Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Erciş merkezli 7.2 büyüklüğündeki depremin etkilerini saptamak için Van depremi ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.
TMMOB, aralarında TMMOB Yönetim Kurulu Üyeleri, TMMOB'ye bağlı odaların yönetim kurulu başkanları, akademisyenler ve uzmanların bulunduğu 60 kişilik bir heyetle Erciş merkezli deprem ile ilgili çeşitli incelemeler gerçekleştirdi. Bu incelemeler sonucunda yayımlanan açıklamada; TMMOB'un 1999 Ağustosu'nda Adapazarı merkezli deprem sonrasında ilgili mercileri yapılması gereken düzenlemelere dair uyardığına dikkat çekiliyor. TMMOB'a göre, yapılan uyarılar ve yayımlanan raporlar dikkate alınmadığı için Türkiye "artık yalnızca bir 'deprem ülkesi' değil bir 'afet ülkesi'".
TMMOB, Adapazarı depreminden beri Türkiye'deki deprem düzenlemelerinde bir arpa boyu dahi yol alınamadığının, Van ve Erciş'te yaşanan depremle gün ışığına çıktığını belirtiyor.
Deprem mevzuatında "köklü, kalıcı değişiklikler gerçekleştirilmediği"nin de altının çizildiği açıklamaya göre "Ülkemizde konutların yüzde 40'ı kaçak ya da ruhsatsız" ve "bina stokunun yüzde 10'unun yenilenmesi, yüzde 30'unun onarılması" gerekiyor. Ayrıca "Nüfusun yüzde 98'inin deprem tehlikesi altında" yaşadığı Türkiye'de; "Afet sonrası öncelikli kullanım grubunda yer alan hastane, okul gibi kamu yapıları"nın bir kısmı hala olası doğal felaketlerde yıkılma riski taşıyor.
Depremi afete dönüştüren sebepler
TMMOB'a göre Türkiye'de yaşanan depremlerin yıkıcı sonuçlar doğurmasının ardında yatan sebepler şöyle:
* 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile getirilen, onlarca yasal düzenlemeyle ülke geneline adeta geçerli sistem haline getirilen kaçak yapılaşmayı özendiren "af"ta ısrar edilmesi. Söz konusu Kararname ile Yapı Denetim Kanunu'nda yapılan değişiklikle ülkemizdeki tüm köylerin yanı sıra, belediyelerin yaklaşık olarak yüzde 70'ini oluşturan, nüfusu 5 bin kişinin altındaki belediyelerin sınırları içindeki yapılaşmaların yapı denetim sistemi dışına çıkarılması
* Kamu yapılarının planlama ve denetim kapsamı dışında bırakılması
* Van Gölü kıyısında afet bölgesi ilan edilen alanda, kamu kurumlarının yer seçmesinde ve tarım arazilerinin, gevşek zemin özellikli ovaların çok katlı yapılaşmaya açılmasında sakınca görmeyen bir anlayışın benimsenmesi
* "Kentsel dönüşüm"ü "deprem açısından risk taşıyan" bölgelerde uygulamak yerine "rantsal dönüşüm" olarak gören bir anlayışın benimsenmesi
* Deprem gerçeğini İstanbul üstünde sanallaştıran, Anadolu'yu görmeyen bir anlayışın benimsenmesi
* İktidarın dokuz yıldır, depremin tehlike ve risk büyüklüğüyle orantılı politikalar ve programlar geliştirme iradesinden yoksunluğu
Ne yapılmalı?
TMMOB, "hiç ulaştırılmamış köylere" acilen gerekli yardımların yapılması ve yıkılan binalara arama-kurtarma ekiplerince ivedilikle müdahale edilmesi gerektiğini savunuyor. Ayrıca açıklamada, Erciş'te çadır kentler oluşturulması ve devletin kaynaklarının "bölgede protokol karşılanmasına yönelik değil halkın acil ihtiyaçlarının giderilmesi" için harcanması gerektiğine dikkat çekiliyor.
TMMOB'a göre deprem bölgesindeki vatandaşların devlete olan borçları da "ertelenmek yerine tamamen silinmeli." (IK/HK)