Dr. Cengiz Aktar, İsveç Parlamentosu'nun Hıristiyan azınlıklara soykırım yapıldığına dair aldığı kararı ve bu karara Türkiye'den verilen tepkileri değerlendirirken "Bu kararı İsveç'teki siyasi çekişmelere, iç politikaya indirgemek abesle iştigal. Mesele 'soykırım yapıldı mı, yapılmadı mı' meselesi değil. Dünyanın hiçbir yerinde böyle değil" dedi.
Aktar'a göre, hem ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nin geçen hafta aldığı karar hem de İsveç Parlamentosu'nun kararı, "Türkiye bir türlü inisiyatif alamadığı, gündemi belirleyemediği için, üçüncü tarafların soruna dahil olması."
"Protokollerin onaylanmaması belirleyici oldu"
Türkiye-Ermenistan arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesi için imzalanan protokollerin bir türlü onaylanmamış olması, Aktar'a göre, bu tür kararlarda belirleyici oldu. "Protokoller onaylanabilseydi, ne ABD'deki, ne de İsveç Parlamentosun'un dünkü kararı çıkardı. Ama artık çok geç. Bu konu Türkiye'de bir iç politika meselesi haline geldi. İçerideki siyasi ortamı, seçimlere yaklaşıldığını göz önünde bulundurduğumuzda, protokollerin onaylanmasını beklemek zor."
"Türkiye tek taraflı adım atıp sınırı açabilir"
Aktar, Türkiye'nin dünya kamuoyuyla didişmek yerine, Ermenistan'la ve Ermeni dünyasıyla, diasporayla ilişkilerini iyileştirmek, barış dilini öğrenmek zorunda olduğunu, mevcut koşullarda zor da olsa, tek taraflı adımlar atabileceğini söyledi:
"Protokolleri onaylanmış değil, ama Türkiye isterse protokole bakmaksızın Ermenistan sınırını açabilir. Zaten sınırı 1993'te Kelbecer Ermeni ordusu tarafından alındığında kendi kapatmıştı; isterse yine kendi açar.
"Jest yapmak istiyorsa, Türk Hava Yolları'nın (THY) Ermenistan'ın başkenti Yerevan'a sefer koyması sağlanabilir."
"Tepkiler aşırı"
Aktar, ABD'deki ve İsveç'teki kararların ardından Türkiyeli yetkililerin verdiği tepkilerin de diplomasi açısından aşırı ve yersiz olduğunu söyledi.
"Başbakan nisanda İsveç'e yapacağı geziyi iptal etti. İptal gerişi olmayan bir karardır. Oysa ertelemek mümkündü.
"ABD'deki kararın Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'nun gündemine gelmeyeceği belliyken, bu karar abartıldı, AKP'li politikacılar kararın çıkmasını engelleyebileceklerini, rant elde edebileceklerini düşündüler, ama yüzlerine gözlerine bulaştırdılar.
"Büyükelçiyi geri çağırmak, çekmek, sembolik olarak çok büyük bir tepkidir. Büyükelçiyi ABD'den çektiğiniz zaman İsveç'ten de çekmek zorunda kalırsınız.
"Alınan bu kararları "komik, gülünç" diye nitelendirmek, vicdanları yaralayan ifadeler kullanmak, bu konulardaki bilgisizliğin, dolayısıyla küstahlığın boyutunu da bize gösteriyor."
"Huysuz ülke"
"Sonuçta Türkiye, dünyayla ve dünya kamuoyuyla didişen, bir tarafta muazzam iddialarla Kolombiya'da ve Madagaskar'da büyükelçilik açan, diğer tarafta müttefikleriyle ve İsveç gibi dostlarıyla ilişkilerini neredeyse kopma aşamasına getiren huysuz bir ülke görüntüsü veriyor." (TK)