Antikapitalistler ve DurDe Platformu’nca düzenlenen “Irkçılığa Hayır, Hepimiz Göçmeniz” başlıklı toplantıda "Aşırı Sağın Yükselişi" ve “Irkçılığa karşı Suriyelilerle dayanışmanın olanakları ve deneyimleri” başlıklarıyla iki oturum yapıldı.
Cezayir toplantı salonundaki buluşmanın ilk oturumunda yazar ve belgesel yönetmeni Melek Ulagay Taylan ile akademisyen Tolga Tüzün "Aşırı sağın önlenebilir yükselişi” üzerine konuştular.
Suriyelilerle dayanışma
Gazeteci Emine Uçak, Antikapitalistler Platformu aktivisti Tuğba Çelik, Andıç Dayanışma Derneği'nden Soner Çalış ve Göç Araştırmaları Derneği'nden Polat Alpman “Irkçılığa karşı Suriyelilerle dayanışmanın olanakları ve deneyimleri” başlıklı oturumda konuştular.
Irkçılık her yerde
Gazeteci-yazar Emine Uçak konuşmasında daha çok "ırkçılığın artmasında" yoğunlaştı.
"Irkçılığın sadece mültecilere değil, turistlere de yapıldığını görüyoruz. İnsanlar, ülkelerindeki sığınmacıların kendileriyle aynı haklara sahip olmasını istemiyor.
"Irkçılık arttı. Suriyelilerin burada kalmasına karşı değiller. ‘Burada kalırlarsa kalsınlar ama bizimle eşit haklara sahip olmasınlar’ düşüncesi hâkim.”
Medyanın rolü
Antikapitalistler Platformu aktivisti Tuğba Çelik de Suriyelilerle ilgili birçok asparagas haberi çıktığını ve hızla yayıldığını belirtti:
"Ana akım medya göçmen karşıtlığını besliyor. Medya, ‘mültecilik’ konumunu kriminalize ediyor ve 'Ssığınmacı’ konumu da yasadışıymış gibi gösteriyor. Mültecilerin siyasi partilerce politika malzemesi yapılıyor."
Avrupa'nın insan hakları
Ardıç Dayanışma Derneği temsilcisi Soner Çalış da Suriye Savaşı ve sonrasındaki mülteci meselesinin, Avrupa'nın insan hakları konusundaki düşüncelerini ifşa ettiğini söyledi.
Çalış, faşizan söylemlerin yoksul mahallelerde etkili olmadığını yaşadığı örnekler üzerinden anlattı.
Yeni bir hak dili
"Yeni bir hak dili ve hak talebi oluşturmamız gerekiyor. Problem orta sınıfta başlıyor. Çünkü yoksul mahalledekilerin Suriyelilerle paylaşamadığı bir şey yok. Sorduğum zaman 'yoksulluğumuzu paylaşıyoruz' diyorlar.
Fakat orta sınıfta öyle değil. Çünkü orada rekabet başlıyor. Suriyeliler dükkân açınca, vergi ödeyince rekabet oluşuyor. Çıkarlar çatışınca problem doğuyor."
Panel, soru cevap bölümüyle sona erdi.
Türkiye'deki Suriyelilerle ilgili yanlış bilinenler |
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de göçmenlere yönelik nefret ve önyargının aşağıdan gelmediğinin en bariz göstergelerinden biri hem ana akım medyada hem de sosyal medyada dolaşıma sokulan asılsız haberler. Bunlardan bazıları şunlar: İddia 1: Suriyelilere alışverişlerde yüzde 50 indirim sağlayan Ak Kart verildi. Gerçekte: Suriyelilere, AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi) ve Kızılay tarafından yardım kartları veriliyor. Bu kartlara aylık yüklenen paralarla Suriyeliler ihtiyaçlarını karşılıyor. Kızılay Kart ile ailedeki fert başına 120 TL yardım yapılıyor. Kartlar şu an sadece gıda alışverişleri için kullanılabiliyor. AFAD Kart ise sadece kamplarda yaşayan Suriyelilere veriliyor. İddia 2: Suriyelilerle ilgili paylaşım yapanlara 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Gerçekte: Suriyeliler hakkında video, resim ve haber paylaşan kullanıcıların 3 yıla kadar hapisle yargılanacağı iddiaları doğru değil. İçişleri Bakanlığı'nın konu hakkında bir düzenlemesi veya yasağı bulunmuyor. İddia 3: Konya Büyükşehir Belediyesi Suriyelilere maaş bağladı. Gerçekte: Konya Büyükşehir Belediyesi, Sosyal Kart Bürosu aracılığıyla maaş değil, ihtiyaç sahibi olduğu tespit edilen ailelerin, gıda, temizlik ve kırtasiye yardımlarını almalarına imkân sağlayan sosyal kart dağıtıyor. Kişisel sosyal kartlarla belediye, ihtiyaç sahiplerine aylık 75-150 TL alışveriş imkânı sağlıyor. İddia 4: ÖSYM tarafından 131 bin 746 Suriyeli genç üniversiteye yerleştirildi. Gerçekte: Yurtdışından gelen öğrencilerin kura ile herhangi bir üniversiteye alınması mümkün değil. YÖK'ün hazırladığı "Yurtdışından Öğrenci Kabulüne İlişkin Esaslar" Suriyeli öğrenciler için de geçerli. Suriyeliler de diğer yabancı uyruklu öğrenciler gibi belirlenen şartlar kapsamında yatay geçiş yaparak ya da yabancı uyruklu öğrencilere uygulanan sınavlara girerek Türkiye'de eğitim alabiliyor. Bugün itibariyle 21 bin Suriyeli ve Iraklı genç Türkiye üniversitelerinde öğrenim görüyor. İddia 5: Suriyeliler tüp bebek tedavisinden ücretsiz yararlanıyor. Gerçekte: SGK Suriyeli sığınmacıların hiçbir sağlık giderini karşılamıyor, Suriyelilerin sağlık giderleri AFAD tarafından karşılanıyor. AFAD yalnızca Sağlık Uygulama Tebliği kapsamındaki tedavileri karşılıyor. Tebliğ dışında kalan tüp bebek giderleri, hepatit c tedavisi, protez takılması gibi sağlık giderleri karşılanıyor. İddia 6: Türkiye'de yaşaya Suriyeliler devletten maaş alıyor. Bu yüzden PTT şubeleri önünde kuyruğa giriyorlar. Gerçekte: Suriyelilerin yoğun yaşadığı illerde PTT önünde oluşan kuyrukların sebebi Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BM MYK) tarafından ihtiyacı olan mültecilere sağlanan kış yardımı. BM tarafından bu yardım için 50 bin 948 adet PTT Kartı dağıtıldığı ve 254 bin 740 kişiye ulaşıldığı açıklandı. BM MYK, resmi internet sitesinde, PTT Kartlara tek seferlik 600-900 TL arasında değişen miktarlarda kış yardımı yapıldığını belirtti. İddia 7: Gaziantep'te Suriyeliler vatandaşlık için kuyruğa girdi. Gerçekte: Sosyal medyada dolaşıma giren bir fotoğrafta, Suriyelilerin Gaziantep'te vatandaşlık başvurusu için Şehitkamil İlçe Nüfus Müdürlüğü önünde sıraya girdiği iddia edildi. Söz konusu fotoğraf, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ve Kızılay gibi kuruluşların 100'er liralık yardımından yararlanmak isteyen Suriyelilerin adres bildiriminde bulunmak üzere nüfus müdürlüğüne akın etmesine ait. Bugün itibariyle 3,5 milyon Suriyelinin yalnızca 56 bini vatandaşlık almış durumda. İddia 8: Suriyeliler işlere daha kolay yerleştiriliyor. Gerçekte: Suriyeliler çok ucuza ve kaçak çalıştırılıyorlar. Dolayısıyla sigortaları da yapılmıyor. Bugün çalışma izni olan Suriyeli sayısı sadece 19 bin. |
(OI/EMK)
* Fooğraflar DurDe Platformu sosyal medya hesabı