Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAPV) ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği İçin Güçlü Sivil Alan’ın birlikte düzenlediği “Şiddete Maruz Kalan Kadınlara Yönelik Sağlık Hizmet Mekanizmalarının Güçlendirilmesi Projesi”nin kapanış toplantısı İstanbul Taksim’deki Gönen Otel’de yapıldı.
Toplantıda ilk olarak konuşan UN Women’den Ebru Ağduk şunları söyledi:
“Kadınlar şiddetle karşılaştıklarında ilk olarak hastanelere gidiyorlar. Bu nedenle bu hastanelerden gerekli bilgi alabilmeleri çok önemli. Hastanelerde de kadına yönelik şiddetle mücadele edilebilir. Bu yapılan araştırma bu alandaki eksikleri görmek açısından önemli. Bu anlamda daha fazla işbirliğine ihtiyaç var.”
“Sağlık personeli bilgiye erişemiyor”
Projenin yürütücülerinden Ayşe Tek de şu bilgileri paylaştı:
*Hastanelerde bilgi akışının yalnızca duyuru aracılığıyla gerçekleşmesi bu akışı bölmekte ve sağlık personelinin bilgiye erişimini büyük ölçüde engellemektedir. Kamu, tebliğin aksine duyurunun gönderilen kişiye bir sorumluluk yüklemediğini dikkate almalı ve hastanelerde tebliğ sistemini yaygınlaştırmalıdır.
*Kadına yönelik şiddetle mücadele ve şiddete maruz kalan kadınların sağlığa erişimi kapsamındaki mevzuat, protokol ve düzenlemelerin hem nitelik açısından hem de uygulama bakımından yetersizlikler barındırdığı katılımcılar tarafından sıklıkla ifade edilmiştir. Bu değerlendirmeler bağlamında, şiddete maruz kalan kadınlara yönelik sağlık ve bakım hizmetlerine ilişkin mevcut düzenlemelerin iyileştirilmesine yönelik çalışmalar gerekli görülmektedir. Bu çalışmaların, sadece düzenlemelerin içeriğine dair değil biçimine, diline, anlaşılabilirliğine, erişilebilirliğine dair çalışmaları da kapsaması gerekmektedir.
“Kadınlar daha doğmadan şiddetle karşılaşıyor”
Toplantının ilk paneli “Kadına Yönelik Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri” başlığındaydı. Bu oturumda konuşan Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nden Prof. Dr. Pınar Oktay konuştu. Konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
*Kadınlar daha doğmadan şiddetle karşılaşıyor. Doğmamaları isteniyor.
*Çin’de erkeklerin evleneceği kadın yok. Durumları iyi olanlar yakın komşulardan kadınlarla evleniyorlar.
*Barış sağlığın birinci koşulu. Savaşın olduğu yerde tecavüz de artıyor. Kadınlar ilk olarak gözden çıkarılanlar.
Sonrasında Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. İlkay Başak Adıgüzel şiddete uğramış kadınlara feminist yaklaşım” başlıklı bir sunum yaptı. Şu noktalara değindi:
*Türkiye kadına yönelik şiddetle mücadelede feminist yol izlemiyor.
*Kadınlar hastanelere gittiklerinde ayrımcı politikalarla karşılaşabiliyor.
*Erkek şiddeti ile mücadele etmenin ilk basamağı şiddetin eşitsizlikten kaynaklandığını görmektir.
Son olarak konuşan Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Özlem Cankurtaran Almanya’dan ve Türkiye’den örnekler vererek sunumuna başladı.
Cankurtaran, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini çözmek için ilk olarak ilkokuldan başlanması gerektiğini söyledi. Eşitizliğin erkek şiddetine ve kız çocuklarının intiharına neden olduğunu söyledi. Cankurtaran, toplumsal cinsiyet eşitliği derslerinin üniversitelerde seçmeli olarak okutulduğunu söyledi ve “Bu dersleri zorunlu yapmak lazım dersten geçemeyenler mezun olmamalı. Böyle bir şart konmalı” dedi.
Sonrasında Kadının İnsan Hakları Derneği’nden İrem Gerkuş, kürtaja dair hazırladıkları raporu sundu. 23 kadınla yaptıkları görüşmeler sonucunda hazırladıkları raporun sonucuna göre kadınların tamamı kürtajın yasak olmaması gerektiğini düşünüyor. Gerkuş, kürtaj konusunda yanlış bilgi verildiğini belirterek "Türkiye'de sadece kürtaj yapan 10 devlet hastanesi 8 ilde var. Sistematik sorunlar var" dedi.
Sonrasında konuşan Mor Çatı’dan Hazal Hartavi de erkek şiddetine karşı nasıl mücadele ettiklerini anlattı. Mor Çatı’nın sığınağı olduğunu belirten Hartavi, kadınlarla eşit bir ilişki kurmaya öncelik vererek erkek şiddeti ile baş edebilme yöntemlerinde buluştuklarını söyledi.
Son olarak Kadın Koalisyonu'ndan Gül Erdost konuştu. Erdost, Kadın Koalisyonu’nun yerel yönetimlerle ilgili hazırlamış olduğu raporu paylaştı. Belediyelere erkek şiddeti konusunda gidildiğinde “Benim işim değil” dendiğini hatırlatan Erdost, “Belediyeleri sosyal belediyeceliğe yöneltmek gerekiyor. Erkek şiddeti ile mücadele yöntemlerini belediyelerin içine yerleştirmek gerekiyor. Ayrıca şiddeti olmadan önce önlemek gibi bir sorumluluk da var. Önemli olan şiddeti olmadan önlemek. Belediyeler bu konuda en önemli yerde duruyor. Kadın örgütlerinin belediyelerle daha fazla ilişki içinde olması gerekiyor" dedi.
Toplantı, basına kapalı bir şekilde devam etti.
(EMK)