Gazze’ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine, İsrail askerlerince 31 Mayıs 2010’da düzenlenen ve 10 kişinin öldüğü, 56 kişinin yaralandığı saldırıya ilişkin dava dün görüldü. Dava düşürüldü.
Dava İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyordu. 31 Mayıs 2010 tarihindeki saldırıda 10 kişinin ölümüne 490 kişinin de yaralanmasına neden olan saldırıyla ilgili davanın sanıkları, dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levvi idi.
Savcı Hüseyin Aslan, 2 Aralık 2016 günü görülen celsede Türkiye ile İsrail arasında imzalanan anlaşmayı gerekçe göstererek davanın düşürülmesini talep etmişti.
Böylece Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile İsrail Devleti arasında yapılan anlaşma gereğince 6 yıl sonra düşürülmesine karar verilmiş oldu. Karar uyarınca İsrailli askerler hakkındaki yakalama kararı kaldırılacak.
Mağdur yakınlarının protestosu
Duruşma öncesi mağdur ve müşteki avukatları adliye önünde yaptıkları basın açıklamasıyla davanın düşürülmesinin hukuka aykırı olacağını savundu.
Öğleden sonra başlayan duruşmaya çok sayıda müşteki ve yakını katıldı. Duruşmayı izlemek için gelenler adliye koridorlarında bekledi ve zaman zaman tekbir getirip sloganlar attı. Savcı mütalaasını yineleyince tepkiler arttı.
Duruşmada, Mahkeme Başkanı Maksut Karakulak ile müşteki avukatları arasında "söz hakkı" tartışması yaşandı. Karakulak, bazı avukatlar ile müştekiler söz hakkı tanınmadan konuştukları için duruşmanın yapılamadığını belirtirken, müştekiler de heyetin kendilerine söz hakkı vermemesini eleştirdi.
Mağdurlar, müştekiler ve avukatları, talepleri reddedilince salonu terk etti. Salona çevik kuvvet girdi.
Mahkeme Türkiye-İsrail anlaşmasını gerekçe gösterdi
45 Dakika sonra başlayan duruşmada sanık ve müşteki avukatların itirazları mahkeme heyeti tarafından “davayı uzatmaya yönelik olduğu” gerekçesiyle reddedildi.
TIKLAYIN - TÜRKİYE-İSRAİL ANLAŞMASI MECLİS’TE KABUL EDİLDİ
Aranın ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Mahkeme 28 Haziran 2016 tarihli Türkiye ile İsrail arasında tazminata ilişkin usul anlaşmasının 4’üncü maddesinin 2’nci cümlesi ile “Her halükarda bu anlaşma İsrail’in, İsrail adına hareket edenlerin ve İsrail vatandaşlarının, Türkiye Cumhuriyeti veya Türk gerçek veya tüzel kişiler tarafından konvoy hadisesi ile ilgili olarak kendilerine yönelik doğrudan ya da dolaylı olarak Türkiye’de yapılmış ve yapılacak her türlü hukuk ya da cezai talebe ilişkin her türlü sorumluluktan tamamen muaf tutulmalarını sağlayacaktır” hükmü dikkate alındı. Kararda, bu maddenin kovuşturmaya engel şart getirildiği ve bu şartın gerçekleşemeyeceği anlaşıldığından, kamu davasının düşürülmesine, sanıklar hakkında verilen düşme kararının gereği olarak yakalama kararlarının kaldırılmasına, çıkartılan kırmızı bültenlerin geri alınmasına karar verildi. Yargılama masraflarının ise kamu üzerinde bırakılmasına hükmeden mahkeme tarafların 7 gün içerisinde karara itiraz yolunun da açık olduğu belirtildi.
Sarı: karar hukuksuz
Hukukçular Derneği adına açıklama yapan Avukat Mehmet Sarı, kararı değerlendirdi ve “Hukuksuz” olduğunu belirtti:
“Mahkeme son gelişmeler doğrultusunda hukuki olmayan bir tavır sergileme eğilimine gitmiştir. Son duruşma, hakimlerin davayı düşürme, müdahil avukatların da davayı düşürmeme noktasında çetin bir mücadelesi ile geçmiştir".