Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) 2008 İnsani Gelişme Raporu'nu "Türkiye'de Gençlik" başlığıyla açıkladı. Rapora göre Türkiye'de kız çocukları ve genç kadınlar, cinsiyet ayrımcılığını besleyen muhafazakar zihniyet yüzünden hâlâ eğitimde erkek emsalleriyle eşit olanaklara sahip değiller.
Raporun "Varolmamaktan Kötüsü Nedir? Varolmayan Bir Genç Kadın Olmaktır" bölümünde "Türkiye'de ergenlerin durumunun cinsiyet eşitsizliğiyle daha da karmaşık hale geldiği, oğlan çocuklarının kız çocuklarına göre geleneksel olarak tercih edilmesinin bu eşitsizliği ortaya koyduğu" belirtiliyor.
Oğlan çocuklar ergenlikte hoşgörülüyor, kız çocuklar görülmüyor
Raporda "ergenliğin, o yaşlara has öngörülemez mizacı, derin fiziksel ve psikolojik değişimlerle bir mücadele olduğu, ergenlikte oğlan çocuklarının 'delikanlı' olarak görüldüğü, aynı yaş ve durumdaki kız çocuklarının ise aynı anlayışla karşılaşmadığı" vurgulanıyor.
"Dünyadaki birçok toplumda bu çifte standart görülüyor. Ergenlikte görülen cinsiyet ayrımcılığı daha sonraki yıllarda genç kadınların yaşamında karşılaşacakları davranış biçimlerini belirliyor."
Rapor "Cinsiyete yönelik toplumsal muhafazakar tavırların, geleneksel tavırlarla birarada yürüdüğünü ve kadınların hem kamusal hem özel yaşamına kadar uzandığını" anımsatıyor
UNDP bu durumun Türkiye'nin genel ilerleme sürecine dair ciddi bir sorun teşkil ettiğini belirtiyor.
Eğitimsiz kadınlar daha çok çocuk doğuruyor
Rapor "Şaşırtmayacak bir biçimde kadınların çok erken yaşlarda dışlanmaya başlandığını, eğitimde genç kadınların erkek kardeşleri ve erkek emsallerine göre dezavantajlı olduğunu" rakamlarla ortaya koyuyor:
2001'de kız ve oğlan çocuklarının yüzde yedisi okul öncesi eğitim aldılar, ilkokulda okullaşmada cinsiyet arası uçurum yüzde sekiz, ortaokulda ise yüzde 17'ydi.
2007'de yüzde 16'dan biraz daha fazla kız ve oğlan çocuğu okul öncesi eğitim aldı ve okullaşmada cinsiyetler arası uçurum ilkokulda yüzde dörde, ortaokulda da yüzde sekize indi. Eğitimde cinsiyet eşitsizliği arası uçurum kayda değer sayıda kız çocuğunun ilkokulu, hatta ilk beş yıldan sonra terketmesinde görülüyor.
Ortaokula gitmeyen kadınların eğitimli emsallerine göre iki tane fazla çocukları oluyor. Aralarında ilkokula gitmeyen genç kadınların yüzde 15'i, ortaokulu bitiren yüzde üç oranındaki emsalleriyel karşılaştırıldığında, daha erken, 15 ile 19 yaşları arasında doğum yapıyor.
2003'teki son nüfusa göre, 1998'de yüzde on oranında ergen kız çocuğu yüzde sekize düştü. Yüzde ikisi ise ilk çocuklarına hamile. Fiziksel olarak tam gelişmeden doğum yapan ergen kız çocukları ise erken hamileliğin riskleriyle karşılaşıyorlar. (NZ/GG)