Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın (UNDP) "Türkiye'de Gençlik" adlı 2008 İnsani Gelişme Raporu'na göre Türkiye'de aileler çocuk yaşta evliliği engelleyen yasaların varlığına rağmen, özellikle kırsal bölgelerde, ergenlik çağındaki kız çocuklarını evlendiriyorlar.
Hem erken hem imam nikahı...
Rapor kırsal bölgelerde imam nikahının da bir evlilik bağı için yeterli görüldüğünü, ve pek çok evliliğin bu nedenle devlet nezdinde geçerliği olmadığını ortaya koyuyor.
Çocuk yaşta evlilikler genellikle aileler kız çocuklarının namusuna ve kendi erdemlerine helal geleceğinden korktukları için söz konusu oluyor.
Raporda "Aynı korkunun namus kisvesi altında işlenen cinayetlerin kökeninde de olduğunu, ergen, genç ve yetişkin kadınların özellikle kırsal bölgelerde bu tehditle karşı karşıya yaşadığı, her yıl yüzlerce kadının bu nedenle öldürüldüğü" belirtiliyor.
2003'te kadınların yüzde 69'u kendilerine yönelik şiddeti meşru görüyorlardı
Dünyanın başka bölgelerinde olduğu gibi Türkiye'de de aile içi şiddet yaygın bir suç ve namus cinayetiyle aynı nedenlere yaslanıyor. Olgunluğa erişmemiş, birey olarak görülmeyen kadınlar aile içi şiddete çok sık uğruyorlar. Türkiye Demografi ve Sağlık Araştırması'nın 2003'te yayımlanan raporunda 15-19 yaş arası kız çocukları ve kadınların yüzde 69'unun kendilerine şiddet uygulayan kocalarının haklı olabileceklerini düşündüklerini ortaya koymuştu.
10 kadından dokuzu "Haklı görülebilecek şiddet yoktur" diyor
Aynı yaş grubundaki kadınların yüzde 52'si eşleriyle tartışmalarının şiddet görmeleri için yeterli bir neden olduğu görüşündeler. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yeşim Arat ve Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Ayşe Gül Altınay, 18 ayda tamamladıkları "Türkiye'de Kadına Yönelik Şiddet" araştırması her 10 kadından dokuzunun "Haklı görülebilecek dayak yoktur" şeklinde düşündüğünü ortaya koydu. Kısa sürede artan bu farkındalığın Türkiye'de kadın hareketinin yoğun çalışmasıyla tetiklendiği söylenebilir. (NZ/GG)