Fatma Bostan Ünsal, İngiltere'den yola çıkarak bugün (Cuma) Türkiye'ye ulaşan "Canlı kalkan" grubuyla birlikte Irak'a gidecek, orada on gün boyunca gözlemlerde bulunacak, hastaneleri, çocuk evlerini, sivil kuruluşları ziyaret edecek. Ünsal, Irak'a ziyaretinin öncesinde AKP'nin aldığı yetki tezkeresi kararı, bundan sonra olabilecekler ve yapacağı eylem hakkındaki sorularımızı yanıtladı:
Partinizde ani bir politika değişikliği yaşandı, siz bunu neye bağlıyorsunuz?
Çok radikal bir değişiklik olarak görmüyorum ama, tabii iki gönül isterdi ki böyle bir ilk adım olmasın, hala bardağın dolu tarafını görüyorum. Yapılacaklar var diye düşünüyorum. Birleşmiş Milletler (BM) hala kararını vermedi, NATO bile karar vermiş değil, Avustralya hükümeti güvensizlik oyu aldı ve düştü. İtalya'da Berlusconi konuşurken karışıklar çıktı. Yani hala barışçı umutlarımızı sürdürmemizi sağlayacak gelişmeler yaşanıyor.
Yetki tezkeresi oylamasından sonra partiniz içinde az da olsa alınan karara karşı çıkanlar oldu, partide bir çatlak olabileceğini düşünüyor musunuz?
Alınan belli bir karar vardı, zaten herkes kimin evet kimin hayır dediğini biliyor. Bundan sonra tartışmalar devam edecek ama ben ilerlemenin barış yönünde olacağını düşünüyorum.
Sizce ikinci ve üçüncü tezkerelerin oylamasında AKP'lilerin alacağı tavır ne olacak, bundan farklı bir durumun çıkması ihtimali var mı?
Onu ben bilemem. Ama burada önemli olan halkın daha sözünü söylememiş olması. Yüzde 94'lük bir kesim bu savaşa karşı, bunun etkilerini göreceğimize inanıyorum. Ben hükümetin ve parlamentonun bunu dikkate alacağını düşünüyorum.
Bir AKP'li politikacı olarak "canlı kalkan" olma fikri nasıl oluştu, buna nasıl karar verdiniz?
Bu bireysel bir vicdani sorumluluk bana göre. Bütün dünyanın farkında olduğu gayrı meşru bir savaş söz konusu. Bütün dünya buna karşı. Elli-altmış yıldır oluşturulan AB, BM gibi bütün uluslararası kurumların yok sayıldığı bir durumla karşı karşıyayız. Biz nasıl daha adil bir dünya oluşabilir diye düşünürken, kaynak arıyorduk, ama birden bakıyoruz ki yalın bir güç her şeyi yapabileceğini iddia ediyor. Buna seyirci kalmak, dünyanın oluşturduğu birikime, benim kişisel hayatımı da inkar etmem anlamına gelecekti. "Ne yapabilirim" diye düşünürken böyle bir grubun varlığını duydum ve iştirak etme kararı aldım.
Partinizin genel başkanı Tayyip Erdoğan, sizin "canlı kalkan" olma kararınıza sıcak bakmadığını açıklamıştı. Buna yanıtız ne olacak?
Bizzat görüşmemizde böyle bir beyanda bulunmadı. Medyaya verdiği demeçleri ben şu şekilde algılıyorum; yakınımızda olan birisinin hayati tehlikenin olduğu bir yere gitmesinden hoşlanmamış olabilir. Bunun bir ifadesi olduğunu düşünüyorum.
Başbakan Abdullah Gül, "Günah bizden gitti" şeklinde açıklama yaptı. Türkiye neler yaptı ki böyle bir yargı oluştu, siz bu açıklamadan ne anladınız?
"Elimizden geleni yapıyoruz" sinyalini vermek için öyle konuştuğunu düşünüyorum.
Peki sizce hemen hemen bütünüyle savaş karşı olan Türkiye halkı AKP yönetimini etkileyebilmek, yetki tezkereleri çıkmasına engel olabilmek için neler yapabilir?
Herkes kendi sesini duyurabileceği kanallar bulmalı, sesini nerede duyurabilirse oradan etkilemeye çalışmalı.
Ailenizden ve partili arkadaşlarınızdan aldığınız tepkiler ne yönde?
Genellikle destekliyorlar.(HA/BB)