Türkiye tarihinde iktidarın üniversite öğrencilerini kendi belirlediği sınırlar içinde tutma çabasının tersine döndüğü bir örnek var. 1970'lerin ikinci yarısında Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencileri bugünkü Öğrenci Konseyleri'ne benzer bir amaçla kurulan Öğrenci Temsilcileri Konseyini (ÖTK) kendi taleplerini gerçekleştirmenin aracı kılmayı başarmıştı.
77-78'de ODTÜ ÖTK'nin başkanlığını yapan Ahmet Asena ÖTK'nin tüm öğrencileri biraraya getiren özgün bir örnek olduğunu hatırlatıyor.
"ODTÜ öğrencileri"
Asena, bianet'e, tüm öğrencileri kapsayan ve üniversite yönetiminde etkili olan bir örgütlenmeyi kurabildiklerini söyledi.
1975'te ODTÜ öğrencileri faşist baskılara karşı yurt ücretlerini ödemeyerek boykota gitti. Yönetimin tepkisi üzerine süresiz hale getirilen ve altı ay süren boykotu, kafeterya fiyatlarının indirilmesi gibi taleplerle ortaya çıkan ODTÜ-DER örgütlemiş, binlerce öğrenci de boykota katılmıştı.
Asena, bir söylentiye göre daha sonra YÖK'te etkili olacak bir öğretim üyesinin önerisiyle ODTÜ-DER'in etkisini kırmak üzere ÖTK'nin kurulduğunu anlatıyor. "Tüm öğrencilerin oy kullandığı bir sistem kurulursa solcuların etkisizleşeceğini öngörüyorlardı."
Fakat beklenen olmadı, boykot başarısının ardından ÖTK seçimlerini derneğin de yönetiminde bulunan Devrimci Gençlik kazandı. Öte yandan Asena, ÖTK'nin sınıf temelli örgütlendiğini, tüm politik örgütlere alan açsa da, tek bir örgütün belirleyici olmadığını vurguladı. "O dönem tüm bildirilere ODTÜ öğrencileri diye imza atılırdı."
Öğrenciden öğrenciye burs
Öğrencilerin etkin olmasıyla ÖTK de yönetimin öngördüğü amaçtan uzaklaştı.
"Sınıf ve yurtlarda temsilciler seçilir, onların katıldığı konsey de yönetimi belirlerdi. Daha sonra yönetim de doğrudan tüm öğrenciler tarafından seçilmeye başlandı. Temsilcilerin üniversite senatosunda konuşma hakkı vardı. Öğrenci işleri dekanlığı, ÖTK ve rektörlük arasındaki bağı kuruyordu. ÖTK'nin kendi binası ve bir arabası vardı."
Öğrencilerin sahiplenmesiyle ÖTK'nin tüzüğü onların belirlediği şekilde oluştu. Asena adaylık için başlangıçta bugünküne benzer sınırlar olsada, daha sonra her öğrencinin aday olabildiğini belirtti.
"Sınavlardan, kafeteryaya ve politik sorunlara kadar her alanda etkindi ÖTK. Örneğin tüm politik grupların afişlerini asabildiği duvarlar vardı ve buraların tüm denetim ve sorumluluğu ÖTK'deydi. Her öğrenciden aidat toplanır ve sadece ihtiyacım var, param olunca ödeyeceğim diyenlere -Kredi Yurtlr'ın verdiğinin yarısı kadar- burs verilirdi. Ben o paraların geri ödenmediğini hiç görmedim."
Bugün Jaguar arabasıyla gündeme gelen konsey temsilcisini rektörlük görevden alacağını söylerken, o dönem ODTÜ ÖTK rektörüğe getirilen ülkücü profesör Hasan Tan'ın istifa etmesini sağlamıştı.
Bugüne gelirken...
12 Eylül askeri darbesiyle ÖTK kapatıldı. Asena, salt ÖTK faaliyetleri nedeniyle kendisi ve bir grup arkadaşının yargılandığını aktarıyor.
Bir dönem üniversitede öğrenci örgütlenmeleri tamamen yasaklanırken Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) kurulması, ardından da Avrupa Birliği'ne uyum ve Bologna süreciyle Öğrenci Konseyleri gündeme geldi.
Konseyler göstermelik olmakla ve öğrencileri temsil etmemekle eleştiriliyor. Halen Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) MYK üyesi ve Bağlantılı Hak Sahibi Fonogram Yapımcıları Meslek Birliği (MÜYAP) genel sekreteri olan Asena'ysa ekliyor:
"Mevcut yapı öğrencileri temsil etmiyor olabilir ama dönüştürülmemesi ya da yerine yenisinin konulmamış olmasının da bugüne gelirken önemli rolü oldu." (EÜ/EÖ)