Alman işadamı, Siemens Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Arnold Hornfeld, Türkiye'nin AB'nin alacağı karara aykırı bir tavır içine girmesi halinde olacakları böyle özetledi. Hornfeld, "AB içinde Türkiye'nin istemediği bir kararın çıkması genişlemeden endişe eden ülkelerden de kaynaklanıyor" dedi.
Berlin Bilim ve Politika Enstitüsü Başkanı Dr. Heinz Kramer de Kopenhag Zirvesi'nde Türkiye'nin beklemediği bir karar verilmesi durumunda, Türk hükümetinin buna itiraz etme hakkı olmadığını söyledi, gerekçesini şöyle anlattı:
"Demokratik adımlar atıldı, yerine getirilmedi"
* Türkiye yalnızca bir yıldır Kopenhag kriterlerini yerine getirmesi gerektiğini gündeme getiriyor. Türkiye demokratikleşmeye yönelik birçok adım attı ama özellikle Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) engellemeleriyle bu adımlar uygulanamadı.
* Türkiye'nin yarattığı izlenim 3 Ağustos'taki yasa değişikliklerini yapabileceğini göstermiyordu. Türkiye'nin tam üyeliği ancak bu düzenlemelerden sonra tekrar gündeme geldi. Ama AB'de Türkiye'nin hala Kopenhag kıstaslarını tam haliyle yerine getirmediği görüşü hakim.
AB ve Türk-Alman İlişkileri Konferansı
İki gündür Marmara Üniversitesi Rektörlüğü'nde yapılan "Avrupa Birliği ve Türk-Alman İlişkileri" konulu konferansta konuşan uzmanların ortaklaştığı bir nokta da Türkiye'nin 70'li yıllarda AB'ye üye olabilecekken bu fırsatı kaçırmış olması ve bunun bir daha yaşanmaması gerektiği.
"Duygusal çıkışların anlamı yok"
Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim S. Canbolat da Kopenhag'da alınacak her türlü karara Türkiye'nin serinkanlılıkla yaklaşması gerektiğini, son günlerde yoğunlaşan duygusal tepkilerin bir anlamı olmayacağını söyledi. Canbolat, Türkiye'nin yeni bir dönemi yaşadığını, AB'nin de bunu dikkate alması gerektiğini söyledi:
"3 Kasım seçimleriyle Türkiye yeni bir döneme girdi. Hem Türkiye hem de AB için Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti bir şanstır. Türkiye, bir hukuk ve istikrarlı ülke olması bakımından İslam ülkeleri için bir modeldir, AB de bunu dikkate almalı..."
Avrupa Parlamentosu Milletvekili Ozan Ceyhun'un katılmadığı konferansta dinleyicilerin sorularının ortak tarafı "AB Türkiye'yi oyalıyor mu" şeklindeydi.
Soruları yanıtlayan Dr. Heinz Kramer'in yanıtı şöyle:
"AB ancak demokrasisi sağlam, istikrarlı bir ülkeyi içine alabilir. Böyle bir durumda AB'nin kendisi de bu ülkeden yararlanır. Kopenhag kriterlerinin yerine getirilmesinin yanında Türkiye'nin ekonomik açıdan geriliği ve istikrarsız yapısı da AB için sorun olan konular...Unutulmamalı ki AB vatandaşlarının birçoğu hala Türkiye'nin üyeliğine sıcak bakmıyor, çoğu kitlesel göçlerden çekiniyor, bu da AB ülkelerinin düzeltebileceği bir mesele değil." (HA/BB/NK)