Çocuk Vakfı, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler'e teslim etmesi gereken beş yıllık "Ulusal Çocuk Hakları Raporu"nu hala bitirmediğini duyurdu.
Vakfın açıklamasına göre, 2001-2006 yılları arasında devletin çocuklara karşı yükümlülüklerini yerine getirme performansını gösterecek olan rapor, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun (SHÇEK) koordinasyonunda hazırlanmaya başlandı. Ancak dar katılımlı rapor tamamlanmadı ve taslak Dışişleri Bakanlığı'na iletildi.
Metnin "Avrupa Birliği müzakere başlıkları açısından eksiklikler içerdiği ve yetersiz çeviri yüzünden bekletildiğini" öğrenen sivil toplum örgütleri bilgi edinme hakkı kapsamında taslak metni görmek istedi. Ama Dışişleri Bakanlığı raporun açıklanmayacağını bildirdi.
Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin "Raporun devlet sırrı, güvenlik ve kişi haklarını kısıtlayıcı özelliği yoktur. Ülkeler, genel başlıklar halinde çocukla ilgili 5 yıllık karnelerini doldurarak önce kendi yurttaşlarına bilgi vermekle yükümlü. Öncelikle bu raporun hiçbir ayrım yapılmaksızın kamuoyuyla paylaşılmasını talep ediyoruz" diyor.
Bu arada, Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin getirdiği bir yükümlülük olarak, Türkiye çoktan üçüncü beş yıllık rapor dönemine girmiş durumda.
"AB sürecinde olumsuzluk yaratır" diye
Çocuk Vakfı, 1995-2500 arasını kapsayan ve zamanında sunulan ilk beş yıllık rapora üniversiteler, ilgili sivil toplum kuruluşlarının yanında UNICEF Türkiye Milli Komitesi ve UNICEF Türkiye Temsilciliği'nin görüş ve önerilerine yer verildiğini, Türkiye'nin BM Çocuk Hakları Komitesi'ndeki sunumuna paralel olarak sivil toplum kuruluşlarının hazırladığı alternatif raporların da sunumunun yapıldığını anımsatıyor:
"Birinci rapor alanın bütün özneleriyle birlikte oluşturuldu ve paylaşıldı. İkinci rapor hazırlama sürecindeyse çok sınırlı bir çevrenin katkısı ile yetinildi. Birinci raporla ikinci rapor arasında mahiyeti itibariyle bir fark olmadığı halde ambargolu bir rapor durumuna getirilmiş olması düşündürücü. 2001-2006 yılları arasındaki olumlu-olumsuz gelişmeleri yansıtması gereken raporun, Avrupa Birliği süreçleri açısından olumsuzluklar içerdiği gerekçesiyle bekletilmesi ve sonuçlandırılmamış olması üzerinde SHÇEK'in ve Dışişleri Bakanlığı'nın ciddi olarak eğilmesi gerekir.
"Türkiye, çocuk sorunlarını çözmeye yönelik sosyal politikasının olmadığı, iktidarların yoksulluğu ve çocuk sorunlarını aşmak için yeni ve köklü atılımlara cesaret edemediği, buna karşılık yapay gündemlerle gerçek çocuk gündeminin ertelendiği bir ülke görüntüsü içinde. Bu belirsizliğin sonucunda çocuk sorunları giderek çözülemez duruma getirildi. Öncelikle Türkiye Büyük Millet Meclisi Çocuk Hakları İhlallerini İzleme Komitesi'ni, iktidarı ve muhalefetiyle bütün politika yapıcıları, çocuk hakları savunucularını Türkiye'nin çocuk gerçeğini anlama çabası için gönüllü ortaklığa davet ediyoruz." (TK)