İstanbul Modern Sinema’nın seçtiği beş yönetmen ve yönetmen ikilisinin çektiği Türkiye’de sinemayı referans alan kısa filmler 27 Aralık’ta gösterilecek.
İstanbul Modern’deki gösterimlerin ardından yönetmenlerle söyleşi de yapılacak.
İstanbul Modern’in Türkiye sinemasının 100. yılına ithafen hazırladığı “Yüzyıllık Aşk: Türkiye’de Sinema ve Seyirci İlişkisi” sergisine paralel olarak düzenlenen program “Ufak Hakikatler” başlığını taşıyor.
Güncel bir bakış açısıyla ve özellikle bu proje için üretilen beş kısa film, Türkiye’de sinemanın farklı zamanlardaki farklı hallerini gösteriyor.
27 Aralık'ta, saat 17.00'de başlayacak olan programdaki filmler ve yönetmenleri şöyle:
* Bizans Oyunu / Emre Akay
“Bir yönetmen ve senarist İstanbul Modern tarafından Türk sinemasının 100. yılı için bir film çekmeye davet edilir. Battal Gazi filmlerinden yola çıkmaya karar veren ikili, beklenmedik aksiliklerle karşılaşacaktır...”
* Şimdi Herkes / Zeynep Dadak, Merve Kayan
“Okçuluk kulübünde güneşli bir gün. Oyun içinde oyun, onun içinde bir başka oyun... Antrenmana ara veren beş arkadaş oturmuş ‘Katil Kim’ oynamaktadır. İkna kuvvetine ve karşısındakini manipüle etme becerisine dayanan bu strateji oyunu, bir süre sonra oyuncular arasında bir iktidar mücadelesine dönüşür. Kimi zaman taktik, kimi zaman sezgi, kimi zaman da şans galip gelir. Masumiyetin ispatı mı daha zordur, suçluluğu saklamak mı?”
* Müjdeler Var Yurdumun Toprağına Taşına, Erdi Sinemam 100 Şeref Yaşına! / Melik Saraçoğlu & Hakkı Kurtuluş
“Türk Sinemasının doğumgünü sayılan 14 Kasım 1914'te çekildiği iddia edilen, hiç kimselerin görmediği, kayıp film “Ayastafenos'taki Rus Abidesi'nin Yıkılışı” üzerinden, 1856'dan günümüze uzanan bir Türk(iye Sineması) tarihi soruşturması.”
* Bilge ve Öğrencisi: Bir Reji Asistanının Günlüğü / Belmin Söylemez
“Bir genç kadının, yönetmen Bilge Olgaç’ın asistanı olarak sinemaya adım atmasının ve onunla geçirdiği iki yılın öyküsü. Söylemez, sinemamızın en üretken kadın yönetmeni Bilge Olgaç’tan öğrendiklerini bir günlük şeklinde aktarırken bir yandan da 80’lerin sonunda Türkiye’de bir filmin nasıl yapıldığına dair gözlemler sunuyor.”
* Mutlu Son / Erdem Tepegöz
“Dünya dört tarafı hikayelerle çevrili, kederleri neşelere dik, aşkları insana paralel bir kara parçasıdır. Burada yaşayan milyarlarca insan olan bizler, bir filmin binlerce sahnesiyiz esasında.” (YY)