Fatih, Beylikdüzü, Esenyurt, Konya, Ankara Siteler, son olarak da İzmir... Son bir haftada peşi sıra çıkan yangınlar yine ölüm, yaralanma ve ağır hasarlarla sonuçlandı.
Türkiye'de yangına yönelik denetim ve önlem yetersizliği bir yana, neden üst üste bu kadar çok yangın çıkıyor?
Türkiye Yangından Korunma ve Eğitim Vakfı (TÜYAK) Kurucusu ve Onursal Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, "Türkiye'de yangın sayısı çok değil" deyip neden çok yangın çıkıyor sorumuza farklı bir açıdan bakıyor.
"Türkiye'de yangın sayısı çok değil aslında. Mesela İstanbul'dakilerle Londra, Paris'teki yangınları karşılaştırınca Paris, Londra'da daha çok yangın çıktığını görürsünüz. Türkiye'de yangın daha az ama ölüm ve hasar daha fazla.
"Yangının çıkışından korkmayacaksın, yangının genişlemesinden korkacaksın. Önemli olan yangın sayısı değil, isterse yüz binlerce yangın çıksın. Önemli olan yangının başlangıçta söndürülmesi.
"Eğer bir yangın çıktığı yerde kalmayıp genişliyorsa burada bir eksiklik var demektir.
"Tokmak başkasında, davul başkasında"
Önlem ve denetimin yetersizliği, yönetmeliğin uygulanmaması bu yangınların çıkmasında ve büyümesindeki nedenler olarak gösteriyor Kılıç ve önemli bir noktanın tekrar altını çiziyor: 2014'te denetim yetkisinin itfaiyeden alınıp ilçe belediyelerine verilmesi.
"Şu anda ilçe belediyeleri projelere bakıyor, itfaiye ise yangın söndürmeye gidiyor. Tokmak başkasında, davul başkasında. Olacak şey değil!
"Bürokrasiyi azaltmak ve TOKİ'nin işlerini hızlandırmak için yapıldı bu. Bana göre büyük kaos oluştu. Zaman içinde büyük hatalara, belirsizliklere, vatandaşların kaybına sebep olacak.
"İlçe belediyelerinde bu konuda çalışan kişiler de eğitilmemiş kişiler. Önlemlerle yangın riskini azaltacak, basit şeylerden söz etmiyorum. Tüp var mı yok mu diye bakıyorlar mesela. Bir tüp belki evde bir işe yarar ama büyük yerlerde işe yaramaz."
"Şehrin yangın güvenliği binadan başlıyor"
Ankara Siteler'de geçen hafta bir mobilya imalathanesinde çıkan ve 5 işçinin hayatını kaybettiği yangını hatırlatıyor Kılıç. "Yeterli önlemler alınmış olsa zaten böyle büyük yangınlar da olmaz" diyor.
TIKLAYIN - Ankara Mobilyacılar Sitesinde Yangın: 5 Suriyeli İşçi Öldü
"Ankara Siteler'deki yangında mesela mobilya imalathanesinde ikinci katta yangın merdiveni yok. Yönetmeliğe göre bir katı geçen binalarda yangın merdiveni olması zorunlu.
"Mobilya, yapıştırıcı, sünger... Bunlar daha hızlı yanan malzemeler. Bir koltuk yandığı zaman bir gökdelenin içini doldurabilicek kadar duman yayılır. Bir yangın çıktığında oradaki insanlar nasıl kurtarılacak bunlar düşünülmediği takdirde elbette bu tip olaylar olacaktır, olmaması mümkün değildir."
"Yangın merdiveni olmuş olsaydı yukarıdaki insanlar duman içinde kalmazlardı. Bunların en büyük sebebi önlem yetersizliği ve yönetmeliğe uygun yapılar yapılmamış olması.
"Benim hep söylediğim; bir şehrin yangın güvenliği için öncelikle önlemlerin yeterli olması lazım."
Bunları dört başlıkta sayıyor Kılıç:
- Yangın merdiveni otomatik söndürme ve algılama sistemi gibi önlemlerin alınması gerekli.
- İkincisi yol, su, trafik gibi şehrin altyapısı önemli.
- Üçüncüsü itfaiyenin gücü. Bir itfaiye güçlü değilse yeterli değilse şehirde yangın güvenliğinden söz etmek mümkün değil.
- Diğer bir eksik de vatandaşların bu konudaki eğitim ve bilgi seviyesi. Bizim milletimiz kaderci bir millet.
"Türkiye'de itfaiye yok"
"Benim anladığım uluslararası itfaiye tanımlarına göre ve uluslararası itfaiyelerle karşılaştırdığımız zaman Türkiye'de gerçek anlamda bir itfaiye yok.
"Devlet, yetkili olan, bunu araştıracak olan yeterli kadrosu olmadığı gibi olan kişilerin de bilgi seviyesi çok yetersiz. Önce bunu kontrol edebilecek elemanın yetiştirilmesi lazım.
"Bunun yetişeceği yer de itfaiyelerdir. Yurtdışında itfaiye çok saygı duyulan önemli bir kurumdur. Bizde ise sevilen ama aslında küçümsenen bir kurum olarak görülüyor. Su sıkan bir kurum olarak görülüyor.
"Yeni, modern araç almakla itfaiye olunmaz. Bizde belediye para verip iki tane yeni araç aldığı zaman 'itfaiyeyi güçlendirdik' diyor. İtfaiye araçla değil, itfaiye bilgiyle, eğitimle güçlenir. İtfaiyeciler bunu kabul etmez ama bence bunun sebebi itfaiyecilerin itfaiyenin ne olduğunu bilmemesinden ileri geliyor."
"Eksik olan yönetmeliğin uygulanmaması"Aladağ'daki yurt yangını sonrası Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan "Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği, Resmi Gazete'nin 6 Mayıs 2017 tarihli 30058 sayısında yayınlanarak yürürlüğe girmişti. Yönetmelik, TÜYAK'ın dergisi Yangın Mühendisliği'nin 4. sayısında da yer almıştı. TIKLAYIN - Aladağ Yurt Yangını Davası: "Bilirkişi Raporu 'Yurt Ruhsatı Yok' Diyor" Söz konusu yönetmelik, özel yurt ile pansiyonların kurum açma ve çalışma ruhsatı alabilmeleri için yapmaları gerekenlere ilişkin belirlenen standartlar bir ay geçmeden daraltılmıştı. Milli Eğitim Bakanı, çıkarılan yönergeyi kurum sahiplerinin yaşadığı 'geçiş süreci zorlukları' gerekçesiyle yeniden şekillendirdi ve yönetmelikte yer alan bazı düzenlemelerin hayata geçirilmesini 1 Ağustos 2019'a kadar erteledi. Kılıç, "Bu konuda önemli olan o sürenin uzatılması değil, neyin nasıl yapıldığı. Zaten şu anki yönetmelik uygulanmış olsa hiçbir problem olmazdı" diyor. "Aladağ yangını veya yurt yangınlarında mutlaka iki çıkış olması, yangına dayanıklı bir kapının olması, kapının hiçbir zaman kilitli olmaması lazım, kapının doğrudan dışarı açılması lazım. Bunlar yapılmış olsa zaten hiçbir problem olmaz. Otomatik söndürme ve algılama sisteminin olması lazım. "Şu anda aslında Türkiye'de eksik olan yönetmelikler değil, eksik olan yönetmeliklerin uygulanmaması. Yönetmelikte her şey gayet güzel ama uygulanmıyor." |
(AÖ)