Halkın Emek Partisi'nin (HEP) kurucularından Musa Anter, İstanbul Kürt Enstitüsü'nün müdürlüğünü yapmıştı ve haftalık Yeni Ülke gazetesiyle günlük Özgür Gündem gazetesinin yazarlığı yapıyordu.
AİHM: Türkiye yaşam hakkını ihlal etti
Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun yayımladığı Susurluk Raporu'na da değinen AİHM, raporda cinayetin devlet görevlilerince işlendiğini, en azından onların bilgisi dahilinde gerçekleştirildiğini ortaya koyan ciddi bilgiler içerdiğini bildirerek, hem bu bağlantı nedeniyle hem de cinayeti etkin şekilde araştırmadığı için Türkiye'nin "yaşam hakkı"nı iki kez ihlal ettiğini açıkladı.
Bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinin iki kez ihlal edildiğini hükmeden AİHM, Anter'in yakınlarının da "mahkemeye etkin başvuru hakları"nın da kısıtlandığına, Sözleşmenin 13. maddesinin ihlaline de karar verdi. Anter davası AİHM'de 7 Aralık 2004'te kabul edilmişti. Anter ile ilgili kararı Türkiye'den yargıç Rıza Türmen'in aralarında bulunduğu yedi yargıçlık bir Oda verdi.
Devlet para önerdi, Aygan itiraf etti
Diyarbakır Belediyesi'nin düzenlediği bir festivale katılmak üzere bu kente giden Musa Anter, birçok tanığın verdiği bilgilere göre, kendisini bir kavgaya son vermesi çağıran bir kişi tarafından kurşunla öldürüldü. 20 Eylül 1992'de yaşamını yitiren Musa Anter'in katilleri bugüne kadar bulunmadı. Saldırıda Orhan Miroğlu ağır yaralandı.
Bir tanığa göre ise, Anter devrim vergisi ödemeyi reddettiği için köyünden çıkmaya zorlandı ve PKK'den tehditler aldı. Polis, olay yerinde 13 mermi kovanı bulurken Anter, otopsi raporuna göre vücuduna aldığı beş kurşunla yaşamını yitirdi.
Devlet, geçmişte Anter ailesini dostane çözüme razı etmek için tazminat önerirken sorumluları yargılamak konusunda bir çabaya girmedi. Geçen yıllarda PKK itirafçısı Abdulkadir Aygan, Anter ailesiyle görüşerek cinayetle bağlantılarını anlatmıştı. (EÖ/TK)