Türkiye İşgalcilere Ortak Olmayacak

Hükümetin, Irak’ta Türk askerinin görevlendirilmesi konusunda Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile pazarlık yaptığı, 28. Barış Tugayı’nda Irak’ta görevlendirme ihtimaline karşılık hazırlıkların başladığı yönündeki haberleri Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu ile Irak’ta Savaşa Hayır Koordinasyonu’ndan savaş karşıtları Tayfun Mater, Semih Hiçyılmaz ve Haluk Ağabeyoğlu değerlendirdiler.

Irak’ın müttefik kuvvetlerin işgali altında olduğunu, ABD’nin Irak’ta bir işgal gücü olarak varlığını sürdürdüğünü hatırlatan Mater, Hiçyılmaz ve Ağabeyoğlu, “Türkiye’nin işgalci güçlere destek olmak üzere bölgeye gitmesine” karşı çıktılar.

“İnsani yardım ve barış gücü ile ilgili düzenleme yapmak, Birleşmiş Milletler’in (BM) görevidir. Oysa BM’nin bu konuda alınmış bir kararı yok” diyen Mater, Türkiye’nin üs, liman ve havaalanlarının yabancı kuvvetlerin kullanımına açılmasına imkan veren “gizli” Bakanlar Kurulu’nun iptali ve yürütmesinin durdurulması için Danıştay’a dava açtıklarını da hatırlattı.

Ağabeyoğlu, “İşgalci kuvvetlerin ve onlara nedamet getiren hükümetin nerede duracağı savaş karşıtı muhalefetin gücüne bağlı” derken; Hiçyılmaz, “Başbakan Erdoğan halkın talepleri yerine ABD’nin isteklerini yerine getirmeye çalışıyor. Türkiye, ABD’nin Ortadoğu’daki emperyalist planlarına ortak edilmek isteniyor” diye konuştu.

Mater, Ağabeyoğlu ve Hiçyılmaz’ın görüşleri şöyle:

Mater: Yeni bir 1 Mart girişimi

* Hükümet, Temmuz ayı başında, Türkiye’nin üs, liman ve havaalanlarını yabancı kuvvetlerin kullanımına açan bir “gizli kararname” çıkartmıştı. Bu kararname, Türkiye’nin “insani yardım” perdesi arkasında yurtdışına gidişine imkan veriyordu. Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu olarak, kararnamenin iptali ve yürütmesinin durdurulması için İzmir’den Danıştay’a başvurduk.

* Dava dilekçesinde, ABD ve İngiltere’nin Irak’a askeri müdahalesinin, Birleşmiş Milletler (BM) sözleşmesine ve uluslar arası hukuk ilkelerine aykırı olduğunu; Bakanlar Kurulu’nun ABD’nin siyasi baskı ve tehditleri karşısında aldığı “gizli” kararının da Anayasa’nın 92., 6., 8. ve 11. maddelerine aykırı olduğunu açıkladık.

* Dava sürüyor, hükümetin gizli bir kararname yoluyla Türk askerini yurtdışına gönderip gönderemeyeceğini bilemiyorum. Bunu Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine getirmesi gerekebilir. Hükümetin önünde 8-9 günlük bir süreç var. Bu sürede neler yapabileceklerini öngörmek kolay değil.

* Hükümetin bu girişimini, 1 Mart’ta Meclis’te reddedilen tezkerenin kabulü için yeni bir deneme olarak değerlendirmek mümkün.

* Bizler, hangi koşullarda olursa olsun Türk askerinin Irak’a gitmesine karşıyız. Geçmişte, Türk askerinin savaşa müdahil olarak gönderilmesine karşıydık, bugün de Türk askerinin işgalci gücün yanında ayrı bir işgalci güç olarak görev yapması söz konusu olacak. Onun için gönderilmemesi gerekiyor… ABD’nin asker talebinin reddedilmesi gerekiyor.

* “İnsani yardım ve barış gücü” göreviyle bir düzenleme yapmak, her şeyden önce BM’nin görevidir. Oysa, BM’nin bu konuda alınmış herhangi bir kararı yok. BM, ABD’nin Irak’a müdahalesine karşıydı. Müdahaleden sonra da ona bir şey sorulmuyor. Onun kararı ve görevlendirmesi olmadan, herhangi bir birliğin yurtdışına gönderilmesi mümkün değil.

Ağabeyoğlu: ABD’yi sadece savaş karşıtları durdurabilir

* ABD’nin hükümeti teslim alma politikası uzun zamandır sürüyordu. Richard Pearl’ün azarlama biçimindeki açıklamalarıyla başlayan, hükümeti 1 Mart’taki tezkerenin reddi için nedamete teşvik eden bir sürecin sonunda, ABD Türkiye’deki egemen yapıyı teslim aldı.

* Bunların karşısında sadece onların hiç hesaba katlamadığı savaş karşıtı güçler durabilir. Bundan sonra, bu teslimiyet halinin hangi noktada durdurulacağı, savaş karşıtı muhalefetin gücüne ve yapacaklarına bağlı.

* Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti, illegal çalışıyor, gayri meşru bir yönetim tarzını benimsiyor. Bu nedenle, Türk askerinin yurtdışına gidişiyle ilgili bir tezkereyi Meclis’e getireceklerini sanmıyorum.

* Sonuçta, meselenin çözümü sokaktan geçiyor, bizim elimizde.

* Emek hareketine yönelik saldırılar, bunlara paralel ve birbirleriyle neden sonuç ilişkisine bağlı gelişen savaş şakşakçılığı ve ABD emperyalizminin peşine takılmışlık… Bunun yanı sıra, doğa ve çevre tahribatını getirecek olan doğal SİT alanlarının ve bozuk orman alanlarının yağmalanması da gündemde…

* Bütün bu gelişmelere karşı grupların bir araya gelmesiyle, Türk askerinin Irak’a gidişini engelleyecek bir güç oluşabilir. Bütün bu güçleri bir araya toplamaya özen gösteren bir tarzımız olur ise, başarıya ulaşırız.

Hiçyılmaz: Tüm yabancı askerler Irak’ı terk etmeli

* ABD güçlerinin Süleymaniye’de Türk askerini gözaltına almasından sonra, böyle bir gelişme yaşanacağını biliyorduk. Böyle bir manevra bekliyorduk.

* ABD’nin Ortadoğu’daki emperyalist planlarına Türkiye de ortak edilmek isteniyor. Türkiye, ABD’deki işgal güçlerine katılmak isteniyor. Biz de, buna şiddetle karşı çıkıyoruz.

* Irak’a saldırı sürecinde ABD, Türkiye’yi daha aktif olarak savaşa çekmeye çalıştı. Savaş karşıtları buna karşı çıktı ve tezkere reddedildi.

* Halkın yüzde 94’ü o zaman çok açık bir şekilde savaşa karşı olduğunu söylemişti. Şimdi de halkın yüzde 90’ı ABD’yi tehlikeli buluyor ve Türkiye’nin ABD’nin yanında yer almasını istemiyor.

* Ancak öte yandan, hükümet ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, halkın duygu ve istekleri yerine ABD’nin isteklerini yerine getirmekte ısrar ediyor.

* Savaş karşıtları olarak, Türkiye’nin Irak’taki işgal kuvvetlerine ortak olmasına karşıyız, tüm yabancı askerlerin derhal Irak’ı terk etmesini istiyoruz. (BB)