Türkiye'nin, Avrupa Birliği'nden (AB) müzakere tarihi alması beklenen 17 Aralık öncesinde, "Kıbrıs şartı" gündemin birinci maddesini oluşturuyor.
"Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanıması" tartışmalarını değerlendiren siyasi parti temsilcileri, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin AB üyesi 25 ülke arasında yerini aldığı gerçeğinden hareket ederek, müzakere sürecinde Türkiye-Kıbrıs Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerin "kendiliğinden" gelişeceği görüşünde.
"Türkiye Kıbrıs'ı er-geç tanıyacak"
Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Derviş Eroğlu, Ankara-AB arasında imzalanacak protokolle Türkiye'nin, 25 AB üyesi ülke arasında yer alan Kıbrıs Cumhuriyeti'ni de tanımış olacağını belirtti; "O zaman KKTC ne olacak?" diye sordu.
Barış ve Demokrasi Hareketi (BDH) Genel Başkanı Mustafa Akıncı ise, "17 Aralık'ta resmen tanıma beklemiyoruz. Ancak gelişen süreçte Kıbrıs sorununu çözemezsek, Kıbrıslırumların yönettiği Kıbrıs Cumhuriyeti'ni Türkiye resmen tanıyacak" dedi. Akıncı, "Annan Planı'nda Kıbrıslıtürklerin 'evet'ini geriye götürmeyecek, sınırlı müzakere" önerdi.
Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP) Genel Başkanı Hüseyin Angolemli, Kıbrıs Türk Devleti'nin ilan edilmesini isterken; Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) Genel Sekreteri İzzet İzcan, Türkiye-Ermenistan örneğini vererek, "Türkiye Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanıyabilir, ama diplomatik ilişki kurmaz" dedi.
Yeni Parti (YP) Genel Başkanı Nuri Çevikel ise, bu sürecin sürpriz sayılamayacağını söyledi, Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımadan da sorunları aşabileceğini savundu.
UBP Genel Başkanı Eroğlu, BDH Genel Başkanı Akıncı, TKP Genel Başkanı Angolemli, BKP Genel Sekreteri İzcan ve YP Genel Başkanı Çevikel; "Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanıması" tartışmalarını değerlendirdi:
Eroğlu: Türkiye Kıbrıs'ı tanımamalı
* Ankara-AB arasında imzalanacak protokolle, Türkiye, 25 AB üyesi arasında yer alan, Kıbrıslırumların yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti'ni de zaten tanımış olacak. O zaman KKTC'nin durumu da yeniden gündeme gelecek.
* AB üyesi olmuş diğer ülkelere yapılmayanlar, Türkiye'ye yapılıyor. Bu, Türkiye'nin kolay hazmedebileceği bir gelişme değil.
* Biz tavrımızı, Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımaması yönünde ortaya koymalıyız. Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni resmen tanıması, KKTC'nin ve uluslar arası nitelik taşıyan 1960 anlaşmalarının yok sayılmasına neden olabilir.
Akıncı: Biz sorunu çözemezsek, tanıma kaçınılmaz
* 17 Aralık'a giden süreçte Kıbrısrumları, kendi görüşlerine yakın bir metnin ortaya çıkmasına çalışıyor.
* Türkiye'nin 17 Aralık öncesinde Kıbrıs'ı resmen tanıması beklenemez; ancak biz Kıbrıs sorununu çözemezsek, Türkiye, gelişen süreçte Kıbrısrumlarının yönettiği Kıbrıs Cumhuriyeti'ni resmen tanıyacak.
* Türkiye AB yolunda ilerledikçe benzer olaylarla karşılaşacak. Bundan dolayıdır ki, Kıbrıs sorununun 17 Aralık'tan sonra buzdolabına konmasına karşıyız. Böyle bir şey söz konusu olursa, Kıbrıs Cumhuriyeti ile Türkiye'nin Gümrük Birliği söz konusu olacak, tanınma ilişkisi kaçınılmaz olarak gündeme gelecek.
* Bu nedenle, Kıbrıs sorununun çözümü için sınırlı müzakere süreci öneriyoruz. Kıbrıs Türklerinin siyasal eşitliğini, Annan Planı felsefesini belirleyen bir sonuç alınsın diyoruz.
Angolemli: Tek yol Kıbrıs Türk Devleti'nin ilanı
* AB üyeliği sürecinde, Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanıması kaçınılmaz. Bu aşamada, Kıbrıs Devleti'nin kurucu ortağı Kıbrıs Türk Devleti'nin ilan edilmesi gerekir.
* Türkiye Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanırken, 1960 Anlaşmasındaki Kıbrıs Cumhuriyetini tanımalı, şimdiki statükoyu değil. Zira, Kıbrıstürkü'nün 1960 Anlaşmasında hakları vardı. Türkiye'nin bu konuda sıkıntıları, Kıbrıstürkünün de toplumsal hakları konusunda endişeleri vardı.
* Bir diğer adım ise, Kıbrıs Türk Devleti'nin ilanıdır. Tüm dünya, Annan Planı'na göre, Kıbrıs Türk Devleti'nin kurucu olduğunu kabul ediyor. Kıbrıs Türk Devleti'ni ilan edersek, hem toplumsal çıkarlarımıza yönelik endişelerimiz hem de Türkiye hükümetinin sıkıntıları ortadan kalkar.
* Annan Planı'nda tek taraflı uygulayacağımız konularda adım atmalıyız. Bu, çözüme ilişkin girişimleri de hızlandıracaktır. Türkiye'nin müzakerelere başlayacağı tarihe kadar Kıbrıs meselesinin alacağımız önlemlerle çözülebileceğine inancım vardır.
* Geçmişte Denktaş ve onun gibi düşünenler "Türkiye AB'ye girmeden Kıbrıslırumları almazlar" diyerek bu halkı yanılttı. Şimdi de hükümet ve hükümetin başı Sayın Talat, "Çözüm olmadan Türkiye Kıbrıslırumları tanımaz" diyerek halkı yanıltıyor. Halka doğruları söyleyelim ve gerekli önlemleri gecikmeden alalım.
İzcan: 17 Aralık öncesinde tanıma talebi yok
* Türkiye'nin 17 Aralık öncesi Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanıması yönünde bir talep şu anda gündemde değil. Ancak sorun ortada duruyor ve Türkiye'nin AB'ye üye devletlerin tamamını tanıması, ilişki içinde bulunması gerekiyor.
* Sorunun, uygun bir formülle aşılması gerekli. Türkiye Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımasın dersem, bu çözüme de engel. Bu sorunun AB-Kıbrıs Cumhuriyeti ve Türkiye arasında aşılması gerekiyor.
* Bir uzlaşı arayışı var. Türkiye Ermenistan modelini tartışıyor. Yani tanırsınız ama diplomatik ilişki kurmazsınız. Türkiye 17 Aralık sonrasında bir çözüm yolu bulma arayışında. Sorunun yapıcı bir şekilde aşılmasında büyük yarar var.
Çevikel: Türkiye tarih aldıktan sonra çözüm için açılımlar yapacak
* Yaşananlar sürpriz değil, ancak belli çevreler yıllarca buna inanmak istemediler. Türkiye Kıbrıs Cumhuriyeti'ni Gümrük Birliği'ne alarak tanıma sinyalleri vermişti. Kıbrıs'ı dolaylı olarak, AB sınırı içindeki uygulamalar açısından tanıma eğilimi ortada. Ancak, resmen tanımayı kabul etmek istemiyor.
* Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanıması, 1960 Cumhuriyetine dönüş olabilir. Ancak Türkiye müzakere tarihi isteyerek çözüm için de kapılarını kapatmıyor, elinden geleni yapacağı mesajını veriyor. Türkiye tarih aldıktan sonra, çözüm için açılımlar yapacak. (BB)