Köyde anneannem Türkçe bilmediği için bizler onunla Kürtçe konuşuyorduk. Köyümüzde de Türkçe konuşan sayısı çok azdı.
Kürttüler, Kürtçe bilmiyorlardı
İstanbul'a geldiğimizde oturduğumuz semtte Kürtler yoğunluktaydı ama hiçbiri Kürtçe konuşmuyordu. Çocuklar da Kürtçe bilmiyordu.
Tuhafıma gidiyordu. Onlar hem Kürt'tü, hem de başka bir dil konuşuyorlardı. Bizim bozuk Türkçe'mizle de alay ediyorlardı. Zamanla biz onlara alıştık, onlar da bize.
İlkokulda Türkçem
3 yıl sonra ilkokula başladığımda Türkçem düzelmeye başlamıştı. Okulda içine kapalı bir çocuktum. Türkçem bozuk olduğu için kimseyle konuşmuyordum. Benimle alay etmelerinden korkuyordum.
Zamanla bizimle yaşayan ve Üniversite sınavlarına hazırlanan dayımla sıkıntılarımı paylaşmaya başladım. O da bana Kürtçe'nin bizim ana dilimiz, Türkçe'nin ayrı bir dil olduğunu anlattı.
Türkçe benim için ikinci dildi. Dayım Türkçemin bozukluğunun normal olduğunu anlattı. Biraz rahatlamıştım. Zamanla Türkçem düzelecekti. O söyledi, ben inandım.
Daha sonra okulda insanlarla iletişim kurmaya başladım. Ama arkadaşlarım genelde Kürt'tü. Türkler bizimle pek konuşmuyordu. Benimle alay ettikleri için onları sevmiyordum.
Artık herkesle iletişim kuruyorum
İlkokulu bitirdiğimde Türkçem tamamen düzelmişti. Ortaokulda artık ayırım yapmadan bütün herkesle iletişim kurabiliyordum.
Kürtlerle ilgili gelişmeleri yakından takip ediyordum. Ve kitaplar okuyordum. Newrozu'un ne elime geçen bir kitaptan okudum. Newroz isyandı. Zulme başkaldırıydı.
Demirci Kawa oyununda oynadım
İlk katıldığım Newroz Ankara'da bir düğün salonundaydı. Bir tiyatro grubundaydım. Demirci Kawa isyanını dansla anlatan bir oyun hazırlamıştık. Oyun çok ilgi gördü. 1999 yılına kadar yapılan bütün Newroz Bayramlarına katıldım.
Son iki yıldır Kürtlerin Newroz'u kutlamasına izin verilmiyor. Newroz'u baharın gelişi adıyla Nevruz olarak insanlara kabul ettirmeye çalışıyorlar ama bunu da başaramıyorlar..
Herkes biliyor ki Newroz Demirci Kawa'dan başlayıp bugünlere kadar gelen ezilen bir halkın zulme başkaldırısıdır.
Anneannem Kürtçe, ben Türkçe
Şimdi kimse konuşmamdan Kürt olduğumu anlamıyor, Türkçe'yi gayet iyi konuşuyorum. Ama şimdi, anneannemle çocukluğumdaki gibi anlaşamıyoruz. Ben onun Kürtçe'sini anlıyorum ama konuşamıyorum. O da Türkçe'yi anlıyor ama konuşamıyor. Yani o Kürtçe, ben Türkçe konuşup anlaşmaya çalışıyoruz. Birbirimizi ne kadar anlayabilirsek...
Beş yaşındayken, "bunlar hem Kürt, hem Kürtçe konuşmuyorlar" diyordum, tuhafıma gidiyordu ya. Şimdi, ben de öyle oldum işte. (BS/NM)