellendi, Polonya, Almanya, Endonezya da aynı durumda. Ancak Türkiye kendine en beter adımı seçiyor. Oysa güneş enerjisinin maliyeti yüzde 80 düştü. Kömürün maliyeti çocukların ciğer hastalıklarına yakalanmasıdır. Türkiye 19 ve 20. yüzyıl sistemini devam ettirmek yerine yerine yenilenebilir enerjiye yönelmeli.”
Kretzmann: G20 ülkeleri teşviki bitirecekti
Uluslararası Oil Change’dan Stephan Kretzmann, güvenli iklim için fosil yakıtların dörtte üçünün yer altında bırakılması ve temiz enerjiye yönelinmesi gerektiğini belirtti.
“G20 ülkeleri, 450 milyar doları yani kamu parasını dünyanın en zengin petrol ve kömür şirketlerine aktarıyor. Hem sağlığımızı, hem toprağı hem de suyu kaybediyoruz. Bu paralar eğitime, sağlığa yatırılabilir. Türkiye de 15 yılda sera gazı emisyonunu arttıracağını söylüyor, bunun hiçbir haklı gerekçesi olamaz.
"G20 liderleri fosil yakıt teşviklerini aşamalı olarak 2009’da bitirmeye söz vermişti. Ancak hiçbir ilerleme sağlayamadı. Artık fosil yakıt çağı sona erdi, güvenli iklim için temiz enerji kaynakları şart.”
İklim değşikliği için son şans
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı Başkanı Prof. Jeffrey Sachs ise Paris İklim Zirvesi’nin dünya için iklim değişliğine karşı harekete geçmek için son şans olduğunu söyledi.
“1896’dan bu yana iklim değşikliğine dair gözlemsel kanıtlar da var. Endüstriyel devrimden bu yana hava şimdiden bir derece daha sıcak. Bu yıl en sıcak yıl oldu. İklim değşikliğine neden olan sera gazı emisyonlarının en büyük nedeni de kömür, bunun yanında ormansızlaştırma, atıklar, kimyasal gübre gibi birçok insandan kaynaklı nedenler var.
"Artık buzul dönemi bittik. İki buzulda erimeler var. Yeni bir jeolojik dönemdeyiz. Deniz seviyesi yükseliyor. Birkaç metre artması bile büyük kentler için oldukça kötü olacak. Gıda üretimi yıkıma uğrayacak ve büyük fırtınalar normal hale gelecek. Geçtiğimiz yıl Finlandiya’yı zaten büyük bir fırıtna vurdu. Bunları yaşamaya başladık.
"Böyle devam edersek dört dereceye kadar ısınma olma ihtimali var. 23 yıl önce bütün dünya bunu fark etti. Kyoto Protokolü imzalandı. Ancak ABD, Çin ile rekabet gücü azalacağı için bunu kabul etmedi, oysa onun lider olması gerekiyordu. Bu sürede Çin, ABD ile yarışır hale geldi.
"Şu anda Çin en çok karbon emisyonuna sahip ülke. Nüfus oranına baktığımızda hala kişibaşına düşen karbon emisyonu Çin’de 8, ABD’de 16, Türkiye ise 4, dünya ortalaması ise 4,5 ton. Keza 2009’da da Kopenhag’da liderler bir anlaşmaya varamadı ve büyük bir hayal kırıklığı oldu.
"O yüzden altı yıl sonra olacak Paris İklim Zirvesi çok önemli. Çünkü iklim değişikiğine karşı mücadelede zaten çok geç kaldık, çok vakit kaybettik. Bu bizim son şansımız. İki derece sıcaklığın altında kalmak için hemen dekarbonizasyona yani karbonsuzlaşmaya geçmek gerekiyor.
"Sıfır karbon ile yola devam etmek gerekiyor. Bunun için de fosil yakıtlar yani kömür ve petrolden vazgeçmek gerekiyor. Yenilenebilir enerji sistemleri içinde alternatifler üretmek gerekiyor. Türkiye’nin rüzgar, güneş ve su potansiyeli yüksek, nükleer enerji ihtimali var. Ancak elbette mükemmel bir enerji sistemi yok, hepsinin riskleri var. Bunlar üzerinde iyi düşünülmeli.” (NV)