İsveç Sol Parti'den, Stockholm Eşitlik Komisyonu başkanı Ann-Margarethe Livh ile Diyarbakır'da buluşup Türkiye'deki kadın hareketini ve Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) davasını konuştuk.
Bugün (6 Aralık) görülecek KCK davasını izlemek için Diyarbakır'a gelen Livh, Türkiye de dahil birçok ülkede insan hakları ihlallerini ve kadın hareketini yakından izliyor.
"Dünyanın her yerinde insanlar mücadele ediyor ve haklarını kazanıyor. Türkiye'de bu kazanımların neden elde edilemediği ise büyük bir soru. Kürtlere temel haklarının verilmemesi, dışarıdan bakınca oldukça 'garip' görünüyor.
"Bu durumu diğer ülkelerle kıyaslayarak değerlendirdiğimizde, sorunun kaynağında milliyetçilik ve muhafazakarlık gibi etkenler olduğunu düşünüyorum."
Livh Türkiye'de açılımlarla gerilemenin birarada ilerlediğini de ifade ediyor: "1980'lerde Türkiye'deyken Kürt kelimesini bile kullanamıyorduk. Bu konuda gelişme var. Ama KCK davası ve tüm bu tutuklamalar ciddi bir gerilemeyi temsil ediyor."
"KCK tutuklamaları hak mücadelesine bir saldırı"
KCK operasyonlarında birçok kadının tutuklandığını belirten Livh, bunun aynı zamanda kadın mücadelesine bir saldırı niteliği taşıdığını anlatıyor:
"KCK'den yargılanan kadınlardan bazılarını kişisel olarak, bazılarını çalışmalarından dolayı tanıyorum. Demokrat olduklarını, kadın hakları mücadelesinde aktif olarak yer aldıklarını biliyorum. Bu davayı izlememin sebeplerinden biri de bu.
"Bu kadınların seslerinin, mücadelesinin görünür kılınmasının önemine rağmen yargılanıyor olmaları çok saçma. Ben bunu kadın hakları mücadelesine bir saldırı olarak değerlendiriyorum."
"Türkiye'de kadınlar pes etmiyor"
İsveç Sol Parti'nin kadın kolları yok, çünkü feminizm zaten partinin temel programlarından birini oluşturuyor. Livh, Türkiye'de çoğu partinin kadın meselesini öne çıkaracak politikalar üretmediğini, bu konuda mücadele verenlerin de hapsedildiğini ifade ediyor.
"BDP'yi Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve diğer partilerle karşılaştırdığımızda, çok daha ilerici politikaları savunduğunu görüyoruz. En çok kadın vekile, meclis komisyonlarında en çok kadın temsilciye sahip parti de BDP.
"Ama kadınların sosyal hayata ve politikaya katılımının, görünürlüğünün artması için çok önemli çalışmalar yapan bu kadınların hepsi aleyhlerine hiçbir delil olmamasına rağmen şu an hapiste.
"Tüm bu koşullara rağmen kadın hareketi inanılmaz başarılara imza atıyor. Asla pes etmiyor. En önemlisi de bu."
"Kadınlar kiminle mücadele etmeleri gerektiğini biliyor"
Kadın Kırımına Karşı Çalıştay'ın ikinci günü etkinliklerini takip eden katılan Livh, böyle etkinliklerin dayanışmayı güçlendireceğini belirtiyor.
"Buradaki kadınların farkındalığı çok yüksek. Ne yapmaları, kiminle mücadele etmeleri gerektiğini biliyorlar. Kaynaklarının yetersizliğine rağmen çok önemli çalışmalar yapıyorlar.
"Burada farklı şehirlerden, farklı kurumlardan birçok kadının bir araya gelip deneyimlerini, fikirlerini paylaşması dayanışmayı daha da güçlendirecektir." (ÇT)