"Sağlık Bakanlığı 2006'da bir soru önergesine verdiği yanıtta tüberküloz kaynaklı ölüm sayısının 2004'te 517 olduğu ifade etmişti. Oysa o yıl Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) açıklamasında 2004'e ait ölüm sayısı Türkiye’de 3 bin 815'di."
Tüberküloz Danışma ve Dayanışma Derneği (TÜDADER) Başkanı Dr. Mehmet Cenk Deliküçük çelişkili verileri "Bakanlık bu yıl da ölüm sayısına değer verseydi muhtemelen sayı aynı olurdu. Çünkü bir ülkede sağlık politikasının iyi işlediğini tüberkülozlu hasta sayısındaki azalmadan anlarız. Bu azalma bulaşıcı hastalıkta koruyucu hekimliğin iyi işlediğine işarettir. Bakanlık gerçek verileri bu nedenle saklıyor" diyerek açıkladı.
DSÖ her yıl önceki iki yılın verilerini açıklıyor. Bu yıl açıklanan 2006, Türkiye verileriyse şöyle: Yeni vaka sayısı 21 bin 752, yeni ve eski vakaların toplamı 23 bin 875, ölüm sayısı ise 3 bin 448.
"Kontrol yok"
Deliküçük'e göre son yıllarda hiçbir ilerleme kaydedilemeyen bu alanda bir başka olumsuzluk Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) yasa tasarısı ile yaşanacak:
"Tüberküloz hastalığında düzenli ve kontrollü tedavi şart. Aile hekimliği uygulamasıyla konunun uzmanı doktorlar dispanserlerden toplum saplığı merkezlerine atanıyor. Bu düzenleme tedavide kaos yaratıyor. Hastaların ilaçlarını alıp almadıkları belli değil. Kontrol yok, denetleme yok. Dispanserlerin olması önemli."
Deliküçük'ün verdiği örneklerse durumun ciddiyetini ortaya koyuyor:
"Bir ilden başka bir ile ambulansla taşınan bir hastayı daha sonra dışarıda bir internet kafede gördük. Hastanın topluma karışmasına izin verilmesi normal değil."
Türkiye'de şuanda dirençli tüberküloz hastalarına tedavi hizmeti veren dört hastane var. Dr. Deliküçük bu sayının yeterli olmadığı kanaatinde.
"Heybeliada Senatoryumun kapanmaması için yaptığımız açıklamada uyarı cezası aldık. Heybeliada temiz havasıyla özel bir tedavi merkeziydi. Şehrin içine sıkışmış hastanelerde tedavinin başarılı olması zor."
Deliküçük'ün verdiği bilgiye göre dirençli hastalar için hastanelerde yatak bulunmuyor, hasta ancak bulabilirse torpille hastaneye yatırılıyorlar. Çünkü tüberküloz hastası para kazandırmıyor. Heybeliada Sanatoryumu, Beykoz Saray Hastanesi en son olarak da Tekirdağ Göğüs Hastalıkları Hastanesinin kapatılmasında en büyük etken açık ve net olarak bu hastanelerin kâr sağlamaması.
Tüberküloz hastalarının en az iki ay yatırılması gerekiyor oysa bazı hastanelerde sirkülasyonu hızlandırmak için hastalar, ancak 4-5 gün yatırılıyor. Dirençli tüberküloz hastaları ise en az altı ay yatırılmalı.
Deliküçük'ün diğer tespitleri şöyle:
DSÖ yetkilileri İstanbul Verem Savaş Dispanseri’nin laboratuarını yetersiz görmüş ve gelişmiş bir laboratuar kurulmasını istedi fakat laboratuar kurulmasına rağmen gelişmiş değil ve duyarlılık testlerine bakılamamakta.
Tedaviyi terk eden hastalar için halen yaptırım gücü uygulanmıyor ve 2006'da tedaviyi terk eden kişi sayısı 226 yani azımsanmayacak kadar fazla. (EZÖ/GG)