Merkezi Hollanda'da bulunan çokuluslu araştırma grubu Lighthouse Reports'un geçtiğimiz cuma günü yayımladığı araştırmaya göre Suriyeli ve Afganistanlı erkekler, kadınlar ve çocuklar Türkiye'de, Avrupa Birliğince finanse edilen, işkence ve ihlallere maruz kaldıkları sınır dışı merkezlerinde tutuluyor ve AB olayı izlemekle yetinirken zaman zaman ölümcül bir hal alan riskler altında zorla sınır dışı ediliyorlar.
Lighthouse Reports'un (LR) konuyla ilgili olarak Avrupa'nın önde gelen haber mecraları El País (İspanya) , Der Spiegel (Almanya), Politico Europe (Belçika), Etilaat Roz (ABD), SIRAJ, NRC (Hollanda), L’Espresso (İtalya) ve Le Monde (Fransa) ile iş birliği halinde yürüttüğü araştırma, bu sınır dışı etme sistemine ve AB'nin bu sistemi bilinçli bir biçimde kurup sürdürüşüne yönelik daha önce görülmemiş bir bakış açısı sunuyor.
AB Komisyonu'nun yanıtı
Cuma günü Brüksel'de İngilizce yayımlanan The Brussels Times'ın konuyla ilgili sorularını yanıtlayan bir Avrupa Komisyonu sözcüsü, komisyonun geri gönderme merkezlerinde olduğu iddia edilen suistimallerden haberdar olup olmadığını veya konuyu Türk yetkililerle görüşüp görüşmediğini yanıtlamayı reddetti.
Sözcü, "Türkiye, AB için önemli bir ortak ve aday ülke olmaya devam ediyor" dedi. "AB, Türkiye ile büyük bir dayanışma gösterdi ve gönüllü geri dönüşler için geri gönderme merkezleri de dahil olmak üzere Türkiye'deki mülteciler ve ev sahibi toplulukları desteklemek için milyarlarca avro seferber etti. Yardım, AB ve uluslararası standartlara uygun olarak göç yönetiminde yönetişimi iyileştirmeyi amaçlıyor." dedi.
Komisyonun 2023 raporuna göre, Türkiye AB müktesebatıyla yalnızca kısmen uyumlu. Türkiye'de uluslararası koruma arayan kişilerin büyük çoğunluğu tam mülteci statüsüne başvuramaz, yalnızca "şartlı mülteci" statüsüne ve ikincil korumaya başvurabilir.
Sözcü, The Brussels Times'a "Türkiye'nin mülteci statüsünün tanınması konusunda kendi düzenlemeleri [olduğunu]" söylüyor. "Bireylerin temel hakları ve geri göndermeme ilkesi her zaman saygı görmelidir, ancak bunların uygulanması ve korunması Türkiye'nin sorumluluğundadır."
Sözcü, "İnsan hakları ihlallerine dair kanıt alırsak, durumu ele alacağız." diye ekledi.
Haberin yer aldığı yayınlar
- Politico: The EU is helping Turkey forcibly deport migrants to Syria and Afghanistan
- El Pais: Refugees locked up like animals and deported like criminals, with EU money
- Der Spiegel: How the EU is helping with the deportation of Syrians and Afghans
- NRC: Abused in a Turkish deportation centre. 'This project is funded by the EU'
- Etilaat Roz: Forced deportation to death; The complicity of the European Union with Türkiye in expelling refugees
- Le Monde: Türkiye, the EU-funded expulsion machine
Türkiye: Milyarlarca avroya mal olan bir tampon
LR'nin araştırmasına göre, son on yılda, Taliban yönetiminden ve süren Suriye iç savaşından kaçan milyonlarca Suriyeli ve Afganistanlıyı kendi ülkelerine geri göndermeyi güvenli görmeyen Türkiye'ye sığındı. AB milyarlarca avro karşılığında Türkiye'yi bu göçmenlerin Avrupa'ya ulaşmalarını engellemek için bir tampon bölge haline getiriyor.
Göçmenler güvenli olmayan ülkelerine geri gönderiliyor
LR son yıllarda, ekonomisinin başaşağı gitmeye başlaması ve mülteci karşıtı duyguların yükselmesiyle birlikte Türkiye'nin, göçmenleri sınır dışı etme çabalarını artırdığını ve yüz binlerce Suriyeli ve Afganistanlının geri gönderildiğini yazdı. LR bu uygulamaın AB tarafından kurulan ve finanse edilen dünyanın en büyük göçmen tutuklama sistemlerinden biri olan tutuklama, gözaltı ve sınır dışı etme altyapısı sayesinde mümkün olduğunu yazdı.
Geri gönderme merkezleri için 213 milyon avro
LR, Türkiye'de yaklaşık 30 geri gönderme merkezinin inşası ve bakımı için 213 milyon avroluk AB fonu belgelediklerini ve ülkeye sınırların ötesindeki insan akışını yönetmeye yardımcı olmak için toplamda yaklaşık 1 milyar avro verildiğini kaydediyor: "Bu fonların bir kısmı, göçmenleri izlemek ve yakalamak için kullanılan parmak izi sistemlerini genişletmek ve geri gönderme merkezlerini dikenli teller ve daha yüksek duvarlarla donatmak için kullanıldı".
Taciz ve işkence iddiaları
LR elde ettikleri "belgeler, görsel kanıtlar ve [yaptıkları] mülakatlar sayesinde, tutukluların genellikle hukuki yardımdan mahrum bırakıldığını ve sağlıksız ve aşırı kalabalık koşulların yanı sıra tacize ve hatta işkenceye maruz kaldıkları[nın]" ortaya çıkarıldığını söylüyor. Geri gönderilenlerin birçoğu, "kaçtıkları ülkelere gönüllü olarak geri döneceklerini" belirten belgeleri imzalamaya zorlanıyorlar.
AB her şeyi biliyor ve göz yumuyor
LR'nin iddiasına göre, AB bu sistemin kendi finansmanıyla yürüdüğünün farkında olduğunu, kendi personelinin de kurum içinde alarm verdiğini gördüklerini ancak üst düzey yetkililerin buna göz yummayı tercih ettiklerini ileri sürüyor.
Araştırma nasıl yürütüldü?
LR araştırmanın yürütülme yöntemini şöyle özetliyor:
▶ AB tarafından finanse edilen 22 farklı geri gönderme merkezinde gözaltına alınan 37 kişi, Türkiye, Suriye ve Afganistan yetkilileri ve aralarında eski geri gönderme merkezi personelinin de olduğu de 100'den fazla kaynakla görüştük. Kötü koşullar, sistematik şiddet ve "gönüllü" geri gönderme belgelerini imzalamaya zorlanmaya yönelik ifadeleri, görsel kanıtlar, mahkeme kararları ve yüzlerce sayfa AB belgesinin kapsamlı bir incelemesiyle desteklendi.
▶ Türkiye'de göç yönetimine ayrılan AB fonlarının bugüne kadarki en detaylı analizi kapsamında, AB ve Türkiye resmi rapor ve brifinglerini, araştırma makalelerini ve tedarik ve ihale çağrı belgelerini taradık. Avrupa Komisyonu ajanslarına 20'den fazla bilgi edinme özgürlüğü talebi sunduk, bunların çoğu AB'nin Türkiye ile ilişkilerine zarar verebileceği gerekçesiyle reddedildi.
▶ AB fonlarının nasıl kullanıldığı konusunda denetim sağlamayı amaçlayan AB izleme mekanizmalarıyla ilgili bu suistimaller ve sorunlar konusunda resmi farkındalık düzeyini daha iyi anlamak için hem Brüksel'de hem de Türkiye'de bir düzineden fazla Avrupalı diplomat ve yetkiliyle görüştük.
▶ Ayrıca, Türkiye sokaklarında mültecileri hedef alan kitlesel tutuklamalar yapmak ve mültecileri Suriye'ye geri götürmek amacıyla yetkililerce kullanılan AB tarafından finanse edilen ekipmanların görüntülerini yakaladık ve özgün maksatlarını belirlemek üzere ekipmanı dahili AB belgelerinde izledik.
İnsan öyküleri
Raporda Türkiye'den Suriye ve Afganistan'a zorla sınır dışı edilenlerin öykülerine de yer veriyor:
28 yaşındaki Abdul Eyse, dört yıldır Türkiye'de yasal olarak yaşarken sokakta gözaltına alınmış, AB tarafından finanse edilen bir merkezde hapsedilmiş ve "gönüllü dönüş" belgesini imzalamaya zorlanmıştı. Kısa bir süre sonra, üzerinde AB bayrağı olan bir otobüsle Suriye'ye götürülmüş ve orada bırakılmıştı.
Abdul, "Ev ihtiyaçları için alışverişe gidiyordum ki Türk polisi beni tutukladı," diyor. "Hapishanede ağır işkenceye uğradık, dövüldük ve hakarete uğradık, ayrıca bizi 12 saate kadar bir buzdolabında tuttular. Bizi gönüllü sınır dışı belgeleri imzalamaya zorladılar."
Mülteci, 2019'da bir bombardımanda yaralandıktan sonra Suriye'den ayrılmıştı ve Türkiye'de karısı ve kalp rahatsızlığı olan dört yaşındaki oğluyla yaşıyordu. Ailesi de Türkiye'de onsuz geçinemeyecekleri için, onunla birlikte Suriye'ye gitmek zorunda kalmışlardı.
Aile halen AB'nin "terörist" olarak nitelediği bir grup tarafından kontrol edilen ve tıbbi bakımın ciddi yetersizlik içinde olduğu Suriye'nin İdlib ilinde yaşıyor. Ahmad, hayatını kurtarabilmek için çok muhtaç olduğu ameliyatı yaptıramıyor.
Kimi durumlarda, Türkiye'den sınır dışı edilmenin sonuçları ölümcül olabiliyor. Bunlardan biri olan bir çocuk babası, Afgan özel kuvvetlerinde görevli Cemşid [güvenlik sorunları nedeniyle adı değiştirildi] Taliban Kabil'i ele geçirmeye yöneldiğinde Afganistan'dan kaçarak 2023 yazında Türkiye'ye ulaştı.
Bir ay sonra tutuklandı ve önce İran'a, sonra da Afganistan'a sınır dışı edildi, iki yakınına göre, bir kaç hafta sonra ensesinden ve başından kurşunlanarak öldürüldü.
Avrupalı yetkililer ne diyor?
LR, birkaç Avrupalı diplomatın, AB'nin üst düzey yetkililere fon suistimalleri ve sınır dışılara ilişkin kaygılarını ilettiklerini ancak görmezden gelindiklerini söylediğini kaydediyor. AB veya üye ülkelere mensup Türkiye'deki yedi Avrupalı diplomat, Suriyelilerin zorla sınır dışı edilmesinden ve/veya merkezlerdeki korkunç koşullardan haberdar olduklarını belirtmiş. Bir eski AB yetkilisine göre, bu konular AB'nin Türkiye hakkındaki yıllık raporlarından "sistematik olarak silindi". Diplomatlar "Herkes bunu biliyor. İnsanlar gözlerini kapatıyor," dediler.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Emma Sinclair, Türkiye tarafından gerçekleştirilen ve AB parasıyla kolaylaştırılan zorla sınır dışı etmelere atfen "Avrupa liderleri olup bitenin tamamen farkındalar, sadece ellerini kirletmek istemiyorlar," dedi. "AB, dolaylı olarak zorla geri göndermeleri kolaylaştırıyor. İnsan hakları ihlallerini üçüncü ülkelere taşeron olarak veriyorlar.”
Gönderilenlerin yarısı zorla gönderilmiş
Lighthouse Reports'ta Araştırma Editörü ve raporun ortak yazarı olan May Bulman, The Brussels Times'a "Türkiye, tüm Suriyeli geri dönüşlerinin gönüllü olduğunu savunuyor" diyor. Ancak Bulman "bir sınır kapısındaki Suriyeli yetkililer[in kendilerine] kaç Suriyelinin gönüllü olarak geri döndüğü ve kaçının zorla sınır dışı edildiği konusunda ayrıntılı istatistikler sağladı[ğını]" ifade ediyor.
Bu rakamlara göre, "2023 ve 2024'te bir sınır kapısında sınır dışı edilenlerin yaklaşık 27 bin insanın yarısı zorla geri gönderilmiş." LR'ye göre Türkiye ve dört sınır kapısındaki Suriyeli yetkililerden alınan veriler, "2023'te toplam 69 bin, 2022'de 52 bin Suriyelinin sınır dışı edildiğini gösteriyor."
(AEK)