2015 yılbaşında “100 milyon başvurunun bir bildiği vardır!” başlığıyla şöyle yazmışım:
“Pek bize gösterilmese de biz 'acile' bakalım, yani 2015’e acilden giriş yapalım. Neden? Genel seçim sonuçlarına göre herkes acillik olabilir ama o yüzden değil, milletin acilden çıkmaması nedeniyle!”
Bu satırları yazdığımızda 2015 genel seçimleri öncesindeydik, şimdi, 3 yıl sonra bu kez “yine” bir genel seçimden çıktık, kimler acile düştü/düşecek yorum muhtelif ama biz de durum anlaşılan hep acil, hep acil olacak.
Yani vatandaş "Ben niye hasta oluyorum, beni kim hasta ediyor," sorusuyla ilgilenecek durumda değil ya da ilgilenmiyor. O, hasta olunca köklü çözüm arayışında da değil ya da olamıyor, acile koşuyor, neyse o kadar artık…
Sağlıkta acil servisler de sorun sürüyor. Bu yazının gerekçesi de konuyla ilgili Sosyal Güvence dergisinin 13. sayısında yer almış, 2018 Mart’ta basılmış bir çalışma.
Yazı Türkiye’de acile başvuran kişilerin demografik yapısını dert edinmiş ve özel olarak da yeşil triaj kodundaki acil başvurularını etkileyen faktörleri inceliyor. Bu vesileyle de acile başvuran hastaların bakım önceliklerini hızlıca belirlemek ve hastaları bu önceliklere göre sıralamak olan dünyadaki-Türkiye’deki triaj sistemleri/uygulamaları hakkında bilgi veriyor.
Araştırmanın cazibe noktası, diğer çalışmalardan farklı olarak Türkiye’deki tüm hastanelere yapılan acil servis başvurularının demografik yapısını incelemek üzere Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) MEDULLA veritabanını kullanması, 2013 yılındaki acil servis başvurularının tamamına ulaşması.
Bazı verileri aktarmadan önce Türkiye’de kullanılan triaj sistemindeki renk kodlamasını hatırlatalım. Acil serviste etkin bir hizmet sunumu için kırmızı, sarı ve yeşil renkleri kullanılır.
Kırmızı (kategori 1) hemen müdahaleyi,
Sarı (kategori 2) en geç bir saat içinde müdahaleyi,
Yeşil (kategori 3) en geç 2 saat içinde müdahaleyi gerektiren hasta grubu olarak değerlendirilir.
Bu çalışmada özel olarak incelenen yeşil triaj kodlu hastalar, bir başka ifadeyle söylersek, ayaktan başvuran, genel durumu itibariyle stabil olan ve ayaktan tedavisi sağlanabilecek sağlık sorunları bulunan hastaları belirtmektedir.
Aşağıda Türkiye, ABD, İngiltere ve Avustralya’nın 2013 yılında acile başvuru sayıları ve nüfuslarına göre başvuru oranları grafik olarak verilmiştir (2013 yılı nüfusları sırasıyla yaklaşık 76, 316, 54 ve 23 milyondur). Buna göre ABD’de acile başvuru oranı 0.41, İngiltere’de 0.41, Avustralya’da 0.31 ancak Türkiye’de 1.31 dir. Türkiye acil servise başvuru oranı diğerlerinin toplamından bile daha fazladır. İngiltere’de acile başvuran bir kişi tedavi için ortalama 51.75, ABD’de 43.6, Avustralya’da 18 dakika beklemektedir. Türkiye’ye ait bir veriye ulaşılamamaktadır.
Yukarıda 2013 yılında Türkiye’de acile başvuru sayısı 100 milyon 81 bin 171 olarak verilmiştir. Çalışmada ise bu sayı acil servise başvuran tekil kişi sayısı olarak alınmış olup (tekrarlayan başvuruların çalışmanın amacı açısından bir önemi yoktur) 37milyon 35 bin 206 olarak saptanmıştır. Ancak 393 bin 390 kişinin verisi uygunsuzluğu nedeniyle çalışmaya dahil edilmemiş ve geriye 36 milyon 641 bin 816 kişi kalmıştır.
Acil servise başvuran kişilerin triaj koduna göre dağılımı şöyledir:
Kırmızı ve Sarı yüzde 45.8 (16.774.819= 2.748633+14.026.186)
Yeşil yüzde 54.2 (19.866.997)
Bu veriyi acil servise yapılan başvuruların en az yarısı acil değildir, diye de okuyabiliriz (Bu okuma da sağlık hizmeti organizasyonundan başlayarak bir dizi ciddi yapısal soruna işaret eder).
Bölgelere göre acil servise başvuru yapan kişi sayısının en çok Karadeniz Bölgesinde (yüzde 20.2), en az Ege Bölgesinde (yüzde 9.7) olduğu belirlenmiş (sırasıyla İç Anadolu yüzde 16.7, Güneydoğu yüzde 16.2, Doğu yüzde 14.1, Akdeniz yüzde 11.8, Marmara yüzde 11.3).
Yeşil triaj kodu en çok Karadenizde,
Kırmızı triaj kodu en çok Akdeniz, en az Ege’de görülmüş.
Yaş gruplarına bakılınca acil servise en çok başvuru 25-44 yaş aralığında yüzde 30.8, izleyerek 0-14 yüzde 25.9, 45-64 aralığı yüzde 17.7, 15-24 yaşlarda yüzde 16.5 ve son olarak 65 yaş üstünde yüzde 7.2, sıfır yaş da ise yüzde 1.8 olarak bulunmuş.
Kırmızı triaj kodu da en çok 25-44 yaş grubunda görülmekte.
Acil servise bekarlar yüzde 52.3’le evlilere göre (yüzde 47.7) daha fazla sayıda başvurmuş. Kadın sayısı da erkeklere göre daha yüksek ancak anlamlı bir fark yok (sırasıyla yüzde 51.1 ve yüzde 48.9).
En çok acil servis başvurusu Sağlık Bakanlığı 2. basamak hastanelerine ve yeşil triaj kodlu olarak yapılmış. Bunu özel hastaneler, 3.basamak sağlık bakanlığı ve üniversite hastaneleri izlemiş.
Gelir düzeylerinde ise acil servis hizmetlerine başvurunun düşük gelirli olmayan* kişilerce (yüzde 89.6) daha çok yapıldığı belirlenmiş.
Çalışmanın sonuçları olarak sunulan bu bilgilerin kimi yorumlarla “düzeltilerek” değerlendirilmesi yerinde olur. Örneklemek gerekirse bekarlar acile daha fazla başvuruyor cümlesi bütün yaş grupları üzerinden (yani 0-18 yaş dahil) söylenmektedir. Benzer biçimde değerlendirmede 6 yaş aralığı grubu oluşturulmuş ve bunlar içerisinde 25-44 ve 45-64 aralığı en geniş olanlar. Ancak her durumda verilerden yararlanmak önemli.
Ne var ki acil servislere başvurunun düşük gelirli olmayan kişilerce daha çok yapıldığı (neredeyse yüzde 90) sonucu yanıltıcı çıkarımlara ve politika geliştirirken ana müdahale aracının “risk paylaşımlı acil servis kullanımına” yönelmesini tetikleyebilir. Çalışmada da yazıldığı gibi “risk paylaşımlı acil servis kullanımı hastaların acil servise başvurularını azaltır ya da engeller. Bunun en büyük etkisi ise ekonomik durumu kötü olan ailelerin çocuklarında görülür”. Ayrıca “düşük gelirli olmayanlar” grubu da reel gelir açısından özel bir değerlendirmeyi hak etmektedir.
Türkiye’de acil servis kullanımındaki sorunların saptanması ve çözümü gerçek verilerle yapılacak analitik çalışmalar kadar eş zamanlı sosyal ve sağlık politikalarında ve organizasyonunda köklü yapısal değişiklikleri gerektirmektedir. Kültürel değişimin de azımsanmayacak bir yeri olduğunu bilerek. (EB/HK)
* Düşük gelirli: 2022 sayılı kanun kapsamındakiler (“engelli aylığı”), yeşil kartlılar ve vatansızlar.
Düşük gelirli olmayanlar: yabancı uyruklu üniversite öğrencileri, stajyer avukatlar, 4A-4B-4C kapsamındakiler, istiklal madalyası almış şeref aylığı alanlar, işsizlik ödeneği alanlar, isteğe bağlı sigortalılar, 18 yaş altındakiler, sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu kapsamındakiler, yabancı ülke vatandaşları, yurt dışı sigortalılar, ceza infaz ve tutukevi kursiyerleri.
Dilek Öner ŞİMŞEK; Triaj Sistemlerine Genel Bakış ve Türkiye’de Acil Servis Başvurularını Etkileyen Faktörlerin Lojistik Regresyon ile Belirlenmesi. Sosyal Güvence, 13. Sayı, Mart 2018, sayfa 84-115.