Birleşmiş Milletler (BM), Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) çerçevesinde, 21 Temmuz'da, yapılan Türkiye Oturumu'na kadın örgütlerinin sunduğu Gölge Rapor'da, son beş yılda kadın- erkek eşitliği konusunda somut ilerleme kaydedilmediği belirtildi.
CEDAW Sivil Toplum Yürütme Kurulu ile Türkiye ve Türk Ceza Kanunu (TCK) Kadın Platformu tarafından hazırlanan raporda, bir önceki gözden geçirme oturumunun yapıldığı 2005'ten beri kadın -erkek eşitliği, kadına yönelik ayrımcılık konularında Türkiye hükümetinin çalışmaları değerlendirildi.
Yasal haklarda geri adım atılıyor
Genel değerlendirmelerin yapıldığı "giriş" bölümündeki tespitler şöyle:
*Siyasi arzu/inanç eksikliği her yasal reform düzenlemesinde yarım, eksik ya da tartışmalı hususlar kalmasına ve uygulamada neredeyse hiçbir somut ilerleme kaydedilmemesine yol açmıştır.
*Türkiye'de artan muhafazakâr davranış biçimleri, kadınların hak ve özgürlüklerini kullanmalarını giderek artan ölçüde tehdit etmektedir. Kadınların hâlihazırda kazanmış oldukları yasal haklarından geri adım atılmak istenmekte, mevcut ayrımcılıkların ortadan kaldırılması için yapılan çalışmalar çoğu zaman dirençle karşılık bulmaktadır. Olumlu gelişmelerin bazıları bile muhafazakâr alt metinler taşımakta ve var olan hak ve özgürlüklerin ihlaline sebep olabilecek boşluklar içermektedir.
*Hükümetin 2007'de sunduğu yeni Anayasa taslağında ve Meclis'te kabul edilen Anayasa değişiklik paketinde, kadınlara "korunmayı gerektiren kesimler" olarak yer verilmiştir.
*2008'de kabul edilen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (SSGSS) Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) gerisine düşmüş, kadınların mevcut sosyal güvenlik hakları ellerinden alınmıştır.
Kadınlar ailenin bakıcısı görülüyor
*Kadınların çekirdek ve geniş ailenin bakıcısı olarak görüldüğü, toplumsal cinsiyet rollerinin kesin çizgilerle ayrıldığı normatif aile yapısına giderek artan bir vurgu yapılmaktadır. Bunun yankıları, Başbakan'ın "Kadınlar en az üç çocuk doğurmalı" beyanında, Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan'ın "Eşcinsellik hastalıktır" yorumunda ve yükselen mahalle baskısı ve hoşgörüsüzlüğe işaret eden toplumsal araştırmalarda görülmektedir.
*Hükümet CEDAW Komitesi'nin sorularına verdiği cevaplarda cinsiyete dayalı ayrımcılığın sona erdirilmesine yönelik gelecek planları ve girişimleriyle ilgili sorulara somut yanıtlar verememekte, hâlihazırda devam eden bazı kısa dönemli projeleri tekrarlamaktan ileri gidememektedir.
*Türkiye'de kadın-erkek eşitliğinin sağlanması konusunda son derece önemli bir mekanizma olan CEDAW sürecinin sorunsuz işleyebilmesi için Türkiye, Sözleşme'nin 29. maddesine koyduğu çekinceyi kaldırmalıdır.
*Yasa uygulayıcılarının toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık düzeylerinin yetersiz olması, kadınların adalete ve yasalarda belirtilen hizmetlere erişmelerini engellemektedir. (SP)