Sendikalı oldukları için sürgün edildiklerini savunan yedi memurun AİHM'ye açtığı dava da, mahkemelere başvuru hakkı kısıtlandığı gerekçesiyle Türkiye'nin 3 bin 500 avro (5 bin 600 YTL) mahkumiyetiyle sonuçlandı.
"Kızılbayrak", "Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak" ve "Ekim Gençliği" dergilerinin sahibi ve yazı işleri müdürü Gonca Balyemez Dönmezer ve üç çalışanın açtığı davada, 13 bin 750 avro (22 bin YTL) tazminata hükmedildi.
AİHM : Adalet Bakanı hedef gösterilmedi
Dergilerinde hükümetin çeşitli alanlardaki icraatlarını eleştiren Koç ve Tambaş, 1998'de üç yazıdan mahkum edilmişlerdi. Suça gerekçe gösterilen iki yazı, hükümetin Kürt sorununu ele alışını, üçüncü yazı da, cezaevleriyle ilgili Adalet Bakanlığı'nın politikasını eleştiriyordu.
24 Ağustos 1998'de İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi(DGM), başvuru sahiplerini, "bölünmez bütünlüğe yönelik propaganda" yapıldığı ve "terörle mücadele görevi yapanı hedef gösterdiği" gerekçesiyle para cezası mahkum etmiş, dergiyi bir ay süreyle kapatmış ve ilgili dergi sayılarını toplatmıştı.
Para cezaları, bundan dört gün sonra yürürlüğe giren 4454 Sayılı Şartlı Af Yasası'yla askıya alınmıştı. Sanıkların üç yıl süreyle aynı nitelikte suç işlemediklerini tespit eden mahkeme, 6 Haziran 2003'te dosyayı kayıtlardan silmişti.
İlk iki haberde şiddete teşvik edecek bir unsur bulunmadığını bildiren AİHM, üçüncü yazı içinse, bir bütün olarak değerlendirildiğinde "Adalet Bakanı'nın kayda değer fiziki bir hedef haline getirecek nitelikte bir ifadeye rastlanmadığını" açıkladı.
Cezaların şartlı olarak affedilmesinin başvuru sahiplerini gazetecilik yapmaktan alıkoyan bir etki yarattığını bildiren AİHM, mahkumiyetin demokratik bir toplumda gerekçesiz olduğunu açıklayarak, oybirliğiyle Türkiye'yi mahkum etti.
Sendikacılar OHAL Yasası'nı mahkum etti
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Diyarbakır Şubesi üyesi altı öğretmen ve Enerji Yapı Yol-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Nadir Bingöl'ün AİHM'de açtığı davada, Türkiye, mahkemeye etkin başvuru yollarını kapattığı gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 13. maddesine dayanarak cezalandırıldı.
Nigar Ademyılmaz, Muazzez Onuk (Özder), Ahmet Mefahir Altındağ, Hüseyin Elçi, Haydar Kılıçoğlu ve Abdulhalim Kaçmaz isimli öğretmenlerin ve Bingöl'ün başvurusunda "örgütlenme özgürlüğünün kısıtlandığı da iddia edilmişti.
Ancak AİHM, sendikacıların sürgün edilmelerinin ilke olarak sendikaya üye olmalarının önünde engel oluşturmadığını ve sendikal haklarının kısıtlanmasına yol açmadığını bildirdi.
Diğer yandan AİHM, Olağanüstü Hal Bölgesi'nde Valilere verilen geniş sürgün etme yetkilerini eleştirdi. AİHM, atanan kamu çalışanlarının, 285 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4/g bendine karşı yargıya başvuramadıklarını hatırlattı. Mahkeme, bu nedenle Türkiye'yi oybirliğiyle mahkum etti.
Dergi çalışanlarına "uzun gözaltı" ceza getirdi
Kasım 1996'da dokuz gün süreyle gözaltında tutulduktan sonra "örgüte yardım ve yataklık" iddiasıyla yargılanan ve 11 Kasım 1998'de beraat eden dergi sahibi Dönmezer ve üç şirket çalışanının açtığı davada Türkiye, sadece "uzun gözaltı" iddiasıyla suçlu bulundu.
AİHM, başvuru sahiplerinin, "suçlamalarla ilgili bilgilendirilmedik, güvenlik hakkımız kısıtlandı" şeklindeki gerekçelerini ise kabul etmedi.
Dergi çalışanları, gözaltına alındıkları süre içerisinde iki polis memurunun öldürülmesinde adı geçen kişilerle bağlantıları konusunda sorgulandılar. Evlerinde yapılan aramalarda dergi sayıları ve örgütü destekleyici nitelikte çeşitli belgelere el konmuştu. (EÖ/TK)