Türkiye, Avrupalı Gibi Davransın

Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tasos Papadopulos, Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasında üyelik müzakerelerinin başlaması konusunu Rum hükümetinin zamanı gelince değerlendireceğini, üyelik müzakereleri sırasında Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımakta ve askerlerini adadan çekmekte zorlanacağını söyledi.

"Türkiye, kimseye veto kullanma hakkını vermemeli"

Papadopulos, Rum Ekologlar ve Çevreciler Hareketi konferansında yaptığı konuşmada, "Türkiye, Avrupa'nın kapısını çalmakta olduğu bir anda düşünmeli, Avrupalı gibi davranmalı ve kimseye, veto kullanma hakkını vermemelidir" diye konuştu.

Üçüncü tarafların "Türkiye'nin müzakere sürecinde Kıbrıs Cumhuriyetini tanıma taahhüdünde bulunacağına ve adadaki askerini çekeceğine" dair değerlendirmelerini hatırlatan Papadopulos, hükümetiyle bu konuda görüş alışverişinde bulunacaklarını da söyledi.

Kıbrıslıtürklerin izolasyonunun Rum hükümetinin politikasından kaynaklanmadığını belirten Papadopulos, Türkiye'nin politikasının Kıbrıslıtürklerin ekonomik durumuna değil Türkiye'nin siyasi amaçlarına hizmet ettiğini savundu.

Papadopulos, ayrıca "Türkiye, Kıbrıslıtürklerin ekonomik durumuyla ilgileniyorsa, Kıbrıs'ın birleşmesi için çaba harcamalıdır" dedi.

"Annan Planı'nın son hali, Türkiye'nin taleplerini karşılıyor"

Kıbrıslıtürkler referandumda "evet" dediği için Türkiye'nin daha fazla çıkar elde etmeye çalıştığını savunan Papadopulos, Annan Planı'nın son şeklinin, Türkiye'nin taleplerinin çoğunu karşıladığını ifade etti.

"Taahhütte bulunmadık"

Papadopulos, Kıbrıs Cumhuriyeti yönetimlerinin AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen'e, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin AB'ye üyeliğinden önce Kıbrıs sorununu çözme taahhüdünde bulunmadıklarını da belirtti.

Papadopulos, şöyle konuştu:

"Verheugen'in, kendisini yanılttığım iddiası, 1999'da yapılan, AB'nin Kıbrıs'ı üye alacağını bildirdiği ve Kıbrıs sorununun çözülmesini öngören anlaşmadır. O zaman başkan ben değildim ve Klerides'in savunucusu olarak konuşmuyorum, ancak Klerides, o zaman daha sunulmamış olan Annan Planı'nı kabul edeceği taahhüdünü veremezdi. Herhangi birini yanıltmak için daha 1999'da nasıl taahhüt altına girmiş olacaktı?" (NS/BB)