Gürcistan ve Rusya arasında imzalanan ateşkes sonrasında Türkiye’nin bölgedeki konumu ve olaylar karşısında tutunduğu tavrın Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye ilişkilerine nasıl yansıyacağını AB uzmanı Dr. Cengiz Aktar'a sorduk.
Aktar, öncelikle Türkiye’nin yaşanan son gelişmeler karşısında açık bir tavrı olmadığını belirtti.
AB’nin içinde, Gürcistan’ın bu konuda haklı olduğu yönündeki görüşlerin çoğunlukta olduğunu belirten Aktar AB’nin tavrının, Gürcistan lehinde benzer açıklamalarda bulunan Türkiye ile aynı olduğunu söylüyor.
AB’nin bölge üzerindeki politikası nedir?
Fransa dönem başkanlığındaki AB’nin politikasının bölgeye yakın olmak olduğunu ve Kafkaslarda yaşanan son gelişmelere uzak kalmak istemediğini belirten Aktar, Türkiye’nin bu noktada bölgeye sınır komşusu olması nedeniyle öneminin arttığını ekliyor:
Türkiye kazandığı avantajı değerlendiremiyor.
Gürcistan’da yaşananların Türkiye’yi yakından ilgilendirdiğini söyleyen Aktan şöyle devam ediyor:
“AB’nin bölge ile ilgili politikasından dolayı önem kazanan Türkiye konuya yeterli önemi vermiyor. AB dışişleri bakanlarının, Kafkaslardaki durumu tartışmak üzere Brüksel’de dün yaptıkları toplantıya Ali Babacan’ın katılması gerekirdi. Ama aklına gelmedi. Gürcistan'daki savaş sırasında AB'de kimse tatil yapmadı, ama Recep Tayyip Erdoğan tatiline ara vermemeyi tercih etti."
Erdoğan'ın Moskova ve Tiflis'e gerçekleştirdiği ziyaretlerde geç kaldığını belirten Aktar, Türkiye'nin Rusya üzerinde, Gürcistan'la ilgili taleplerini kabul ettirecek bir ağırlığının olmadığını söylüyor.
Türkiye’nin burada AB’nin işine yarayabileceğini fakat Ankara’nın bunun farkında olmadığını belirten Aktar, Türkiye’nin AB ile birlikte hareket etmesi gereken noktada konuya ilgisiz kalarak bu fırsatı değerlendiremediğini söylüyor.(EY/EZÖ)