Türkiye İnsan Hakları Hareketi Konferansı 13. kez, 25-27 Kasım 2016’da “Olağanüstü Koşullarda İnsan Haklarını Savunmak” ana teması ile İzmir, Pamucak’ta düzenlendi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) düzenleyici olarak görev aldığı, özerk bir yapıda hayata geçirilen konferansın genel amacı, Türkiye insan hakları savunucularının, insan hakları kavramının ve hareketinin sorunlarının tartışılmasıydı.
Şiddet konusunun tartışıldığı konferansta, bianet’in Erkek Şiddeti Çetelesi’ndeki verilerden de faydalanıldı.
1998’den beri toplanan konferansın düzenleme kurulu şu isimlerden oluştu: Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nilgün Toker; yazar, çevirmen, yayıncı Tanıl Bora, Türkiye İnsan Hakları Vakfı'ndan (TİHV), Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi üyesi Coşkun Üsterci, Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği Proje Koordinatörü Semahat Sevim.
Dört başlıkta insan hakları
Türkiye’de faaliyet yürüten insan hakları kuruluşlarından temsilciler, akademisyenler, medya mensupları ve parlamenterlerden oluşan 58 katılımcı ile gerçekleşen konferans, şu dört başlık altında çalışmalarını yürüttü:
* Hukuk İçin Mücadele
* Kürt (-Türk) Sorunu, Savaş, Yıkım ve Barış Mücadelesinin Yükseltilmesi
* Suriye Savaşı ve Mülteci Sorunu
* İnsan Hakları Örgütlenmesinde Sorunlar ve Arayışlar, Yeni Şartlarda Yeni Mücadele Yöntemleri
Çalışma grupları öncesinde de, dünyada ve Türkiye’de insan hakları bakımından durum muhasebesinin yapıldığı bir panel gerçekleştirildi.
“Şiddetin her türü sistematikleşti”
Konferansın sonuç bildirgesinde, “Türkiye’de şiddetin her türünün sistematikleştiği, yaygınlaşıp sıradanlaştığı ifade edildi.
Ayrıca, 2015 Temmuzundan sonra fiilen 2016 Temmuzundan sonra ise hukuken ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) uygulamaları nedeniyle her boyutta yaşanan hak ihlalleri ve değer yitimi sonucu insan hakları mücadelesinin kazanımlarının onlarca yıl geriye gittiği belirtildi.
İdam cezası tartışmanın yeniden açıldığı vurgulandı.
“KHK’lar ile işinden atılan, hiçbir yerde çalışma hakkı tanınmayan, sosyal haklarına ve malına el koyulan, keyfi gerekçeler ile gözaltına alınan, işkence gören, sonu belirsiz sürelerce tutuklu kalan, her türlü hukuki koruma ve savunma haklarından yoksun bırakılan, ne anayasa yargısından ne idari yargıdan cevap alamayan adeta ‘medeni ölü’ olarak nitelenebilecek yüz binlerce mağdur yaratıldı.”
13.Türkiye İnsan Hakları Hareketi Konferansı’nın paneldeki konuşmalardan ve çalışma gruplarının raporlarından oluşan “Nihai Rapor ve Sonuç Bildirgesi”ne buradan erişebilirsiniz. (AS)