İsveç ve Türkiye İnsan Hakları Komitesi'nin davetiyle Stockholm'e giden Haluk Şahin, Semih İdiz, Yusuf Ziya Cömert, Doğan Tılıç ve Ayhan Bilgen basın ve ifade özgürlüğü üzerine konuştu. Ulusal meclis salonunda düzenlenen panele İsveç Gazeteciler Sendikası başkanı Arne König ve İsveç Bilimler Akademisi başkanı Erling Norrby de katıldı.
Radikal yazarı Şahin, Türkiye'de basın özgürlüğünü sınırlayan temel yasaları ela aldı ve özellikle iktidardaki hükümetin ve siyasi rejimin konuyla ilgili uygulamalarının çarpık bir sistem yarattığını ileri sürdü. Şahin, gazeteci Nedim Şener'in Hrant Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları adlı kitabından 28 yıl ceza ile yargılandığını anlattı; 301. maddeyi eleştirdi.
Milliyet yazarı İdiz de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tavırlarının basın üzerinde baskı yarattığını belirtti. Çok sayıda gazeteci ve yayın kuruluşu hakkında süre giden davalar bulunduğunu ekledi.
Bilgen, yayın yönetmenliğini yaptığı Günlük gazetesine iki gün önce kapatma cezası verildiğini vurguladı. Kürtçe yayının engellerle karşılaştığını söyleyen Bilgen, yasal ve teknik düzenlemelerin gerekçe gösterildiğini vurguladı.
Bilgen, Avrupa Birliği ülkelerinin Kürtçe ve diğer dillerdeki yayınlar karşısındaki anti-demokrat uygulamaların takipçisi olmalarını istedi.
Birgün yazarı Tılıç'sa sorunun medya sahipliğinden kaynaklandığını söyledi. Medya patronlarının "gazeteci kökenli olmadığını ve gazeteci ahlakına sahip bulunmadığını" belirten Tılıç, basın özgürlüğünün nasıl savunulacağı yönünde ortaklaşılamadığını da ekledi.
Yeni Şafak'tan Cömert, "Siyasi mücadele basın üzerinden sürdürülüyor; buna son verilmeli" dedi.
Medya emekçilerinin mesleki sorunlarını ve örgütlenmelerinin engellenmesiniyse König gündeme getirdi. König, iktidarın yaklaşımının, yasaların ve medya sahiplerinin uyguladığı baskının medya emekçilerinin örgütlenmesini engellediğini belirtti.
Farklı partilerin temsilcileri ve parlamenterlerle sivil toplum kuruluşları temsilcileri de paneli izledi.(SN/EÜ)